RECEP ŞAHAN
RECEP ŞAHAN
rsahan@giresungundem.com
SON KALE DÜŞERKEN
  • 0
  • 279
  • 25 Kasım 2020 Çarşamba
  • +
  • -

Aile toplumun temel taşıdır. Aileyi, bedenimizi meydana getiren “hücreler” gibi düşünelim. Vücudumuz milyonlarca hücreden oluşur. Toplum da toplumun hücreleri olan ailelerden oluşur. Bedende hücreler sağlıklıysa insan sağlıklı olacaktır. Sağlam toplum da sağlam aile yapısıyla mümkündür. Bu sebeple toplumu ayakta tutmak için aileyi ayakta tutmak lazımdır. Topumu yıkmak için de aileyi yıkmak yeterlidir.

Geleceğin büyükleri olan ve  toplumda söz sahibi olacak insanlar ilk ve en temel eğitimi aileden alır. İlk “ana okulu” ana kucağıdır diyebiliriz.  Bu manada aile, kişiliğin, inancın ve yaşam tarzının şekillendiği bir “eğitim yuvası” dır. Bu eğitim  yuvamız sağlıklı olursa toplum sağlıklı olur.

Geleceğimiz ailede şekillenir. Doğduğumuzda ezan okurlar kulağımıza. Rabbimizin adını duyarız ilk defa. Daha sonra ebeveynimizden “besmele” çekmeyi, abdest almayı, namaz kılmayı, Kur’an okumayı öğreniriz. İyiyi-kötüyü, dürüstlüğü, cömertliği, faydalıyı-zararlıyı öğreniriz ailede.

Kadın ile erkek bir araya gelir ve  “nikah” akdi ile “aile” kurulur ki ailenin temelinde “meveddet ve rahmet” vardır. (Rum 30/21) Meveddet sevgidir, aşktır, muhabbettir. Rahmet ise merhamet, şefkat ve nezakettir. İşte ailede “huzur” istiyorsak bunlar ailede olmalıdır.

Aile, huzurun ana kucağıdır. Allah sükûnet bulmamız için eşler yarattığını beyan ediyor(Rum30/21) Yani evlenerek huzura ulaşılır. Kadın ile erkek nikah akdi ile artık bir bütün hale gelir.  Kur’an’ın ifadesiyle birbirine örtü olurlar( Bakara2/187) Demek ki aile olmak karı-kocanın birbirine örtü olması demektir. Bu şu manaya gelir: Elbise gibi koruyucu, elbise gibi örtücü, elbise gibi güzelleştirici ve elbise gibi uyumlu olmak. İşte eşler birbirine karşı böyle olmalı.

Ne acıdır ki yüzyıllardan beri bizi biz yapan değerlerimiz bir-bir elimizden kayıp gitti. Dünyevileştik. Zenginleştik belki ama gönül fakiri olduk. İnsani ilişkilerimiz diplerde. Madde ön planda mana yok sayıldı. Bizi biz yapan değerlerimiz erozyona uğradı. Aile, evlilik, nikah gibi kavramlar da bu erozyondan nasibini aldı. Günahlar normalleşmeye başladı. Bundan 30-40 sen evvel günah-ayıp denilenler bugün “ne var bunda?” denilerek rahatça yapılıyor. Nikahsız kadın erkek birlikteliği normal görülmeye başlandı. Neredeyse evlenmek ayıplanır oldu.

Aile toplumu ayakta tutan en mühim kalemiz. Aile de yıkılırsa toplum yıkılmış demektir. İşte bunun şuurunda olanlar aileyi hedefe koyarak ateş ediyorlar. Sözde kadın hakları savunucu bazı sivil toplum kuruluşları kadını erkeğe düşman ederek ailemizi dağıtıyor. Topla tüfekle yıkamadıkları bu milleti, son kalesini  düşürerek esir almaya çalışıyorlar.  Gelinen noktada başarılı da oldular diyebiliriz. Bunun için “Çanakkale Geçildi” diyoruz. Toplumu ifsad etmek üzere bilinçli olarak bir takım projeler hayata geçiriliyor. Öyle sinsice yapılıyor ki kimse sesini çıkarıp tepki vermiyor. Öyle kıvama getiriyorlar ki mütedeyyin olarak bilinen kesimlere bile kadın ve erkek dışında üçüncü bir(cinsiyetsiz) cinsi savunur hale getiriyorlar!

Bakınız şu televizyon kanallarına.  Kanalizasyon akıyor adeta. Ahlak dışı yayınlar diz boyu. Ailenin en mahremi televizyonlarda canlı yayınlarda ifşa ediliyor. Herkes de izliyor. Ne yazık ki dindar dediğimiz kesim bile bu ahlaksızlıkları  hiç rahatsız olmadan izleyebiliyor. Birileri reyting uğruna bu tür ahlaksızlıkları toplumun gözüne sokuyor toplum da sineye çekiyor. Maalesef toplumdan ses çıkmayınca yetkililer de kulaklarının üstüne yatıyor.

Dizilere-filmlere bir bakınız hele. Kahır ekseriyetinde ne işleniyor? Yasak aşk, aldatma, boynuzlama, çarpık ilişkiler, çıplaklık, içki, kumar, şiddet… Bir polisiye dizide bile başrol oyuncuları arasında nikahsız birliktelik sıradanlaştırılıyor. Toplumun bilinç altına nikahsız yaşama empoze ediliyor. Kılımız kıpırdamıyor. “Ne var canım nihayette bir dizidir” modundayız.  Ama zaman sonra bunlar artık normalleşmiş oluyor toplum nazarında.

Evet son kalemiz  de düşmek üzere. Ve bu düşüşü sadece seyretmekle yetiniyoruz. Bir şeyler yapılmazsa yarın çok geç olacak. 24.11.2020

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM