GİRESUN TURİZM KÜLTÜR ÜZERİNE |
Giresun: Yeşilin ve Mavinin Kucaklaştığı Hazine Karadeniz’in incisi Giresun, doğanın cömertliğiyle tarihin derin izlerini birleştiren bir şehir.
Yeşilin her tonunu barındıran yaylaları, masmavi denizi, tarihi dokusu ve sıcak insanlarıyla Giresun, turizm ve kültür alanında adeta bir mücevher gibi parlıyor. Şehir, sadece fındığın başkenti olarak değil, aynı zamanda doğal güzellikleri ve köklü kültürel mirasıyla da ziyaretçilerini büyülüyor. Giresun’un turizm potansiyeli, doğa ve kültürün eşsiz bir dansıyla şekilleniyor.
Kuzalan Şelalesi ve Mavi Göl, doğanın adeta bir sanat eseri gibi işlediği manzaralar sunuyor. Göksu Travertenleri ve Giresun Adası, mitolojik hikâyeleriyle tarih meraklılarını cezbederken, Kümbet, Bektaş ve Sisdağı gibi yaylalar, yayla turizminin en güzel örneklerini sergiliyor. Bu yaylalar, sadece doğaseverler için değil, çim kayağı, yamaç paraşütü ve trekking gibi alternatif turizm aktiviteleri arayanlar için de bir cennet. Şehir, ekoturizm alanında da iddialı; Piraziz’in Şeyhli köyünde başlayan ekoturizm projeleri, yerel halkın katılımıyla kültürel zenginlikleri yaşatıyor ve doğayla iç içe bir deneyim sunuyor.
Giresun’un kültürel dokusu, tarih boyunca farklı medeniyetlerin izlerini taşıyor. Giresun Kalesi, Bizans’tan Osmanlı’ya uzanan geçmişiyle şehrin tarihine ışık tutarken, 18. yüzyıldan kalma Gogora Kilisesi, bugün müze olarak ziyaretçilere Eski Tunç Çağı’ndan Osmanlı’ya uzanan eserleri sergiliyor.
Şebinkarahisar’daki Meryem Ana Manastırı ve Hacı Abdullahzade tarafından yaptırılan 6,5 kilometrelik tarihi taş duvar, şehrin kültürel mirasının sadece birkaç örneği. Ayrıca, UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’nde yer alan Kuşköy’ün “Islık Dili”, Giresun’un dünyada eşine az rastlanır bir kültürel hazinesi olarak öne çıkıyor. Giresun’un kültürel zenginliği, yöresel türkülerde ve geleneksel kıyafetlerde de kendini gösteriyor.
“Mican”, “Tamzara” ve “Bir Fındığın İçini” gibi türküler, şehrin ruhunu yansıtırken, kadınların giydiği “Keşan Peştamalı” ve “direkli peştamal” gibi yöresel dokumalar, Giresun’un otantik kimliğini yaşatıyor. Her yıl 20 Mayıs’ta düzenlenen Uluslararası Karadeniz Aksu Festivali ise, sacayaktan geçme geleneği ve dilek taşlarının suya atılması gibi ritüellerle, Giresun’un köklü geleneklerini günümüze taşıyor. Giresun’un gastronomi turizmi de bir o kadar etkileyici. Fındığın her haliyle sofralarda yer aldığı bu şehirde, yöresel lezzetler damakları şenlendiriyor. Zeytinlik Evleri’nin nostaljik atmosferinde bir fincan çay eşliğinde Giresun’un meşhur fındıklı baklavasını tatmak, unutulmaz bir deneyim.
Ancak, Giresun’un turizm potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarmak için daha fazla tanıtım ve altyapı yatırımı gerekiyor. Yerel halkın ekoturizme olan olumlu algısı, bu alanda atılacak adımları destekliyor. Araştırmalar, Giresunluların ekoturizmin tarihi ve doğal değerlerin korunmasına katkıda bulunduğuna inandığını gösteriyor. Şeyhli köyü gibi projeler, tur şirketleriyle iş birliği yaparak Karadeniz turlarının vazgeçilmez duraklarından biri olabilir.
Karar ve Öneri: Giresun, doğası, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle sadece Karadeniz’in değil, Türkiye’nin en özel turizm destinasyonlarından biri. Bu potansiyeli hak ettiği yere taşımak için yerel yönetimlerin, turizm sektörüyle iş birliği yaparak tanıtım faaliyetlerini artırması gerekiyor. Giresun’a gelen her ziyaretçi, bu şehrin sadece bir destinasyon değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu keşfedecek. Gelin, Giresun’un yeşiline ve mavisine siz de tanık olun; bu tablo gibi şehri keşfetmeden dönmeyi.
Kamu kurumları ve yerel yönetimler Giresun da turizm ve kültürel faaliyetlerin tanıtımı ve gelişimi için daha fazla çalışmalar ve iş birliği yapmalıdır.
Not: Bu yazı, Giresun!un turizm ve kültür potansiyelini genel hatlarıyla tanıtmak amacıyla hazırlanmıştır. Daha fazla bilgi için Giresun’un müzelerini, doğal alanlarını ve festivallerini bizzat deneyimlemenizi öneririm!