Virgül mü, nokta mı yoksa noktalı virgül mü?

Virgül mü, nokta mı yoksa noktalı virgül mü?

Nedense bizim ülkemizde, liderlerin ABD ziyareti çok önemsenir. Bu geçmişte de böyle idi, bugün de durum aynı…

Ülkeyi yönetenler başka ülkeleri de ziyarete gidiyorlar ama bu kadar gündemi işgal etmiyor. Normal bir haber oluyor o kadar.

Oysa ABD ziyaretinde günler öncesinden başlayarak gündemi bu ziyaret işgal ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son ABD ziyareti de böyle oldu.

Günlerdir medya bu konu ile ilgili haberlere ve yorumlara yer veriyor.

Bu ziyareti Erdoğan ve ülkemiz için önemli kılan bazı konular da vardı. Günlerdir bu konularda medyada yer aldı.

Birinci sırada yer alan konu, ABD’nin YPG’ye ağır silahların verilmesi konusunda aldığı karar idi.

Türkiye’nin kaygısı, bu silahların Rakka operasyonu sonrasında PKK’nın eline geçebileceği ve ülkemize karşı kullanılabileceği idi.

Kaygılanmakta haklıydık.

Bunun daha öncede örnekleri görülmüştü.

Şimdi daha ciddi bir tehdit Suriye üzerinden ülkemizi beklemektedir. Bu duruma düşmemizde iktidarın hatalı Suriye politikalarının hiç mi etkisi yok?

Elbette var…

Ülkemiz Suriye konusuna ABD etkisi ile girdiği bir gerçek.

Şimdi gelinen nokta da ne yazık ki acı bir gerçek…

Bu nedenle ABD ziyaretinin en önemli konusu YPG konusu idi.

Diğer konular ise FETÖ liderinin iadesi ve Reza Zarrap konusu idi.

Ziyarete o kadar önem verdik ki; on gün önceden bir heyeti ABD’ye gönderdik. Heyette Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Akar, MİT Müsteşarı Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın yer aldı.

Heyet ABD’de iken Adalet Bakanı Bozdağ’da 45 dakikalık görüşme için ABD’ye gitti.

Adalet Bakanının gündeminde Zarrap vardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bu ziyarete özel anlam yükledi.

Özellikle YPG’nin silahlandırılması, FETÖ liderinin iadesi ve Zarrap konusunu sık sık gündeme getirdi.

Zarrap için, “vatandaşımıza elbette sahip çıkacağız” dedi.

Görüşmelerin ciddi ve çetin geçeceğine dair açıklamalar da yaptı.

“Virgül değil nokta koyacağız” dedi.

Nokta koymak ilişkileri bitirmek anlamındadır.

Yani ya taleplerimize olumlu yanıt alırız ya da ABD ile ilişiklerimize nokta koyacağız demek istedi.

Zaten ABD ziyareti öncesinde gerçekleştirdiği Çin ziyareti ve orada “İpek Yolu” projesi kapsamında yapılan törenlerde Şaghay Beşlisi liderleri ile verdiği fotoğraf, ABD’ye mesaj olarak verilmişti…

Siyaset satrancında karşı tarafa bir hamleydi.

Böylesine yüksek bir beklenti ile ABD ziyareti gerçekleştirildi.

Fakat ne yazık ki dağ fare doğurdu.

Siz bakmayınız iç politika için söylemlere…

Baş başa görüşme sonrasında yapılan ortak basın açıklamasında Erdoğan’ın sözleri de iç politika içindi.

Biz PYD/YPG yi terör örgütü olarak tanımlıyoruz. Bunu dile getiriyoruz.

Trump, “Türkiye’nin PKK ve DEAŞ ile mücadelesinde destek veriyoruz” açıklaması yapıyor…

PYD ve YPG’den tek söz yok!

Biz FETÖ liderinin iadesini dile getirdik. Trump yanıt olarak bizden İzmir’de FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ABD vatandaşı papazın iadesini talep etti.

Demek ki o papaz ABD için oldukça önemli.

Zarrap için “vatandaşımız” diyorduk ya, Trump’da papaz için ‘vatandaşımız’ dedi…

Biz Zarrap konusunu dile getirdik.

Trump, “bu soruşturma sürecek” diyor.

Görüldüğü gibi ‘imam kendi bildiğini okuyor.’

Peki hiç mi kazancımız olmadı?

Epey önce talep ettiğimiz ve bugüne kadar savsaklanan silah siparişlerimiz ivedilikle karşılanacak.

İlişkilerimiz sürecek.

Trump, bir konuyu daha dile getirdi.

Kore Savaşında Mehmetçiğin başarılarını övdü.

Bu övgünü mesajı ne idi?

Ne olacak Kore’de olduğu gibi Suriye’de de bize destek olun mesajı idi…

Aslında ABD’nin bizden istediği şudur.

Silahlandırdığım YPG ile birlikte TSK Rakka operasyonuna katılsın.

Ancak bu açık dille söylenmiyor.

Etrafından dolanarak mesaj veriliyor.

Yarın bu konu daha açık dile getirilebilir de…

Dikkat ediniz dönüşte uçakta yapılan açıklamaların satır aralarında ne deniyor?

Türkiye’nin, Rakka’nın DAİŞ’ten temizlenmesi için Birleşik Devletler’le işbirliği yapabileceğini gazetecilere açıklıyor.

Şimdilik tek şartı var. O da şudur.

Operasyonu PYD ve YPG ile değil bizimle yapın…

Daha önceki açıklamalarına bakacak olursak Cumhurbaşkanı Erdoğan TSK’nın Rakka operasyonuna katılmasını istiyor.

Koşulların ‘uygun’ olmasını bekliyor!

Yarın o koşullar ‘uygun’ hale getirilirse ki bu olanaklıdır TSK ‘DEAŞ ile mücadele’ adı altında, tıpkı Kore savaşında olduğu gibi ABD’ye yardımcı olabilir!

Bu ve diğer nedenlerle “virgül değil nokta koyacağız”  açıklamasına rağmen, ne virgül ne de nokta konulmadı.

Şimdilik noktalı virgül konuldu ve yarın bekleniyor.

Yarın ne mi olur?

Dile getirilen yeni ‘açılım süreci’ konusuna dikkat ediniz. Bu konu dillendirilmeye başlandığına göre yarın BOP olur.

Kore övgüsü boşuna yapılmadı!

Sırt boşuna sıvazlanmadı!

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?