Ahmed ÇITLAKOĞLU
Ahmed ÇITLAKOĞLU
ahmedcitlakoglu@giresungundem.com
Namazsız ve Bayramsız(!) Bayram!..
  • 0
  • 156
  • 27 Mayıs 2020 Çarşamba
  • +
  • -

“Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.” (Araf, 96)
***
Namazsız ve Bayramsız(!) Bayram!..
2020 Ramazân Bayramının düşündürdükleri!..
Bu Bayram; İslam tarihinde emsali olmayan Cuma namazı ve camilerde cemaatle vakit namazlarıyla teravih namazının kılınamadığı bir Ramazân akabinde yine İslam tarihinde emsali olmayan Bayram namazının kılınamadığı ve Bayramlaşmaların olmadığı müstesna bir Bayram!..
2020 yılı Ramazan Bayramı; Yaşanılmayan/yaşanılamayan, bayram adabına-şartlarına uyulmayan/uyulamayan, ‘Bayram standartları’na riayet edilemeyen; neşesiz, tatsız ve hüzünlü adeta Bayramsız(!) bir bayram…
Umumun malumu olduğu üzere Ramazan Bayramı, ehemmiyet ve hikmetlerini saymaya kelam ve kalemlerin yetersiz kalacağı dinî (İslamî) iki bayramdan (Ramazan ve Kurban) biridir.
Yıllardır camilerde vaaz ve hocalarımızın anlattığı ve ilmihal kitaplarında yazılı olan “Bayram adapları ve bayramda yapılması gereken vazifelerimiz” arasında;
– “Bayram Namazını Kılmak…
– Fitre vermek…
– Hediyeleşmek… (Büyüklerin ve çocukların sevindirilmesi)
– Sıla-i rahim yapmak… (Ana-baba ve akraba ziyaretlerinde bulunmak)
– Hastaları, kimsesizleri ve dostları ziyaret etmek…
– Dargın olanların barışması ve barıştırılması…
– Kâbir Ziyaretleri” yer almıyor muydu?
Peki, bu bayramda bunların hangileri yapılabildi?.
Bu şartlar altında bayram adap ve ilkelerinin yapılamadığı bayram nasıl bir bayram olabilir?!..
Yıllardır hatip ve hocalarımızın kürsülerde, mihrap ve minberlerde “Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Türkmenistan’da, Myanmar’da Arakan’da ve sair mazlumlar coğrafyasında nice mazlumların bir asırdır Bayram yapamadıkları” dillerinden düşmüyordu!.. “Ezenler, zalimler bayram yaparken ezilenler, mazlumlar ağlıyor” deniliyordu.
Peki, sebep ne olursa olsun, netice itibariyle sözü edilen o mazlumların bayramlarıyla bugün bizlerin bayramı arasında ne fark oldu ki!
***
Dünya ülkelerinde korona!..
Öyle bir algı oluşturuldu ki “Korona denilen bela, bütün dünyayı etkisi altına altı.. Bütün dünya korona ile meşgul…” Oysa rakamlar hiç de öyle söylemiyor!..
Dünya ülkelerinde ölüm sayısına bakıldığında koronanın dünyada değil esas itibariyle ABD ve Avrupa ülkelerinde salgın olduğu görülüyor!..
İşte, dünya ülkelerinde 100.000 kişi başına düşen ölüm sayısı (yüzde olarak): Belçika 81, İspanya 62, İtalya 54, Büyük Britanya 55, Fransa 44, İsveç 40, Hollanda 33, ABD 30, İsviçre 22, Kanada 18
***
Peru ve Brezilya 11, Almanya ve Danimarka 10, İran 9
***
Türkiye ve Kuzey Makedonya 5, Meksika, Bosna Hersek, Şili ve Kuveyt 4, İsrail 3 , Polonya ve Rusya 2, Suudi Arabistan ve Arjantin 1
***
Mısır ve Katar 0,8 – Japonya ve Afganistan 0,6 – Endonezya, Pakistan ve Azarbeycan 0,5
Malezya, Irak, Lübnan, Sudan ve Tunus 0,4
***
Çin, Hindistan ve Kırgızistan 0,3 – Ürdün, Yemen, Filistin, Arjantin ve Nijerya 0,1
***
Libya, Suriye, Zambia, Vatikan, Tayvan, Venezuela ve Özbekistan 0,0
***
Bizim milletimizin güzel bir hasleti vardır. Alınan kararlara (tasvip etmese, eleştirmiş olsa da) itaat eder. Mesela yargı kararlarında tasvip etmediği, hukuki bulmadığı kararlar olsa da, bunu münasip şekilde ifade eder, lakin karara uyar.

Nitekim 83 milyon olarak milletimiz topyekûn korona belası vesilesiyle devletin aldığı (Cuma namazı, Camilerde cemaatle namaz ve teravih namazı, Bayram namazı yasağı, 65 yaş üzeri ve 20 yaş altı sokağa çıkmama gibi) nice kısıtlamalara (tasvip etmese de) itaat etmiştir…
***
Ülkemiz ve milletimiz bu korona belası ve illeti vesilesiyle sabır ve tahammül sınırlarını zorlayan uzun bir süre maddi ve manevi mahrumiyetlere maruz kaldı…
Ümit ve dua ediyoruz ki inşallah kısa sürede hayat normale döner…
Korona denen bela, ülkemiz açısından gerçekten korkutulduğu kadar tehlikeli bir bela mıdır, yoksa suni bir korku belası mıdır; bu, normale hayata dönülünce (bu sahada yazmak ve konuşmak serbest olduğu dönemlerde) daha iyi anlaşılacaktır!..
Temennimiz o dur ki, devletin aldığı kısıtlama kararlarının gerekçeleri haklı olsun, kısıtlamalar neticesinde korona öncesine göre maddi ve manevi sahada daha olumsuz neticeler zuhur etmesin!..
Allah bizleri bu beladan ve belaya sebep olanlardan korusun!.. Amin
“Toprak gibi sessiz olduğum an bil ki; şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım..!” (Hz. Mevlâna)
Vesselam…
Ahmed Çıtlakoğlu
26 Mayıs Salı 2020 / 03 Şevval 1441

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM