1911 GÖRELE DOĞUMLU BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU

1911 GÖRELE DOĞUMLU BEDRİ RAHMİ EYÜPOĞLU

Dünyaca ünlü ressam ve şair; Bedri Rahmi Eyüpoğlu…
1911 yılında Giresun’un Görele ilçesinde doğdu…
O tarihlerde Görele ilçesinde görev yapan bir kaymakamın oğlu.
Fakat baba ve dede ocağı olarak aslen Maçkalı..
Yani Trabzonlu…
Ama ne var ki, ünlü ressam ve şairimiz; Bedri Rahmi Eyüpoğlu, ne zaman kendisiyle bir röportaj yapılsa veya bir soru sorulsa; “Ben Görele doğumluyum” diye yanıt verirdi…
Ancak nereli olursa-olsun…
Nerede doğmuş olursa-olsun…
O kendine özgür tarzıyla dünya ressamları arasına girmiş hatırı sayılı bir ressam olduğu gibi, aynı zamanda şairler dünyasının sofrasına da oturmuş bir şair ve sanat adamıydı…
Yani o, kendi döneminde dünyanın en ünlü ressamlarıyla dost olduğu gibi, yine dünyanın en ünlü ve önde gelen şairleriyle dost ve Nazım Hikmet’in de en samimi ve en yakın arkadaşlarından birisiydi…
Nazım Hikmet’le arkadaşlıkları hemde o kadar ileriydi ki; doğduğu topraklara girmesi yasak olan dünyaca ünlü şair Nazım Hikmet, şiirlerinin kaybolmaması ve bir -makaralı kasete- kayıt yaptırmak için Paris’e Bedri Rahmi Eyüpoğlu dostunun yanına gider ve birlikte “Büyük İnsanlık” başlığı altında birçok şiirini kayıt altına alırlar…
Hatta Nazım Hikmet bu konuda şöyle der; “Üstat, sağlığımda ne beni sokuyorlar ülkeme, nede şiirlerimi.Belki öldüğümde şiirlerimi sokarlar” diyerek, Nazım Hikmet’in şiirlerini birlikte kayıt altına alırlar…
(Ve bu kaset tam 50 yıl sonra Bedri Rahmi’nin gelini tarafından ve İş Bankası yayınlarından hem kaset ve hem kitap olarak ifşa edilip yayınlanır.)
Neyse..
Tekrar Bedri Rahmi Eyüpoğlu’na geri dönecek olursak;
Bedri Rahmi Eyüpoğlu, dünyaca ünlü bir şairdi…
Ve yaptığı bütün resimlerine yüreğindeki sevgiyle yoğuruyor ve ondan sonra fırçasını eline alıyordu…
Yani yaptığı bütün resimlerin üzerine salt düşüncelerini ve alın terini değil, yüreğinde biriktirdiği sevgiyi de döküyordu!
Aynı zamanda yazdığı şiirleri de aynı motifle dokuyordu!
Doğayı ve ağaçları seviyordu..
Eriklerin çiçek açmasını seviyordu…
Keçilerin, oğlakların melemesini seviyordu!
Çocukları seviyordu, insanları seviyordu…
“Romen kızı” dediği karısı Eren’i seviyordu…
Hatta kimselerden saklamayı beceremediği için “Karadut’um” dediği asıl adı: Mari Gerekmezyan isimli ermeni asıllı sanatçı Heykeltıraşı da seviyordu…
Ve bu sevgiyi saklamasını da beceremiyordu!
(o zaman gelin birlikte okuyalım bu sevgisini dile getirişini;)
“Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.”
Ünlü ressam ve Şair; Bedri Rahmi Eyüpoğlu, 21 Eylül 1975 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.
Yani aramızdan ayrılalı tam 43 yıl olmuştur.
“43” deyince, aklıma birdenbire 1942 ve 43 yılı geliverdi…
Ünlü sanat adamımız Bedri Rahmi Eyüpoğlu Görele doğumlu..
Benim bildiğim kadarıyla ne Giresun il merkezinde ve nede Görele ilçemizde bu sanatçımızla ilgili ne bir caddenin, ne bir sokağın ve nede “sanat Merkezi” adını taşıyan bir mekan var.
Ama 1942 yılında -bir gece kasabamızda kaldı- diye Çorum’un İskilip ilçesinde “Bedri Rahmi Eyüpoğlu-Çatalkara Kültür ve Sanat Evi” var…
Ve 100. doğum yılında da; “Bedri Rahmi Eyüpoğlu Hikaye Yarışması” düzenlediler…
Başka?
İstanbul-Kadıköy Belediyesi tarafından -kaldığı evi- müzeye dönüştürülmesi var…
Göcek tatil yöresinde ismine “Bedri Rahmi Eyüpoğlu Koyu” denilen, deniz kenarında bir ‘koy’ var…
Fransa-Paris ‘sanat sokağında’ Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun eseri ve sanatlarının sergilenip, gösterildiği özel günler var…
Ama doğduğu kasaba veya kasabının bağlı olduğu ilde adını taşıyan doğru-dürüst hiçbir şey yok…
Niye yok?
Bu sorunun yanıtı bende var ama nedense bu kentin yönetsel erklerinde ve yönetenlerinde yok!
Kim bilir, belki de vardır da; bizim haberimiz yoktur…
Uzun sözün kısası; değerlerimiz çok ama kıymeti-harbiyesi yok!
İsimlerini bir yere vererek; silinmesini istemeyen yöneticiler yok!
Üstelik bu değerlerimizi gündemde tutmakta o kadar zor değil…
Örneğin; Giresun Üniversitesinin Resim Atölyesi varsa ismini; “Bedri Rahmi Eyüpoğlu Atölyesi” verilebilir.
Sivil örgütlerimizin açtığı resim sergilerinin anısına; “Bedri Rahmi Eyüpoğlu Fotoğraf” veya “Resim Sergisi” ismi verilebilir.
Örneğin;
İlimizde her yıl 20 Mayıs tarihlerinde uluslararası düzenlenen “Aksu Festivalinde” -ödülleri o gün verilmek üzere- şimdiden ilan edilip “Bedri Rahmi Eyüpoğlu Resim Yarışması” veya “Şiir Yarışmaları” düzenlenebilir…
Çok mu zor?
Eh, şimdi haklı olarak birçoğunuz da diyecektir ki; “Elbette zor”
“Çünkü sözünü ettiğin işin içinde sanat ve edebiyat var.”
“Her şeyden öte, Nazım Hikmet’in arkadaşı dediğin insanın adı var.”
“Eh, bunların olduğu her yerde de tehlike olacağına göre, adına düzenlenen her şeyin altında da tehlike vardır” diye düşüneniniz var mıdır, yok mudur? onuda bilemiyorum doğrusu…
Ama yinede üzerinde düşünmeye değer diye düşünüyorum.
Ve bu duygularla, her zaman olduğu gibi;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Gündelik yaşamınızın içini sanatsız bırakmayın diliyorum…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?