Kişisel gelişim bize batı tarafından entegre edilmiş sözde gelişim yoludur.
Kişisel gelişim çok da önemsenecek, üzerinde durulacak bir kavram değildir. Hatta tamamen bir zırvalıktan ibarettir. Zira kişisel gelişim insanı sürekli pohpohlar.
Kişisel gelişim kavramı altında insana, “sen aslansın”, “sen kralsın”, “sen yaparsın”, “istersen başarırsın”, “sen özelsin”, “sen değerlisin” şeklindeki kalıplar entegre edilmeye çalışılıyor.
Biz tabii ki özeliz, tabii ki değerliyiz; ama herkesten de özel değiliz. Sıradan olan bu dünyada herkes gibi sıradan bir insanız.
Kişisel gelişim denen zırvalık bizi her şeyi yapabileceğimize odaklandırarak “istersen yaparsın”, “istersen başarırsın” gibi kalıpları bize entegre etmeye çalıştığı için tabiri caizse armut ağacı kendini elma ağacı gibi görmeye başlıyor.
Armut ağacı elma veremez. Potansiyel neyse bir kişi ancak o ölçüde başarabilir.
Aile ve Evlilik Danışmanı Serhat Yabancı, Düşündüğün Gibi Değil adlı kitabında potansiyele dikkat çekerek şöyle diyor: “Bazı hedefler için belli bir potansiyel olmalıdır mutlaka. Ulaşmak istediğimiz hedefler yeteneğimize uygun değilse kabullenmemiz ve yeni hedefler seçmemiz gerekir”
Kişisel gelişimin telkinleri ile çocuklar da anne-babaları tarafından bu şekilde yetiştirilmeye çalışılıyor. “Sen istersen yaparsın, istersen başarırsın, sen özelsin, değerlisin, kralsın, aslansın”… Bu kalıp cümleler çocuklara empoze ediliyor.
Herkesin çocuğu değerlidir. Fakat herkesin çocuğu herkesin çocuğu gibi sıradan bir çocuktur. Çocuklara bunu aşılarsak mutsuz bir neslin önüne geçebiliriz. Çünkü insan başaramadığı zaman mutsuz olur. Kişisel gelişim zırvalığı da insanı sürekli başarıya odaklar. Sürekli başarıya odaklanmış zihin hep başarmak zorundaymış gibi hisseder ve insanda bu zorunluluğun huzursuzluğu oluşmaya başlar.
Halbuki insan her şeyi başaramayabileceğini bilirse daha mutlu bir yaşam sürebilir. Tıpkı Albert Einstein’in dediği gibi “Başarı peşinde koşmak ve bununla birlikte gelen devamlı huzursuzluğa karşın sakin ve mütevazı bir yaşantı daha fazla mutluluk getirecektir”
Başarı sonuçtur, süreç değildir. Asıl başarı süreçteki gösterdiğiniz efor ve gayrettir.
Rahmetli Doğan Cüceloğlu, süreçte şu iki şeyin önemli olduğunu söylerdi.
1) İşi yaparken elinden gelenin en iyisini yaptın mı?
2) Elinden gelenin en iyisini yaparken şevkle mi yaptın?
Eğer bu iki soruya cevabınız “EVET” ise, sonuç istediğiniz gibi olmasa da siz yine başarılısınız. Zira sonuç bir bakıma takdiri ilahidir. İnsan sonuca pek etki edemez; ama sürece etki edebilir. Bu yüzden herkes her şeyi başaracak diye bir durum söz konusu olamaz. Potansiyel ne ise başarabileceğin seviye de odur.
Ahiriniz evvelinizden hayırlı olsun. Kalın sağlıcakla…