TURİZMİN ATARDAMARI DERELİ YATIRIM YAPACAK OLAN NERELİ

TURİZMİN ATARDAMARI DERELİ YATIRIM YAPACAK OLAN NERELİ

 

Geçtiğimiz günlerde mahalli gazetelerimizde şöyle bir haber vardı;

“Turizmin atardamarı Dereli’dir”

Çok doğru…

Aynen katılıyorum…

Giresun yaylalarının hepsi birbirinden güzel…

Her birisinin güzellikleri ve özellikleri birbirinden farklı güzellikte…

Ama üç tane büyük yaylası olan; Kümbet, Yavuzkemal ve Bektaş yaylalarının Dereli İlçesinin mülki-idare sınırları içinde olduğu için (haklı olarak) “Turizmin atardamarı Dereli’dir” ifadesi kullanılmış..

Ve bu anlamlı ‘başlığı’ kullanan kişi ise ilimizin mevcut ekonomik performansına yön veren büyük bir sivil örgütü olan; Giresun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı; Hasan ÇAKIRMELİKOĞLU…

Sayın, Çakırmelikoğlu bu sevindirici ve üzerinden düşünülmesi gereken güzel konuşmasını Dereli ilçesinde yapılan; “Devlet Desteklerini İlçelere Yapıyor” adını taşıyan bir toplantıda yapıyor.

Ve ilimiz turizmini ön plana çıkarmak için adeta slogan niteliğini taşıyan;” Turizmin Atardamarı Dereli’dir” sözünü söyleyen GTSO Başkanı sayın Çakırmelikoğlu’nun bu toplantıda yaptığı önemli konuşmayı kısaca özetleyecek olursak şöyle diyor sayın başkan;

“2013 yılında yatırımına başlanan Giresun-Dereli İlçesi yolunu iyileştirme projesi vardır. Bu zamana kadar bitmesi gereken yatırım, kamulaştırma sorunlarından dolayı ve bazı bölgelerde yaşanan maliyet artış yatırımlarından dolayı aksadığını görmekteyiz. şu an bir ek ihale ile yatırım sürecinin devam edeceğini de öğrendik. yol yatırımının takipçisiyiz” diyor sayın GTSO başkanı…

Eyvallah…

Yunus Emre’nin dediği gibi “Dağlar ne kadar yüksel olursa-olsun, yol onun üzerinden geçer” sözünü haklı çıkarırcasına eğer dağ başlarına ve yaylalara bir ‘Turizm Hizmeti’ götürülecekse; önce onun altyapısı olan ve uluslararası standartlara uygun bir turizm yolu yapılmalı…

Çünkü yolu-izi olmayan yerlere tesis yapsan ne yazar!

Buraya kadar her şey güzel ve bu (geçte kalınsa) olumlu proje konuşmalarını ayakta alkışlıyorum…

Ancak sayın başkanın gazetelere düşen konuşmasının tamamını okudum ve söylemleri hep yapılan ve yapılması düşünülen ‘yol’ üzerine yapılmış…

İyi niyetlerinden asla kuşku duymadığım ve duymak istemediğim sayın başkan; Çakırmelikoğlu; “…sizlerin bu hassasiyetini takip edeceğiz” dedikten sonra şöyle sürdürüyor konuşmasını;

“Görüldüğü gibi bölgenin tüm kaderi bu yola bağlı. Kümbet, Bektaş, ve hatta Kulakkaya turizmi dahi bu yolun yapımına bağlıdır. Büyük turizm seyahat acenteleri dahi Kelkit Havzası üzerinden Karadeniz’e ulaştırmayı hedefledikleri tur güzergahlarını Tamzara, Kümbet, Kulakkaya ve Dereli yolu üzerinden planlamaktadır. bu bakımdan yol bizim için olmazsa olmaz özellik taşımaktadır.”

Ve bende bu tespitin noktasına virgülüne kadar katılıyorum…

Ancaaaak!…

Ancak, sayın başkanım “kaş yapalım derken, göz çıkarma” gibi bir durumla karşı-karşıya değil miyiz Allah aşkına?

Nasıl mı?

Nasıl olacak;Bizler doğanın güzelliklerini, dokusunu hiç bozmadan turizme açıp, pazarlamamız gerekirken, anasını ağlatmadık mı?

O gürül-gürül akan akarsuları HES (kılıfı altında) kurutmadık mı?

Küçücük derecikleri bile bir ‘kanala’ alıp birilerine satmadık mı?

