Şaban KARAKAYA
Şaban KARAKAYA
saban@giresungundem.com
SEVGİLİLER GÜNÜ HEDİYEMİZİ VERELİM ANCAK VEREMEYENLER’DE VAR BİLELİM
  • 0
  • 150
  • 16 Şubat 2020 Pazar
  • +
  • -

Efendim;
14 Şubat Sevgililer Günüymüş…
Taa, 3. yüzyıldan yola çıkmış geliyormuş..
Öyküsü Roma Katolik Kilisesine dayanıyormuş…
Ve o günden bu güne kadarda aralıksız kutlanıyormuş…
Falan filan…

Yola çıktığı tarih ne zaman olursa olsun…
Ve üzerinde hangi ırkın ve dinin öyküsünü taşırsa taşısın…
‘Sevgi’ ve ‘sevgili’ sözcüğü kadar güzel bir şey yoktur…

Nasal güzel olmasın birader;
Adı üzerinde markası ‘sevgi’ ve ‘sevgili’ bir kere…
Kaldı ki bu sevgi alışverişi salt insanlar arasında yapılmıyor;
Nefes alıp-veren tüm canlılar arasında da sevgi alışverişi oluyor.

Ancak biz bugünkü sohbetimizi de ‘sevgi’ sözcüğünü ‘sevgililer’ üzerine yaslayıp onun üzerine sohbet edeceğiz…

Ancak bu ‘sevgi’ sözcüğü de çağdan çağa ve bölgeden bölgeye isim değişikliğine uğrayabiliyor…

Örneğin; bazı bölgelerde ‘sevgilinin’ adı ‘yavuklu’ olarak geçer..
Bazı dönemlerde ‘sevgilim’ olarak değer bulmuştur…
Şu son teknolojik çağda ise genellikle ‘aşkım’ veya daha kestirme yoldan ‘aşko’ diye piyasa yapmaktadır…

Her neyse..
Buraya fazla kafa takmayalım…
Biz asıl anlatmak istediğimiz konuyu anlatalım…

Efendim….
Sizlerinde malumu olduğu üzere, dünyanın dört-bir yanında 14 Şubat tarihi sevgililer günü olarak kutlandığı gibi bizim ülkemizin bazı insanları tarafından hiç ıskalamadan ve kesintisiz bir şekilde her yıl kutlanmaya çalışılıyor…

Kutlayanlar ve sevgilisine o gün hediye almak isteyenler;
Mümkün olduğu kadar en pahalı hediyeyi almaya çalışıyorlar…

Sevgilisine bir buket çiçek yaptırıp götürenler…
Kuyumcudan altı-yüzük ve pırlanta alıp sevgilisine hediye edenler…
Hiçbir şey alamayıp da kuru kuruya bir çift sözcükle sevgilisinin günün kutlamak isteyenler vesaire vesaire…

Ancak benim bu çelişkiler yumağı ülkemde bazı kesimler var ki; 14 Şubat Sevgililer Gününde ve hediye alma konusunda birbiriyle yarış eden kesimler de var…

Deniz kenarında en lüks yalılar alıp, sevgilisine sürpriz yapanlar mı dersin…
En pahalı ‘YAT’ alanlar mı dersin…
Çağın en modern arabasını kapıya çekip “Sürpriiiiiizzz” dedikten sonra arabanın anahtarını eşine veya sevgilisine teslim edenler mi dersiniz…
Daha da olmadı bütün bu hediyelerin üstüne ‘cila olsun’ mukabilinden özel uçaklar kiralayarak dünyanın en güzel ülkesi veya semtlerine çıkanlar mı dersiniz…
Cenabı Allah’ıma çok şükür bunlardan da var benim ülkemde…

Ve bütün bunların yanında 14 Şubat tarihini ‘Sevgililer Günü’ olarak bilmeyenlerde var…

14 Şubat öncesi veya sonrası iki sevgili uzaktan uzağa ve salt platonik olarak göz-göze geldiler diye ‘töre cinayetinin’ sürdüğü ve bu uğurda öldürülen sevgililer de var bu benim ülkemde…

Uzun yıllar sevgili kaldıktan sonra nişanlanan ve bir an önce askerliğini yapmak için askere giden ve ancak tabutların içinde geri dönen sevgililer de var ne yazık ki bu benim ülkemde…

Üniversiteler bitirip iş bulamayan…
Elinde tapu gibi öğretmenlik diploması olmasına karşın bir türlü atanamayan ve sevgilisinin karşısında onuruna yenik düşüp intihar eden ve intihara kalkışan bir sürü sevgili var bu benim paradoksları yaşayan bu ülkemde!

Hadi bütün bunlardan sonra hepinizin ‘Sevgililer Günü’ kutlu olsun…
Veya da bütün bunlardan sonra herkes gönül rahatlığıyla 14 Şubat Sevgililer gününü kutlasın…
Kutlasın da rahatlasın…

Ne diyordu yüzyıllar öncesi yaşamış Sophokles;
“Ben bu dünyaya kin değil,
Sevgi paylaşmaya geldim.”

Ne diyordu ünlü sanat adamımız Bedri Rahmi bir şiirinde;
“Ben güzele güzel demem
Güzel benim olmayınca.
(…)
Güzel dediğin yağmur gibi yüzümüze gözümüze yağmalı,
Güzel dediğin hepimizin olmalı”

E, şimdi bu güzel dizelerden hareketle;
Sevgilerin eşti bir şekilde paylaşılmadığı bir düzende…
Şimdi ben nasıl diyeyim 14 Şubat benim sevgililer günümdür diye…
Diyemiyorum…

Desem desem sizlere;
Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,
Sevgiyle kalın diyorum.. .

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM