ÜLKEMİZDE KADINLAR NEDEN MUTSUZ?

ÜLKEMİZDE KADINLAR NEDEN MUTSUZ?

Türk kadınını Batıdan ayrıştırdığımızda doğu ve batı arasına sıkışmış erkeklere sahip olmaları, hemcinslerinin fikirlerini gereğinden fazla dinlemeleri ve önemsemeleri, Türk aile yapısının özelliğidir. TÜRK aile yapısında yetişme biçimi, eşit görülmemesi, nedeni ile ekonomik durumu bozuk olmasına rağmen yakışıklı olması nedeni ile sevmeleri ve gene ekonomik refah seviyesi çok iyi olan ilk karşısına çıkan saçma sapan erkekleri sevmesidir. Evlilik kararları mutlaka mantık ve geleceğe yön verebilen düşünülüp karar alınan bir sonuç olmalıdır Türkiye’ye özgü olan nedenler de elbette var ama hiçbir neden karşılıksız değildir. Evliliği sağlam temellere oturtmak için kadınla erkeğin birbirlerinin özlerini anlaması şart. Ama örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz çoğu zaman bu hür iradenin önüne geçer.
5 Aralık 1934 Büyük Önder ATATÜRKÜN emri ile Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı. Birçok Avrupa ülkesinden önce gerçekleşti bu Anayasa değişikliği, hür iradenin göstergesidir. Kadınlar doyumsuz varlıklardır, istisnalar kaideyi bozmaz, paraya, şatafata, ilgiye her daim muhtaçlar ve hep daha fazlasını isterler, bu da onları mutsuz yapıyor. Gözü yükseklerde olmayan, mütevazı bir hanım bulursanız şayet hiç beklemeyin hemen evlenme teklifi yapın. Türk erkeklerini bu yanlış düşünceyle zihniyetlerindeki yanlışlarla yetiştiren anneleridir. Tarihin akışı ile birlikte Türk toplumunun, Anaerkil (Kadınların sosyal ve ekonomik açıdan erkeklerden üstün görüldüğü düzen.) yapısından uzaklaşıp, Arap toplumunun, Ataerkil (aile yönetiminde babanın veya baba soyundan olan en yaşlı bir erkeğin mutlak hâkim olduğu bir sosyal örgütlenme biçimidir.) yapısına yakınlaşmamızdan kaynaklanan sebeplerdir.
Sevgi, özveri ve farkındalık isteyen evlilikte erkekle kadının dünyasına ışık tutan Ana ve Töre’ aslında hayatımızın mihenk noktasıdır. İnsanı çözebilmek beynin tamamını anlayabilmekten geçiyor ki, o da henüz bilim insanlarınca aşılamadı. Bize kalan var olanı anlayabilmek. Erkekleri yetiştiren, onlara iyi ya da kötü baba, eş, evlat rollerini biçen de yine kadındır. İnsanoğlu sorunlarını çözümlemede mucize aramaya çok yatkındır, kolay ve zahmetsiz çareleri çok sever, meselenin sorumluluğunu kendi dışında bir sebebe bağlar. Mesela “büyü” der, “nazar” der, “sihir” der ve mesuliyetten kaçar, bilhassa mutsuz olan kadınlar sorunu ekonomik problemler, eşinin anlayışsızlığı ve sevgisizliği gibi sebeplerde ararlar. Ancak bir insan kendini tanımayı başardıkça kendisine yardım edecek böylece başı daha dik duracak, daha güçlü ve mutlu olacaktır. Bunun arka planında erkeklerin kendilerini beğenmesine olan ihtiyaçları yatar.
Kadın erkeği değiştirmek için hep yakınır. Oysa sızlanmak yerine plan yapıp adımlar atsa daha kolay bir dönüşüm olduğunu görecektir. Erkeğe bağlanarak kişilik kazanan kadın modelleri var. Fakat bu tek taraflı işlerse bir müddet sonra erkek karısını yetersiz görmeye başlar. Kadın bir erkeğe bağlanarak değil, erkeğin eksiklerini tamamlayarak sevilir ve önem kazanır. Ama erkeğin de kendi eksiklerini tamamlamasına fırsat vermesi şartıyla. Kadın eşine bağlanarak şahsiyet kazanmak yerine kendisi olarak, kendisini geliştirerek, sosyal ve eğitici bir rol üstlenerek kalıcı bir yer edinir. Çünkü bağlanmak kolaycılıktır, zor olan çaba sarf edip, hem kendisini iyi hissetmesi hem de evliliğinin geleceği için; mücadele etmiş olur.
Hayattan korkan, özgüveni eksik kadınlar eşlerinin her dediğine evet derler duygularını bastırır kendi kişilik sınırlarını yok sayarlar. Sabırlı olmayı, içine kapanık olmak olarak algılarlar ve ruh sağlıkları bozulur. Kadınlar en çok erkeklerin onları dinlemediği ve anlamadığından yakınır. Kadının ilişkideki önceliği paylaşmak ve yakınlık hissetmektir, erkeğin ise kendini yetenekli, yeterli ve güçlü olduğunu hissetmesidir. Erkekler doyumu başarıda bulurken, kadınlar paylaşma, değer verilme ve önemsemede yaşarlar. Bir kadın eşinin gelişmesine yardımcı olmayı, eksiklerini gidermeyi görev bilir, bunun için çalışır bu doğaldır. Kadın böylece eşini koruduğunu düşünür, Erkek ise karısını kendisinin yönettiğini düşünmeye başlar. Yeterli olduğunu kanıtlama çabasındaki erkeğe kadın yardım önerdiğinde erkek yetersiz algılandığını zanneder. Kadın, erkek istemeden öneride bulunursa bu erkekte güçsüzlük duygusu uyandırır. Bir kadın erkeğe kendisinin iyi ve yeterli olduğunu hissettirirse, kontrol paylaşımda duygusunu yaşatırsa o erkeğe çok şey yaptırabilir

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?