Hani bu benzetmeyi her kim yapmışsa haksız da sayılmaz…
Adam haklı…
Gerçekten de çeşmenin önüne yaptırılan motifler tıpkı bir haç işaretine benziyor…

Sizlerde görselde paylaştığım fotoğrafa dikkatlice bakarsanız; çeşmenin önüne yaptırılan bu motiflerin tıpkı Hazreti İsa’nın geriliği Çarmıha benzediğini göreceksiniz…

Şimdi gel de bunu “Müslüman mahallesinde salyangoz satma işine” benzetme!
Şimdi gel de “Yahu durup dururken Müslümanın abdest alacağı bir çeşmenin önüne ‘haç işareti’ yaptırmanın gereği ne?” deme!

Olacak iş değil vallahi…
Buna dense dense Hristiyan Çeşmesinde abdest almak veya avuç avuç su içmek denir!
Eh, bu da bizim gibi Müslümanlara yakışmaz doğrusu…

Şimdi bazı hınzırlar ve hınzırca düşünenler de diyeceklerdir ki;

“Yahu Hristiyan memleketlerinde çalışanlar ibadetini yapmak için ‘haç motifi’ bulunan çeşmelerde kana-kana su içip, abdest alıp namazlarını kılıyorlar da, sıra bizim ülkemize gelince mi ‘haç işaretini’ sorun yapıyoruz?” diyenler mutlaka ve mutlaka ortaya çıkıp bir şeyler söyleyecektir…

Eh, böyle düşünenler varsa da; zaten bizin onlara söyleyecek bir sözümüz yoktur…
Olamazda…
Tıpkı Görele ilçemizde yaptırılan bir çeşmenin önüne yaptırılan motifleri ‘haç işaretine’ benzeten zatı-muhteremlere ve Ulama efendilere bir sözümüz olamayacağı gibi…

Efendim…
Şimdi asıl mevzuya gelecek olursak..
Görele ilçemizde bir hayır-sever vatandaş -gerekli masraflarını- karşılayarak Belediyenin uygun göreceği bir yere ‘hayrına’ bir çeşme yapmasını ister…

Belediye de mühendis ve ekipmanlarını görevlendirir ve müsait bir yere istenen çeşme yaptırılır…
Ve çeşme kamunun ortak kullanımı için hizmete açılır…

Ancak o da ne?
Aman Allah’ım evlerden ve kapıdan-bacadan uzak!
Tövbe. tövbe..,
Çeşmenin önündeki motifler tıpa-tıp ‘haç işaretinin’ aynısı…
Bu nasıl iş yahu?
Yoksa belediye başkanı da din değiştirip Hristiyan oldu da bizim mi haberimiz olmadı!

Kısacası bu ve buna benzer eleştiriler yapılıyor Göreli Belediye başkanı Tolga ERENER için…
Ve kimileri bu eleştirilerini sesli sesli başkanın yüzüne yaparken, kimileri de sosyal medya yoluyla AKP’li belediye başkanı Tolga Erener’i resmen ‘ti’ye alıyor sosyal medyada…

Ve bu konu ulusal medyaya kadar düşünce de şöyle diyor sayın belediye başkanı Tolga Erener;

“Halkımız ne istiyorsa biz onu yapıyoruz. İlçemizi halkla birlikte yönetiyoruz. İlçemiz Sayfiye Mahallesinde hayırsever vatandaşımız tarafından yaptırılan çeşmelerde haç işareti bulunduğu söylemiyle bir sosyal paylaşım zinciri oluşmuştur. Söz konusu çeşmelerde esasında haç işareti bulunmadığı, aynısı olan ve ilçemizin Hürriyet Mahallesine yapılan tekli çeşmeden de anlaşılmaktadır.

Ancak yan yana dört çeşme bir araya gelince bu görüntü meydana gelmiştir. Dün sabah ise art niyet olmasa bile bu görüntünün yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermemesi için gerekli düzenleme yapılmıştır.
Ancak gördüğümüz kadarıyla bu konuyu kaşımak isteyenler var.” diyor…

Şimdiiiii…
Şakayı-makayı bir tarafa bırakalım…
Benim Görele belediye başkanıyla tanışıklığım olmadığı gibi aynı zamanda tesadüfen de olsa hiçbir diyaloğum olmamıştır…

Ancak “yiğidin hakkını ver” düşüncesinden hareketle belediye başkanının bu tür çalışmalarını takdir ediyorum…
Ve bu tür ipe-sapa gelmez eleştirilere de kulak tıkamasını öneriyorum…

Çünkü gün geçtikçe “öküzün altında buzağı arayanlar” çoğalmaya ve etrafa dağılmaya başladı….
Ve her yapılan işin altında bahane arayıp, işgüzarlık yapanlar ve yapmak isteyenler o kadar çoğaldılar ki; sürüsüne bereket!

Ve bu tür insanlar ‘kutsal inancı’ o kadar pazarlamaya başladılar ve bir o kadar işportacılığa dönüştürdüler ki, onlara değer veya fırsat verilse;
‘Haç işaretine’ benziyor diye dörtlü kavşakları kaldıracaklar…

Onların eleştirilerini azcık önemsemeye kalksan;
Alfabedeki küçük (t) harfini haç işareti diye silip yok edecekler…

Bu tür yaratıkların her dediğine kulak asacak olsak;
Bunlar, öğrencilerin beden eğitimi dersinde “kollarına aç ve tek kol hizaya gir” denildiğinde kollarını yana açan öğrencilerin bu hareketini ‘haç işaretine’ benzetip vallahi yasak ederler!
Ve bunların yine akıllarına gelse;
Tarlalarda dikilen korkulukları yine ‘haç işareti’ sayıp, tarlalardaki korkulukları kurşuna dizerler!
Vesaire, vesaire…

Kısacası kullandığımız hangi eşya (şeklen) (t) veya haç işaretine benzese ‘durumdan vazife çıkaranlar’ çoğalmaya başladı…

Onun için ben daha pek yadırgamıyorum…
Tam tersine gülüp geçiyorum…
Sizde öyle yapın…
İnanın bana komedi oyunu izler gibi rahatlayacaksınız!