TÜRK’TE DEMOKRASİ EZELDEN..!

TÜRK’TE DEMOKRASİ EZELDEN..!

Türk obaları beylerini seçer, beyler, uç beyini seçer, devletin sancak beyi, tuğ verir. Devletin sancak beyini divan kararıyla sultan atar. 1878 Osmanlı son döneminde meşrutiyetin ilanı ile halk yönetimde söz sahibi olmaya başlamış. Parlemento deneyimi yaşanmaya başlamıştır.
1919 yılında kurulan çeşitli direniş örgütleri, Sivas kongresi ardından misaki milli sınırlarındaki her sancaktan gelecek temsilci, işkal altındaki İstanbul’da kapatılan meclis üyelerinin Ankara’ya davet edilmesiyle TBMM Açılmış bu oluşum 1946 yılına dek CHP tek parti olarak ülkeyi yönetirken ilin valisinin aynı Zana’nda CHP İL BAŞKAN’ı olması manidardır.
1946 da çok partili sisteme geçilmesiyle, CHP den ayrılan bir gurup demokrat partiyi kurmuş, her ilde il ileri gelenleri kurduğu partinin delegeleri , kurucu yöneticileri asli unsur olmuş oy veren sadece taraftardır.
Demokrat parti 1960 askeri müdahalesi ardından kapatılması ardından merhum Türkeş’in kurduğu parti milliyetçilik Ülkü’sü üzerine taraftar bulduğu zeminini, merhum erbaban, dindar kesin Ülkü’sü üzerine taraftar bulduğu zemini oluşturmuştur.
Tek parti döneminden 2018 e geldiğimizde CHP, AKP,MHP, İYİ,HDP partileri 5 milyonun üzerinde oy alarak meçlisi oluştururken yanı sıra Cumhurbaşkanı seçimi yapılmış yüzde 50’nin üstünde oy alan başkan, mecliste de çoğunluğu sağlama adına ittifaklar gündeme gelmiştir. Bununda ilk tecrübesi yaşanan ülkemizde farklı fikirlerin, bir birine zıt partilerin bir anda nasıl bir araya geldiğini tecrübe etmiştir.
Seçimin ardından parti liderleri eski alışkanlıkları üzere siyaset yapmaya devam etmiş, partililer yine kendi partilerinin iyi diğerlerinin tü ka ka olduğunu ifade ederek tabanını yanında tutmaya çalışmış , bu dolmuşa da tüm parti taraftarları binmiştir.
Yerel seçimler yaklaşırken ben dün oyumu MHP ye verdim bu defa AKP ye vereceğim dediğimde bana sen dönek misin , diyebilen MHP kendisi benim oyum üzerinden pazarlık yaparak AKP ile seçim ittifakı yapabilmektedir. İYİ parti- CHP aynı yolu izleyerek seçmen oyu ile pazarlık yaparak ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Şimdi ben soruyorum madem benden aldığın oyu koşarak anlaştığın partinin kuçağına bırakırken sen fikirlerinden taviz veren olmuyorsun da ben oyumu verince neden dönek oluyorum.?
O zaman bir seçmen olarak bende oyumu çakma partiye vereceğime orijinaline vereyim. O da nasıl olsa benim oylarımı koşarak ittifak yaptığına vermeyecek mi?

Bugünden sonra partiler sadece teşkilat ve delegelerine terkinde buluna bilirler. Seçmen istediği partiye oyunu verebilir. Bundan dolayı seçmeni zerre törmet altına almayı düşünmek benim yapmak istediğimi sen nasıl yaparsın demektir. Artık bu gerçeği görün seçmeni rahat bırakın. Siz programınızı anlatın adayınızı tanıtın biz oyumuzu vermesini biliriz. Sen bana ver ben onlara götürür veririm dersen bende benim vermeye elim götürmeye ayağım yok mu derim bundan sonra kimse idoliji, hamaset üzerinden prim yapmaya seçmeni kullanmaya kalkmasın devir artık 2 partili sisteme dönmüştür. Ufak çıkarlarınız için göz yumduğunuz bu yeni düzen, sizin hamaset düzeninizi’ de bozdu. Yüzde 50-yüzde / 50 hangisini tercih edersen senin 1 oyun iktidarı belirleyecektir. Bu nedenle artık hamaset değil icraata sizi sevene, tanıyana, düğününüze, cenazenize çiçek gönderene değil sizin gelip yanınızda olana sizi tanıyana oyunuzu verin. Bilin ki eski defterler tamamen kapandı yeni defterde ise siz ne yazarsanız o olacaktır. Kaleminizi iyi kullanın ilerdeki nesillere yol göstersin vesselam.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?