Önceki yazımızda 12-13 Ekim tarihlerinde TÜRMOB genel kurulunun yapılacağını duyurmuş ve bazı öngörülerde bulunmuştuk. Bu öngörülerimiz ne yazık ki aynen gerçekleşti. Keşke gerçekleşmeseydi. Ne yazık ki kabaran enelere söz geçiremedik; ama kimse bunda benim ne kabahatim oldu, nerede hata yaptım diyor mu emin değilim.
Cumartesi günü genel kurul salonuna gelenler dopdolu bir salonla karşılaştılar iki bine yakın delege ve misafir otelin salonunu hınca hınç doldurmuştu. Türkiye’nin dört bir yanından gelen delege ve misafirler oturmaya koltuk bulamadılar. Otel kapısından başlayarak kongre salonuna kadar grupların adayları gelen misafirlerini gülücüklerle karşıladılar, herkese kendini gösterme ve tanıtma yarışına girdiler. Ara salonda ise her grup gücüne göre birer stant kurup kendini ve grubunu tanıtmaya çalıştı.
Kongrede adaylar, delegeler ve misafirler söz alarak görüşlerini açıklama fırsatı buldular. Öyle ki her zaman alıştığımız misafir konuşmaları neyse de 50-60 delege söz alarak kendini ifade etme fırsatı buldu. Kimi çalışmaları yetersiz bulup onu tenkit ederken, kimi de TÜRMOB yönetiminde 5/4 Yeminli Mali Müşavir ağırlığını eleştirdi. Solcu arkadaşlar her zamanki gibi laflarının arasına savaşa hayır demeyi sürdürdüler, savaşın değil barışın muhasebesini yapalım diyerek bir nevi ülkemizin içinde bulunduğu durumu eleştirdiler. Ancak kongreye damgayı İstanbul Meslekte Birlik Grubu Başkanı Ethem Yüksel Kahveci konuşması vurdu. Arkadaşların bu söyleminden hareketle yapılmakta olan Barış Pınarı Harekâtının meşru bir şey olduğunu yapılanın da savaş değil terörist avı olduğunu söyledi. Burada kalsa sorun yok ama kendini kaybederek ağza alınmayacak bazı laflar da etti. Bu laflar genel kurulun görece nezih sayılacak ortamını buz gibi etti. Böylelikle Meslekte Birlik Grubu tarihine ikisi İstanbul’da olmak üzere üç defa geçmeyi başardı. Gece 23,45’e kadar aralıksız ve yoğun tempoda geçen genel kurul herkesi yordu.
Pazar günü sabah başlayan oy kullanma işlemi sonrası açılan sandıklar bir sürprizi de beraberinde getirdi. Nispi temsilin yasalaştığı 2008 yılından sonra yapılan her seçimde tek liste olarak seçimlere giren Meslekte Birlik Grubu’nu bir sürpriz bekliyordu. Hangi akla hizmet ettiği bilinmez bazı arkadaşlar üç ayrı liste ile seçimlere girdiler. İkisi sadece SMMM’lerden liste yanında bir de Selahattin Şenliler başkanlığında YMM’lerin de olduğu bir liste Meslekte Birlik Grubunu temsilen seçimlere katıldı. Hem isim benzerliği hem de bu üç listeye kızan seçmen alın size oy dedi ve hiçbirini birbirine yermeyerek onları devre dışı bıraktı. Böylelikle Meslekte Birlik Grubu ilk defa yönetime ve diğer kurullara adam sokamayarak başarısız oldu.
Perşembenin gelişi Çarşambadan belli olur demiş atalarımız. Yanlış politikalar 30 yıldır iktidarda bulunan Çağdaş Grubun gücünü daha da pekiştirmesine yaradı. Geçen dönem denetim kurulunda kazanılan iki muhalif üyenin varlığı ile çağdaş grup tırsmış ve bazı tavizler vermek zorunda kalmıştı. Bunun neticesini de genel kurulda gördük. Denetim Kurulu Üyesi Nevzat Akkaya muhalefet şerhlerinden oluşan ek denetim kurulu raporu hazırlayarak delegelere takdim etti. Buna göre birliğin maddi kaynaklarının ne kadar boş, lüzumsuz ve gösterişe harcandığını görmüş olduk. Keşke illa yönetim kurulu demeyip bir dönem daha denetleme kuruluna seçilip başarılı bir şekilde yaptığı görevi yapsaydı ama olmadı.
İstanbul Meslekte Birlik Grubu adayı ise akıl danelerinin strateji bilmeyişine kurban oldu. Özünde iyi bir insan olan Alim Karataş, seçilseydi seçildiği yere değer katabilecek bir arkadaşımızdı ama olmadı. Yaptıkları korelasyon hesapları tutmadı. 196,5 oy alan Çağdaş Grubun adayının önüne geçebilmek için sadece 6 oya ihtiyacı olması işin vahametini ortaya koymaya yeter. Seçimlerde bir oyun nelere kadir olduğunu biliyorduk burada da canlı canlı şahit olduk.
Selahattin Şenliler listesi ise çok ayrı olarak değerlendirilmesi gereken bir konu. Bu grup size iki dönem hizmet etme şerefi bahşetmişken geçen dönem yaptığı grup aleyhine çalışmalardan sonra bu dönem tekrar aday olmak hangi akla hizmettir bilinmez. Çok haklı bir çalışma yaparak Ankara YMM Odasında liste çıkararak hem yönetime adam soktu hem de çok kıymetli delegeler seçtirdi. Ama bunu değerlendirecek tarihi bir fırsatı ayağının tersi ile itti. 17 kişilik listesi ile ancak 48 oy alması delege basireti ile açıklanabilir.
Seçimlere girerken 4 kurul üyesi olan bir grup seçimden sonra sıfır çekiyorsa bu işe dahli olanların kendi iç muhasebelerini yapması yanında bu grubun da kuvvetli ve derin bir öz eleştiri yapması gerekir. Yoksa daha nice seçimden sonra eli boş dönmeye devam edilir.