Çanakkale bir savaş değil, bir Ilahi güç ,bu güçlerin birleştiği,
Çanakkale zaferinin yıl dönümünü yaşadığımız şu günler de en değerli varlığı olan canlarını Allah cc için vatan için veren dedelerimizi anmadan geçmek, unutmadan, her saniye aklımızda olmalıdır.
Çanakkale’de var olma, yok olma savaşı veren, yedi düvele aslanlar gibi karşı koyan Türk evlatlarımın manevi bir güçle buluşmasıdır.
18 Mart’ın dünya tarihinin değiştiği gün
Üstünde yaşanan toprağın tanınması gerektiğini
“Bazı olaylar vardır, milletler için dönüm noktasıdır.
Çanakkale, bu olaylardandır.
Çanakkale’de yaşananlar, sadece kuru bir ‘savaş’ kelimesiyle açıklanamaz.
Orada yaşananlara, ancak bir milletin şahlanışı denebilir.
Bu hakikatleri bir şair şu şekilde dile getirir:
Ve yeşil kuşlar uçuşur Çanakkale vadilerinde
Ve rüzgar harp durumuna geçer en tepede
Çanakkale, Anadolu insanının, yüreğindeki iman gücüyle o zamanlardaki dünyanın en güçlü devletlerine meydan okumasıdır.
Nasıl Malazgirt zaferi ile Anadolu Türklere kapılarını açmışsa Çanakkale zaferi de Türklere Anadolu’nun tapusunu vermiştir.”
Son üç asırda dil, din ve tarih ekseninde bir kırılma yaşadığımız Çanakkale’de yaşananlardan ders alınabilirse bunun yeni bir diriliş olacağıdır
Çanakkale’de 33 bin hektar alanda, sekiz ayda 1 milyona yakın kişinin savaştığını, her gün binlerce askerin hayatını kaybettiği bir zeytinin üç lokmada yenmesi için Genelkurmay’ın genelge yayınladığı, Anadolu’da eli silah tutan bütün erkeklerin savaşa gittiği, tarlaların ekilip biçilemediği, ekilenlerin de çekirge istilasına uğradığı,
“Çanakkale aynı zamanda imandır, inançtır. İnancı alırsanız, geriye cinnet kalır.
Öyle ki Çanakkale’de yaşananları, geri dönenler anlatmak istemedi.
Onlardan biri olan Koca Seyit, ‘Biz yaptıklarımızı satmayız.” dedi.
Tarihin sadece geçmiş bilimi olmadığını, bir gelecek bilimi olduğunu bilmeliyiz.
“Tarih, modern tabiriyle bir navigasyon cihazıdır.
“Atiyi maziye taşımaktır. ”
Dilini bilirseniz, size muhteşem yol gösterir. Buradan çıkan sonuç görürsek , ‘Vay be ne milletmişiz.’ diye avunursak çok tehlikelidir. Önemli olan, ecdadımızın koyduğu çıtayı yükseltmeyi düşünmektir.”
Çanakkale’de savaş esnasında yaşanılan sayısız fevkalade hadiseden sadece yaşanılan, şahit olunan bu hadiseleri anlatmak başlı başına bir kitap konusu olacak kadar fazladır. Savaştan sonra ortaya çıkan bu ilahî tecellilerin belki bir hikmeti de bizlerde Çanakkale ruhunu, Çanakkale şuurunu daima canlı tutmak, o ruhtan, o şuurdan asla kopmamak içindir..