ÇOCUKLUKTA YAŞANANLARIN KALICI İZLERİ |
“İnsan asla geçmişini unutmaz. Ne kadar görmezden gelse de inkâr da etse geçmişi sarıp sarmalar. İnsan hayatına anlam arar. Kendisini bir değere ya da köklerine ait hissederek hayata dair bir anlam oluşturabilir insan; fakat geçmişiyle barışık olmadan bunu başaramaz. Peki ya geçmişi ile barışık değilse?” diye yazmış Bahadır Yenişehirlioğlu, Hanne romanının arka kapak yazısında.
İnsanın hayatını geçmişi şekillendirir. İnsanın ruh halini geçmişten gelen durumlar belirler. Geçmişin en temelini ise insanın çocukluk dönemi oluşturur.
Çocukluk dönemi insanın hayatında çok ama çok önemli bir yer kaplar. Çocukluğunu mutlu, huzurlu, hor görülmemiş, şiddete maruz kalmadan yaşamış bir insanın psikolojisi ile çocukluğunu hep korku içinde geçirmiş, şiddete şahit olmuş, mutsuz ve huzursuz bir ortamda yaşayan bir insanın psikolojisi aynı olamaz.
İkinci ortamda yetişmiş bir çocuk, gördüğü ortamın bilinçaltına yerleşmesinden dolayı hep sindirilmiş, hep boyun eğmiş, her denilene mecburen “evet” demiştir. Bundan sonra da aynı ruh haline sahip olması kuvvetle muhtemeldir.
Bazı insanlar hep geçmişiyle yaşar. Bazı insanlar geçmişinin izlerini silmeyi başarabilirken; geçmişi, bazı insanların hayatını sarıp sarmalar. O sınırların dışına çıkmasına izin vermez.
Bu tip durumlarda kişi, geçmişiyle barışmadan hayatına bir anlam yükleyemez. Bunun için bir desteğe ihtiyaç duyar ve bunu fark eder. Desteğe ihtiyaç duyduğunu fark eden insan ruhsal yönden iyileşmek için bir adım atmış demektir. İkinci adımı ise gereğini yapıp bir psikoloğa veya psikiyatriste gitmek olmalıdır.
Rahmetli Doğan Cüceloğlu’nun bir sözünü hatırlatmakta fayda var. Rahmetli Doğan hoca her zaman, “Bir insanın anavatanı çocukluğudur” derdi.
Anneler babalar!!! Çocuklarınıza mutlu ve huzurlu bir çocukluk mirası edindirin. Bu mutlu ve huzurlu çocukluk dönemi maddi imkanlarla değil, manevi imkanlarla ölçülebilir olsun.
Korku, şiddet ve alkol bağımlısı bir ebeveynin olduğu evde büyüyen insanların anavatanı hep virane olacaktır. Anavatanı virane olan insanlar geçmişiyle barışmakta zorlanır ve hayatlarını hep geçmişten izler taşıyarak yaşar.