Gelecek yılı seçimler yılı desek abartmış olmayız. Esasında istim önceden gelirmiş; bu yıl yapılan büyük partilerin il, ilçe ve il genel kurullarından sonra genel merkez kongreleri de yavaş yavaş sona doğru yaklaşıyor. Ülkemizin olağanüstü bir dönemden geçtiği muhakkak. CHP ve MHP genel kongreleri yapıldı. Biraz gürültü patırtı çıksa da her iki kongrede sorunsuz atlatıldı; liderler yerlerini korudular. Ak Parti ise bazı yerlerde il genel kurullarını yaparken ertelenen İstanbul ilçe genel kurulları da sancılı geçmeye devam ediyor. 15 Temmuz’da geçirdiğimiz darbe teşebbüsü sonrası ilan edilen olağanüstü hal döneminde değişmez denen ne varsa değişti. MHP’nin koşulsuz desteklediği Ak Parti hükümeti cumhurbaşkanlığı rejimini başlattı. Ülkemiz Mustafa Kemal Atatürk döneminden sonra yeniden cumhurbaşkanlığı rejimini yaşamaya başladı. Bu ortaklığın önümüzdeki yıl yapılacak milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimine kadar süreceği tahmin ediliyor. Gerçi Rahmetli Demirel “siyasette 24 saat çok uzun zaman dilimidir” demişti ama görünen bu.

Ak Parti bu zaman diliminde birçok büyük şehir belediye başkanını sessiz sedasız ve gürültüsüz bir şekilde değiştirdi. Özellikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bu kadar gürültüsüz bir şekilde yerini boşaltması beklenmiyordu. Ama bir demir el uzandı ve yerini usulca terk etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş biraz direndi ama gelen kasırgayı fark edince o da bırakıverdi koltuğu. CHP’li Beşiktaş ve Ataşehir belediye başkanları da bu fırtınadan bir başka şekilde etkilenerek koltuklarını başkalarına devrettiler.

Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ise kendiliğinden terk ediverdi koltuğu.  Biz kendisini cumhurbaşkanımızın İstanbul Belediye Büyükşehir Başkanlığından hatırlıyoruz. Kendisinin en önemli danışmanlarından biriydi. Her türlü zorluğa beraberce göğüs gerdiklerini hatta Kadıoğlu’nun işkencelere tabi tutulduğunu biliyoruz. Esenyurt gibi zor bir bölgede yıllarca belediye başkanlığı yapmanın bu dönemde kazanılan sabrın ve tecrübenin de önemli olduğunu sanıyoruz.  Biz Kadıoğlu’nu ayrıca Abdurrahman Ada gibi önemli bir hemşerimizi Sultangazi’den bir okuldan alıp kendine özel kalem yapmasından da biliyoruz. Daha sonra Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü daha sonra da kendine yardımcı yapmasından biliyoruz. Hemşerimiz Necmi Kadıoğlu, hemşericiliğini ilçesine Giresun Kültür Evi yaparak ebedileştirdi. Burasının dumanı tüttükçe ona ve Ada’ya da buradan bir hisse her zaman olacaktır.

Kadıoğlu yardımcısı Ali Murat Alatepe’ye belediye başkanlığını emanet ederken insanları da emanet etti; bunlardan biri hemşerimiz ve kardeşimiz Abdurrahman Ada idi. Ama Ada’nın çalışkanlığı ve ilçede kurduğu önemli ilişkiler birilerinin gözüne batmış olmalı ki kısa sürede yollar ayrıldı. Seçimlere bir yıl kalmışken Abdurrahman Ada bulunduğu makamı bırakmak zorunda kaldı.  Oysa performansı oldukça başarılı olan Abdurrahman Ada, önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerin gözde isimlerinden biriydi.

İl ve ilçe genel kurullarından bahsetmiştik, Gaziosmanpaşa ve Bayrampaşa gibi iki önemli ilçenin Ak Parti ilçe başkanı Giresunlu hemşerilerimiz Şahin Pirdal ve Kemal Oğuz Kıdıl’dan sonra Abdurrahman Ada’nın da görevden el çektirilmesinin tesadüf olmasını temenni ediyoruz. Özellikle ilçe başkanlarımız 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün bastırılmasında ve sonrasında yapılan çalışmalarda üstün performans göstermişler ve ilçelerinde yapılan her seçimde başarılı olmuşlarken bu durum biraz yadırgatıcı oldu.

Biz Giresunlular, İstanbul’da bulunan nüfusumuzun nüfuza dönmesini arzuluyoruz. Bu nüfuzumuzun da törpülenmesini değil bileylenerek daha etkin olmasını arzu ediyoruz. Bunu da özellikle her iki kişiden birinin oy vererek ödüllendirdiği Ak Parti’de siyaset yapan insanlarımızın görevlerinden alınarak değil başka yerlerde de görevlendirilerek taltif edilmesiyle olacağına inanıyoruz. Pirdal’ı da Kıdıl’ı da, Ada’yı da daha iyi ve üst görevlerde görmek istiyoruz, verilecek bu görevleri de layıkıyla yapacaklarına inanıyoruz.