Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
TAM 98 YIL ÖNCE YOLA ÇIKIYOR HİÇ RİTM BOZMADAN YÜRÜYOR
  • 0
  • 155
  • 14 Ekim 2020 Çarşamba
  • +
  • -

Merhaba sevgili dostlar,
Merhaba değerli canlar,
Bugün sizlerle ilimizin en eski ‘Kumaş Mağazası’ üzerine sohbet yapmak istiyorum…
Evet, evet…
Yanlış okumadınız…
Sizlere ilimiz merkezinde en uzun yolculuğu yapan, halada hiç ritmini ve temposunu bozmadan yolculuğunu sürdüren bir kumaş mağazasından söz etmek istiyorum…
Şimdi bazılarınızda haklı olarak diyecektir ki;
“Yahu durup-dururken bu da nereden çıktı?”
Konuya girmeden önce nereden çıktığını hemen söyleyeyim;
İlimizin Debboy mevkinde…
‘Şair Bahtiyar Dayımoğlu Geçidi’nin’ birazcık ilerisinde…
Ve adı;
‘Güvelioğlu Kumaş’ olan bir mağaza var…
Şimdi ben ‘kumaş mağazası var’ dedim diye siz bu kezde şöyle bir soru soracaksınız;
“Yahu, sen bizimle dalga mı geçiyorsun?”
“Yoksa kafa mı buluyorsun?”
“Herkes konfeksiyonlardan giyinip-kuşanırken, sizin il merkezinizde kumaş satan mağaza mı var hala?”
“Herkes damatlık elbisesini-reklamı bol olan-mağazalardan satın alırken, sizin ilinizde hala ‘takım elbise’ diken terziler kaldı mı ki; elbiselik kumaş satan mağazalarda olsun? gibi sorulan aklınıza gelebilir…
Zaten bende sizin gibi merak ettiğim için bu ‘Kumaş Mağazasının’ yetkilileriyle bir söyleşi yapıp ve sizinle de paylaşayım istedim…
Efendim,
Sözü daha fazla dallandırıp-budaklandırmadan konuya girecek olursak…
Bu konu üzerine sohbet etmek için mağazaya girdim..
Müşteri karşılama gişesinde oturan yakışıklı gence selam verdikten sonra kendimi tanıttım…
Yetkili birisiyle bu ‘kumaş mağazası’ üzerine bir söyleşi yapmak istediğimi söyledim…
Genç delikanlı “memnuniyetle’ deyip ve bu konuda en iyi bilgiyi babasının vereceğini söyleyerek, beni babası; Mehmet Güvelioğlu’nun odasına çıkardı…
Ancak girişte ‘müşteri gişesinin’ arka planı dahil, merdivene yukarı çıkarken, akla-hayale gelmez tarihi tablolar ilişiyor gözüme…
Yani her gördüğüm tablo “ben yüzyıllarca ötelerden geliyorum” dercesine -ben tablolara değil- tablolar bana bakarak beni tarihin derinliklerine doğru çekip götürüyor adeta!..
Uzatmayalım…
Söyleşi yapmak istediğim Mehmet Güvelioğlu beni güler yüzle karşıladıktan sonra karşılıklı selamlaşıyoruz…
Ve fazla vakit geçirmeden ben ilk soru’mu soruyorum;
“Mehmet bey, bildiğim kadarıyla sizin mağazanız ilimizde varlığını sürdüren tek kumaş mağazası” diye söze giriyorum…
“Hayır” diyor Mehmet Güvelioğlu…
“Sadece Giresun ilinde değil, Türkiye’de en uzun yolculuk yapan mağaza biziz” diyor…
“Çünkü” diyerek devam ediyor;
“Biz Cumhuriyetten bir yaş daha büyüğüz.”
“Yani dedelerimiz 1922 yılında başlamış bu yolculuğa”
(dedikten sonra masasının arkasında dizili olan siyah-beyaz fotoğrafların en başında Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi ve daha sonra sıralanmış fotoğrafları göstererek anlatıyor;)
Şu Atatürk’ten sonra gelen resim büyük dedemiz İlyas’ın Güvelioğlu’nun fotoğrafı..
İkincisi İnsan Güvelioğlu..
Üçüncüsü Adnan Güvelioğlu…
(burada tevazuyla bir tebessüm ettikten sonda)
Dördüncüsü de ben Mehmet Güvelioğlu..