Bir zamanlar tüm canlıların ortak yaşam olan o güzelim vadileri yaşanmaz hale sokmadık mı?

Ve birileri hızını alamayıp; “Şu toprağın altında ‘altın’ şuranın altında gümüş var” diyerek,dağ-köylerinin toprak altı zenginliklerini

uluslararası şirketlerle ‘işbirliği’ yapan yerli işbirlikçilere peşkeş çekip, ihale etmedik mi?

Hani (başta Konuklu yöresi) olduğu gibi yüksek köylerimizin neredeyse tamamı(daha sonra mahkeme kararıyla durdurulsa da) o güzelim coğrafyanın (altın çıkarma hırsı için) toprağının altını-üstüne getirme projeleri hala gündemden düşmedi ki…

Şimdi insan aklı düşünmeden edemiyor…

Bizler, dağlarımızın, yaylalarımızın, vadiler ve ormanlarımızın doğal güzelliklerini turizme açıp pazarlamayı düşünürken,şimdi nasıl oluyor da, doğal güzellikler birer-birer ortalıktan kaldırılıyor ve sonra da kalkıp “Yöremizi turizme açacağız” söyleme cesaretini kendimizde buluyoruz? benim aklım buna ermiyor. (dedikten sonra)

Şimdi ister-istemez yaklaşık iki ay önce yapılan bir programdan da söz etmek isterim işin doğrusu…

Hangi programdan mı?

Bilenler bilir de, ben bilmeyen ve duymayanlar için tekrar edecek olursam; 19 Mayıs tarihinde FİFA 2. Başkanı Şenez ERZİK ve TUFAD Genel Başkanı İsmail DİLBER ve Haldun DOMAÇ’ın katıldığı bir toplantı yapılmıştı ‘Koç Kayası’ tesislerinde yapılan programdan söz etmek istiyorum.

Ve o toplantıda “Yaylalarımızda Spor Turizmi” konusu masaya yatırılmıştı…

Üstelik bu konu günlerce basında yer alıp ve yine sosyal medya da günlerce tantanası yapılmasına rağmen, galiba kimselerin ya dikkatini üzerimizde toplayamadık…

Ya da bizim; Yaylalarımızda Spor Turizmi projesi ilimizin büyükleri ve ileri gelenleri tarafından TÜFAD’ın bu olumlu projesini hesaba katan olmadı!

TÜFAD’da ney mi dediniz?

Ha, söyleyelim; TÜFAD (Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği)

Halbuki TÜFAD Giresun Şubesi bu güzelim projeyi aylar öncesi, kentin en üst düzey yöneticileriyle görüş alış-verişi yapmış ve yine kentin ileri gelen üst-düzey sivil örgütlerini yaptıkları bu programa davet etmişti…

Ama bu üst-düzey kanaat öncüleri ne yazık ki, ne üzücüdür ki, dünyaca ünlü spor adamımız FİFA 2. Başkanı; Şenez ERZİK’in de içinde bulunduğu bu projeye bizim kent büyüklerimiz katılmamıştı.

Ve Şenez ERZİK ki, TÜFAD’ın düşündüğü bu projeyi önemsemiş ve düşünenleri tebrik etmişti…

Bilmem ki şimdi bütün bunlardan sonra ne demeli?

Sayın Sanayi Odası Başkanı; Hasan Çakırmelikoğlu’nun deklare ettiği projeyle TÜFAD’ın düşündüğü projeyi nereye yerleştirmeli?

İkisi de Sivil Toplum örgütü…

Birisinin adı: Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO)

Bir diğerinin adı;Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Giresun Şubesi…

Ancak, elbette aralarında büyük bir fark var…

Birisi; parayı-pulu temsil edenlerin örgütü!

Bir diğeri; alt-tarafı sporla ilgilenen antrenörlerin örgütü!

Sizce hangisinin projesi ve sözü geçerli olabilir?

Son söz;

İlimizin ortak çıkarları için yapılması düşünülen projelere hiçbir kimsenin itirazı yok, olamazda…

İlimizde ‘yayla’ denilince; ilk akla gelen geniş yaylaların Dereli de olduğu da bir gerçek…

Onun için sayın oda başkanının; “Turizmin atardamarı Dereli” sözü de çok yerinde bir tespit…

Tamam “Turizmin atardamarı Dereli”

Ancak merak edilen şey; dağların, vadilerin, orman ve yaylaların (HES ve Turizm kılıfı) adına anasını ağlatanlar nereli?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?