“ALLAH’IN YOLUNDAN GİDEN İLE GİTMEYENİN MUKAYESESİ” (ZÜMER SURESİ, 39/22. AYETİN KISA ANALİZİ ) |
“Allah’ın, göğsünü (kalbini) İslam’a açtığı, kendisi de Rabbinden bir nur (ışık) üzere olan kişi kötü olanlarla bir olur mu? Allah’ı anmada kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte onlar apaçık bir sapkınlık içindedir. (Zümer Suresi, 39/22)”
Yüce Allah, yorumunu yapacağım Zümer Suresi, 39/22. ayette kendisinin yolunda olanlar ile O’na yüz çevirenlerin kıyaslamasını yapmaktadır.
Ayetleri inceleyelim.
1) “Allah’ın, göğsünü (kalbini) İslam’a açtığı, kendisi de Rabbinden bir nur (ışık) üzere olan kişi kötü olanlarla bir olur mu?”
Yüce Allah bu ayette, kendisine inanıp O’nun yolundan gidenler ile O’na arkasını dönenler arasında bir mukayese yapmaktadır.
Ayetteki “göğsünü İslam’a açtığı” ifadesini bir sonuç olarak değerlendirmek gerekir. Zira Yüce Allah’tan bir nur (ışık) üzere olmak, bir adı da nur olan Kur’an üzerine olmaktır. İşte göğsün İslam’a açılmasının sebebi Kur’an’a dönmek, yani yüzünü Yüce Allah’a dönmektir.
İnsan tercihini doğrudan yana yapıp, Yüce Allah’a yönelirse hidayet üzerine olur. Yüce Allah da hidayete erenin hidayetini artıracağını Meryem Suresi, 19/76. ayette beyan eder. Buradan hareketle ayetle ilgili şunu söylemek gerekir: “İnsanın Rabbinden bir nur üzere, yani O’nun yolunda olması sebep; Yüce Allah’ın insanın göğsünü İslam’a açması ise sonuçtur”.
2) “Allah’ı anmada kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!”
Yüce Allah ayetin bu cümlesinde kalpleri katılaşmış olanlara sert bir ifade ile uyarı vermektedir. İnsanın kalbinin katılaşması için Yüce Allah’ı inkar etmesi, O’na inanmaması gerekmez.
Yüce Allah’a inanıp; fakat yaşayış tarzıyla inanmıyormuş gibi izlenim veren insanlar; dünyevi hazlara fazlaca dalıp Yüce Allah’ı akıllarına getirmezler, anmazlar, emir ve yasaklarına uymazlar, hayatı Allah bilinciyle yaşamazlar. Bir nevi Yüce Allah’ın peşi sıra putlara tapan müşrik Araplar gibi davranırlar. Zira Kur’an’ın bize bildirdiğine göre, Müşriklerin de bir Allah inancı vardı. Onlar yaratıcı olan Allah’a inanıyorlar; ama hayata müdahale eden Allah’ı reddediyorlardı. Kur’an’da pekçok ayette, müşriklere “Gökleri ve yeri yaratan kimdir, size kim rızık veriyor?” vb. sorular sorulduğunda müşriklerin “Allah” diye cevap verdikleri beyan edilir (Ankebut Suresi, 29/61-63; Yunus Suresi, 10/31; Mü’minun Suresi, 23/86—-89; Lokman Suresi, 31/25; Zümer Suresi, 39/38; Zuhruf Suresi, 43/9-87).
Ayette bu tip insanlar; yani Yüce Allah’a yüz çeviren, arkasını dönen, kulaklarını kapatan insanlar kalpleri katılaşmış insanlar şeklinde tarif edilir.
3) “İşte onlar apaçık bir sapkınlık içindedir”
Ayette bahsi geçen kalpleri katılaşmış insanlar, doğruyu ve yanlışı ayırt etme derdinde olmazlar, manevi değerlere ve Yüce Allah’ın sınırlarına önem vermezler. Böyle davranmaya devam ettikleri sürece kalpleri İslam’a ve Yüce Allah’a karşı katılaşır. Ayette Yüce Allah, kalbi katılaşmış bu tip insanların bir sapkınlık içinde olduğunu bildirir.
Hz. Peygamber’in (a.s) şu muhteşem duası ile yorumu bitirmek istiyorum: “Ey kalpleri halden hale çeviren Allah’ım, kalbimizi dinin üzere sabit kıl. (Tirmizî, Deavât, 124)”
Yüce Allah bizleri, kalbi İslam’a ve Yüce Allah’a karşı katılaşmış bir insan olmaktan muhafaza buyursun ve hidayete ermeye çalışan kullarından olmayı bizlere nasip etsin. Bizleri vahyi anlayanlardan, yaşayanlardan ve yaşatanlardan eylesin. Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in (a.s) rehberliğinden ayrılmayan kulları arasına katsın.