Benim ardılım da dedemizin adını taşıyan oğlum İhsan diyor..
Sonra yerimizden kalkarak beni duvarda asılı olan çerçeveli bir tablonun yanına götürüyor ve şu tarihi bilgiyi veriyor;
(2. görselde paylaştığım tablo)
“Hocam” diyor…
“Bu tablonun içinde gördüğünüz desenli kumaş, dedemizin 1922 yılında mağazasını açtığında sattığı ilk kumaş. Bu kumaş parçası ta o günlerde çerçevelenmiş olup, günümüze kadar gelmiştir”dedikten sonra başka -mağaza ile ilgili- daha başka tabloların başına götürüp bir-bir nereden kaldığını anlatıyor bana Mehmet Güvelioğlu…
Daha doğrusu;
Sanki 98 yıl önceden yola çıkan bir mağazanın içerisinde gezinti yapmıyoruz da; tarihi bir Müzenin içerisinde gezinti yapıyoruz…
Ve mağazadan ayrıldıktan sonra yola doğru yürürken zihnimin çeperlerinde sessizce şunları düşünüyor ve şöyle diyorum kendi kendime;
“Vay be!”
“Dile kolay”
“98 yıl ha?”
“üstelik bu ‘kumaş mağazası’ cumhuriyetten bir yaş daha büyük.”
“Şurda ne kalmış 100.yılı ipini göğüslemeye?”
“İki adım sonra 100 metre koşusunu en önde tamamlayacak.”
Ve devam ediyorum kendi sessizliğimde düşünmeye;
“Kim bilir bu mağazadan geçmişte kentin hangi ileri gelenleri alışveriş yapmıştır?”
Örneğin;
Bu mağaza 1922 yılında açıldığına göre, acaba (arşiv bilgisine göre söylüyorum) 80 yıl önce bu ilin valisi Muhtar Ataman’da elbiselik kumaş almış mıdır?
Örneğin;
1922 yılından bu yana hangi belediye başkanları bu ‘Güvelioğlu Kumaş Mağazasından elbiselik kumaş kestirmiştir…
Acaba o tarihlerde bu mağazadan alışveriş yapanlar, arkadaşlarına hava atmak için; “Ben elbiselik kumaşlarımı Güvelioğlu Kumaş Mağazasından alıyorum” diyerek, böbürlenip hava basmış mıdır?”
Vesaire, vesaire…
Sohbetimizi özetleyerek son sözlerimizi söyleyecek olursak…
Bu sözünü ettiğim tarihi ‘kumaş mağazasından’ ben hiç alışveriş yapmadım…
İçinizde yapanlar var mıdır, yok mudur onu da bilmiyorum..
Bu tarihi ‘Güvelioğlu Kamaş Mağazası’ 1922 yılında bu yana hiç ritmini bozmadan yolculuğuna devam ediyor….
Hemde il merkezinde ‘takım elbise’ diken birçok terzi kapılarına kilit vurup kapatmalarına rağmen;
Bu sözünü ettiğimiz mağaza ‘dedelerinin hatırasını gidebildiği yere kadar götürmek’ istercesine götürmeye çalışıyorlar…
Veya da -ne bilim ben- belkide hobi olsun diye yapıyorlar…
Kim bilir belki de;
“Bu toplum eninde-sonunda bu hazır giyim denilen konfeksiyondan bıkıp ve tekrar ‘elbise diktirmeye’ geri dönecek” diye bekliyorlardır.
Olamaz m?
Neden olmasın?
Modacılar demez mi;
“Her moda arada-sırada kendini tekrar eder” diye…
Her neyse…
Arada-sırada tarih kokan konuları sohbet etmekte yarar var…
En azından -geçmişe yönelik- ve o günleri yaşayanlar olarak anılarını bir kez daha tazeliyor ve en azından günümüzle mukayese edebiliyorsun…
Buyurun;
Şimdi söz sırası sizin…
GÖRSEL BİLGİSİ;
1. Fotoğraf; Güvelioğlu Kumaş Mağazasının açıldığı tarihi bina.
2. Fotoğraf; İlk sattıkları kumaşın çerçevelenmiş hali…
3. Fotoğraf; Bugünkü Mağazanın Debboy düzlükteki görüntüsü.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM