SİYANÜRLÜ KATLİAM DURDURULSUN DOĞAMIZI YOK EDENLER DEFOLSUN

SİYANÜRLÜ KATLİAM DURDURULSUN DOĞAMIZI YOK EDENLER DEFOLSUN

Havalar ısındı…
Havaların ısınmasıyla birlikte bir süre ortalıkta görünmeyen altın avcıları Fatsa’da tekrar ortaya çıktı…

Üstelik hava sisli ve puslu da değil!
Demek ki eskiden olduğu gibi emperyalistler ve küresel güçler daha sisli havalarda pusuya yatmıyor…
Canının istediği gün ve istediği saatte elin-kolunu sallayarak istediği yere çıkabiliyor…

Vay be!
Biz bu emperyalizm ve onların işbirlikçilerinden yakayı ne zaman kurtaracağız?
Daha doğrusu kurtarabilecek miyiz?

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Duydunuz mu bilmem…
Veya duydunuz’sa bir kerede ben söyleyeyim;

Yaşadığımız Doğu Karadeniz Coğrafyasının;Ordu, Giresun,Rize, Gümüşhane, Artvin ve Trabzon il mülki sınırları içerisinde tam 303 şirket 1012 noktada maden arama ruhsatı varmış…
Nasıl iyi mi?

Vay be!
Derelerimizi, ırmaklarımızı ve küçücük değirmen çevirecek kadar akan sularımızı elimizden aldılar gıkımızı çıkarmadık…
Daha doğrusu çıkaramadık…
Gitti…
Ve gidiş o gidiş…

Eh, suyumuz-selimiz elimizden alınırken gıkımızı çıkarmadık da, sıra yaylarımızı, fındık bahçelerimizi satın almak isteyenlere karşı gıkımızı çıkarabildik mi?

Tövbe tövbe…
Ne münasebet…
Bomboş atıl vaziyette duracağına kim satın alacaksa varsın alsın sırtında götürecek hali yok ya!
Öyle değil mi ama?

Yüzümüze ve gözümüzün içine baka baka; “…mına koyacağız bu milletin” diyen Artvin ve Rize tarafında gümüş madenlerimizin işletmesini alan malum adama ‘gık’ diyebildik mi?
Hı,bir şey diyebildik mi?
Neyse..
Fazla durmayalım bu konunun üzerinde…
Herifçioğlu ne dediğimizi duyar-muyar da hepten hapı yutarız!
Neme lazım…

Duydunuz mu bilmem;
Fatsa tarafında Altıntepe Madencilik San.ve Tic. A.Ş. tarafından Bahçeler Mahallesinde yeniden siyanürle altın arama çalışmaları başladı…

Ve;
Siyanürden zarar görecek yöre halkı direniyor…
Tehlikenin çok geçmeden kendi kapısını da çalacağını bilen yöre halkı ve duyarlı kesim direnenleri destekliyor…

“Havamızı, suyumuzu kirletme” diyor…
“Başta insan olmak üzere, canlıları tehdit etme” diyor..
“”Bizler siyanürlü ve zehirli bir ortamda yaşamak istemiyoruz”
“Tarımımızı, börtümüzü-böceğimizi öldürme” diye yalvarıyor…
“Çocuklarımız zehirlenmesin” diye sesini duyurmaya çalışıyor.
“Siyanür ağacı bize fındık vermez” diyor.
“Biz altın ve ölüm değil, yaşamak istiyoruz” diye haykırarak seslerini bir yerlere duyurmak istiyorlar..

Ama bir türlü kimseye duyuramıyor…
Öte yandan ‘altın avcısı’ dersen; yüzsüzlüğünü, arsızlığını ve hırsızlığını iyice gün yüzüne çıkarmış kimseyi iplemiyor!
“Dediğim dedik”
“Çaldığım düdük” diyor…

Şimdi sevgili dostlar yavaş yavaş özetleyecek olursak;
Resmi rakamlara göre Doğu Karadeniz Bölgesinde ve 6 ilde 303 şirkete 1012 yerde ‘arama ruhsatı’ verildiğine göre…
Acaba gün olur,
Devran döner,
Tehlike bizim kapımızı da gelir mi?
Acaba doyumsuz kapitalistler bizim güzelim doğamızı da delik deşik ederler mi?
Bizlere de siyanürlü su içirip ve siyanürlü marul yedirirler mi?
Ne dersiniz?
Acaba bizlere temiz oksijeni unutturup, burnumuza maske katarak gezdirirler mi?
Hı, ne dersiniz?

Şimdi ben böyle dedim diye beni destekleyenler olduğu kadar, içten-içe ne kadar küfredenler vardır doğrusu merak ediyorum.
Her neyse…
Onlarla uğraşacak vaktim yok…
Hele hele zaman ayıracak hiç zamanım yok…

Sonuç olarak demek isterim ki;
Fatsa’da başlayan siyanürlü doğa katliamına sessiz ve duyarsız kalmamalıyız…
Çünkü ‘Vahşi Batıdan’ başlayan bu ‘Altına Hücum’ olayı, gele gele bizim coğrafyamıza kadar geldi…
Ve çok yakın bir zaman diliminde de, yemyeşil doğamızı tahrip ede-ede, altını-üstüne getire getire Artvin’e kadar geçecek…

Onun için vakit geçmeden…
Tehlike kapıya gelmeden…
Bu coğrafyada yaşayan insanlar, siyanürlü doğa katliamına dur demek için bir araya gelmeli…
Ve hep birlikte haykırmalı;

“Siyanürlü Katliam Durdurulsun,
Doğamızı yok edenler defolsun” diye;
Bangır bangır birlikte bağırmalı…

NOT: Lütfen görselde paylaştığım fotoğrafa tekrar bakın ve sizde bu konuda görüşlerinizi belirtin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?