BENCE FINDIK OCAKLARI SÖKÜLMELİ BAHÇEYE KESTANE FİDANI DİKİLMELİ |
Hani bir zamanlar fındık üreticilerine;
“Fındığa alternatif ürünler aranmalı ve gerekirse fındığın yerine ‘Kivi’ üretilmeli” denilmişti…
Birçok fındık üreticisi de fındık ocaklarının yerine ‘Kivi Fidanı’ dikerek ‘kivi’ yetiştirmişti…
Yetiştirmişti yetiştirmesine de;
Toplu olarak pazarlayacağı bir yer bulamamıştı…
Bulamayıp iş başa düşüncede;
Yetiştirdiği ‘kivileri’ bahçesinden kilo kilo toplayıp kendisi pazarlama işine girişmişti…
Her neyse…
Konumuz kivi değil…
Sohbet konumuz;
Fındığa alternatif olarak yolculuk yapan ‘fıstık, ceviz ve kestane’ gibi ‘çerezlik’ ürünlerin ekonomik karşılığı ve tüketim alanları…
Örneğin önce KESTANEYİ ele alalım;
Ülkemizde genellikle Aydın, İzmir, Bartın, Sinop ve Bursa illerinde çok üretiliyor…
Ve yıllık üretimi de -ortalama-70 bin ile 80 bin arasında oluyor…
Ve en çok tüketim şeklide şu alanlar oluyor;
-Kabuklarından ayırarak atıştırmalık olarak çiğ yeniyor…
-Kabukları çizilip ve soba üzerinde veya Kuzinenin fırınında ‘Kebap’ olarak pişirilip tüketiliyor…
-Yine kabukları çizildikten sonra suda haşlaması yapılıyor…
-Püre haline getirildikten sonra ‘kestane şekeri’ ve tatlılarda yardımcı malzeme olarak kullanılıyor…
İç pazarlardaki ekonomik değeri;
60 liradan başlıyor, 90 ve 100 liraya kadar çıkıyor…
Gelgelelim FISTIK konusuna;
Ülkemizde genellikle Güneydoğu Anadolu yöresinde ve daha çok Gaziantep ilinde yetişiyor…
Yılda yaklaşık olarak 200 bin ton dolayında yurtdışına ihraç ediliyor…
Tüketildiği alanlar;
-Daha çok ‘çerezlik’ olarak tüketiliyor…
-Baklava, katmer, künefe, dondurma, çikolata ve geleneksel mutfak tatlılarında tüketiliyor…
-Öksürük şurubunda kullanılıyor…
Ülke içerisindeki ekonomik değeri;
Kabuklu fıstığın kilosu; 170 lira…
İkinci kalite kabuklu fıstığın; 160 lira…
Antep kavlak fıstığı; 200 lira…
Kavrulmuş Antep fıstığı kilosu; 250 lira…
Kısaca birde CEVİZ’e bakalım;
Ülkemizde yıllık ortalama 300 bin ton ceviz üretilirken…
Bunun 50-60 bin tonu dışarıya satılıyor…
Tüketildiği alanlarsa kısaca şöyle;
-Çerez olarak tüketilebiliyor…
-Dolmaların harçlarına iç ceviz olarak katılıyor…
-Sulu et yemeklerinde etin tadını değiştirmek için kullanılıyor…
-Makarnalarda ve tatlılarda kullanılıyor…
İç pazarımızdaki ekonomik değeri;
Cinsine ve kalitesine göre 60 TL’den başlıyor 120 TL’ye kadar çıkıyor…
Son olarak geldik FINDIK konusuna;
Dünyanın fındık ihtiyacının yüzde-70’ini Türkiye karşılıyor…
Ve yapılan ihracatla ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor…
Tüketildiği ve kullanıldığı alanlar ise kısaca şöyle;
-Ülke genelinde fazla olmasa da, fındık üretilen yörelerde ‘çerezlik’ olarak tüketiliyor…
-Çikolata, bisküvi, şekerleme, tatlı ve pasta ve dondurma yapımında kullanılıyor…
-Rafine edilerek yemeklik yağ üretiliyor…
-Fındık kolonyası yapılıyor…
-Gres yağı üretiminde kullanılıyor…
-Boya endüstrisinde yer alıyor…
-İlaç ve kozmetik sanayiinde hammadde olarak kullanılıyor…
(Liste çok uzun olduğu için hepsini yazmıyorum)
Kısacası; fındığın hem içi ve hem de dışı 34-35 alanda tüketiliyor…
İç pazardaki ekonomik değeri;
‘Taban Fiyatı’ 55 TL olarak ilan edilince üretici sevincinden göklere uçuyor…
Ardından 40 TL’lerde düşünce kendinden vazgeçiyor!
Tekrar 50 ve 60 TL’ye çıktığını duyunca yeniden seviniyor…
Yani kısaca demem o ki;
“Yahu benim fındığımın kestane kadar değeri yok mu?”
“Fıstıktan ve cevizden daha çok alanda kullanılmasına rağmen niye benim fındığımın fiyatı onlardan düşük” diye düşünmüyor…
Sadece;
Küçücük sevinmelerle, büyük üzüntüler içinde bocalayıp duruyor…
Son sözlerimi şöyle söylemek istiyorum;
Benim yılda 150 kilo ile 200 kilo arasında değişen küçük ‘çerezlik’ bir bahçem var…
Yani topladığımız fındığı satmıyor ve ‘çerezlik’ olarak kullanıyoruz…
Şimdi sizde bundan sonra diyeceksiniz ki;
“Hem satacak fındığım yok diyorsun, hem de el-alemin fındık sorununa -üstüne vazife olmadığı halde- burnunu sokuyorsun” diye düşünenlere de kısaca yanıtım şöyle olur;
“Fındığım-fıstığım olmasa da bende bu toplumla birlikte yaşıyorum..
Onlar üzüldükçe bende üzülüyor…
Sevindikçe bende mutlu oluyorum da onun için pişmiş aşa su katıp ve olur-olmaz yerlerde maydanoz oluyorum.”
Tekrar görüşmek üzere;
Şimdilik hoş, hoşça, esenlik ve salık içinde kalın…