Yenilir yutulur sözler değil…

Yenilir yutulur sözler değil…

Geçtiğimiz yıllarda Melih Gökçek ile Bülent Arınç arasında yaşanan söz düellosunu anımsarsınız. Karşılıklı olarak birbirlerini ‘FETÖCÜ’ olmakla itham ediyorlardı.
Gökçek, Arınç’ı ‘FETÖCÜ’ olmakla itham ediyor. “istifa et gereğini Başbakan yapsın” diyordu. O günlerde Arınç’ın Gökçek’e cevaben söylediği şu sözler, yenilir yutulur sözler değildi. “…Seçimlerde oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur. Bu yapıya Ankara’yı parsel parsel satmıştır. Yurt yerleri vermiştir…” sözleri Arınç’a aittir.
Hatta Arınç, “Gökçek ile 100 konuyu 8 Hazirandan itibaren ömrüm vefa ederse konuşmak isterim” diyordu.
Ne oldu?
Ne bu sözler üzerine savcılar harekete geçti. Ne de 8 Haziran geldi geçti ama kamuoyu Arınç’ı ‘konuşmak isterim’ dediği 100 konu hakkında konuşurken gördü.
İkisine de ‘susun siz ne yapıyorsunuz’ denildi… Sustular. Ve İktidar FETÖ ile ‘mücadele’ etmeyi sürdürdü!
***
Bugünlerde Gökçek’in istifa ettirilmesi sonrasında koltuğu oturan Mustafa Tuna’da üzerinde durulması gereken iddiaları dile getirdi.
Hedefte yine Gökçek vardı. Bu defa suçlama ‘FETÖCÜ’ olmakla ilgili değildi. Tuna, isim vermeden Gökçek döneminde yolsuzluk yapıldığını ima ediyordu.
Sözleri yine yenilir yutulur cinsten değildi.
Ankara BB Başkanı Mustafa Tuna , “…belediyenin hafriyat gelirinin aylık 30 bin Türk Lirası iken, belediyeye devrolduktan sonra ortalama 15 milyon TL hafriyat geliri elde edildiğini” söyledi.
Bu sözler geçmiş dönemde bir usulsüzlük, bir yolsuzluk yapıldığını ima ediyordu.
Bu sözlere Gökçek, Twitter mesajları ile yanıt verdi.
“…İnan partime zarar vermeyeceğime inansam, seni insan yüzüne çıkamaz hale getiririm. Söyle o adamlarına davamıza daha çok zarar vermesinler.”
Gökçek’i eleştirmek ‘davaya zarar vermek’ imiş öğrendik…
“…Seni insan yüzüne çıkamaz hale getiririm” tehdidini de…
Tuna’nın sözleri bir usulsüzlük-yolsuzluk iması olduğu için savcılık soruşturma başlattı. Bir şey çıkar mı? Sanmam.
Çünkü yine ikisine de ‘susun ne yapıyorsunuz’ denildi. Başkan Tuna iddiasından geri adım attı.
Attırıldı.
***
AKP’de bu sıralar Arınç ile Mehmet Metiner arasında da bir söz polemiği var. Daha doğrusu bir televizyon kanalında, partide ‘özgül ağırlığı’ olduğunu söyleyen Arınç, Abdullah Gül ile ilgili açıklamalar yaptı.
Abdullah Gül’ün 14 Haziran seçimlerinde muhalefetin ‘çatı adayı’ olarak Erdoğan’ın karşısına çıkarılmaya çalışılması da gündeme geldi.
O günlerde Metiner, Gül’ü sert sözlerle eleştirmişti.
Yine Abdullah Gül’ün 696 sayılı KHK’yı eleştirmesi üzerine de Metiner, Gül’e köşe yazısında yüklenmiş ve “ … “Darbeci teröristlere gül dağıtanlardan olmayız!” demişti.
Metiner’in, “Varsın o darbeci teröristlerin “siyasi itler”i ürümeye devam etsinler” sözleri de yenilir yutulur sözler değildi.
Arınç televizyon programında;
“…Abdullah Bey’e reva görülen terbiyesizlikleri affedemem…” dedi.
Bu sözleri üzerine alınan ve Arınç’ın kendisine ‘terbiyesiz’ demesine öfkelenen Metiner yine köşe yazısı ile Arınç’a yanıt verdi.
“Otur oturduğun yerde, yeni bir fitneye sebebiyet verme. Reis’in hatırına sana katlanıyoruz. Yoksa defterini dürmesini biliriz” diyerek adeta ‘defterini dürmesini biliriz’ sözleri ile tehdit etti…
Arınç, şimdilik oturduğu yerde oturmaya devam ediyor!
Yine ikisine bir yerden, ‘ Yerel seçimler geliyor. Siz ne yapıyorsunuz. Susun’ denilir ve taraflar susar!
En azından bir süreliğine ‘baltalarını’ gömerler.
***
McKinsey ile iktidarın ‘danışmanlık’ konusunda anlaşması üzerine Abdurrahman Dilipak’a da bir şeyler oldu!
Bugüne kadar ‘hep destek tam destek’ veren Dilipak, köşesinden iktidara McKinsey üzerinden yüklenmeye başladı.
”Ya ben kendimi inkâr edeceğim ve AK Partililere şirin gözükeceğim, ya da susmayacağım. Bu iktidara hep destek oldum ama yanlışa karşı çıkarım. McKinsey ‘in FETÖ’den farkı yoktur. ENRON’a danışmanlık yapan bir kirli şirketi Türkiye’ye sokamazsınız. Bunu yapamazsınız. Sokarsanız cehennemin dibine kadar yolunuz var. Geçmişte Irak tezkeresine karşı çıkmıştım. Doğru bildiğimi yaparım ve yapmaya devam edeceğim. Bunlar ne savunma sanayinizi bırakırlar ne tarımınızı. IMF gelse bunlardan daha kötü olmaz. Bunlar sahtekâr, bunlar dolandırıcı. Bunlar Rothschild’lerin Truva atı” sözleri yenilir yutulur sözler değildir.
Şu sözler de…
”McKinsey’ i eleştirmek ne zamandan beri ak partiye savaş açmak oluyor. Ah bu kafa. Biz ak parti yokken de Rothshildlere karşıydık. İçimizdeki McKinsey Muhipleri ve işbirlikçilerine tebessüm mü edeceğiz ”
Bununla da yetinmedi Dilipak.
Bakan Berat Albayrak’ın McKinsey’ i savunan açıklamaları üzerine ikinci bir yazı kaleme aldı.
“Şikâyetname” adlı yazısında diyor ki;
“Beni ya da benim gibi düşünenleri dışlayıp, Rothshild’leri McKinsey’gilleri dost edinenler, bir gün bazı gerçeklerin farkına vardıklarında çok geç olabilir.”
Bu sözlerde yenilir yutulur sözler değildir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?