Seven sevilir!.. Seven kucaklanır!

Seven sevilir!.. Seven kucaklanır!

“Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın; yoksa tutmayacak bir ele uzattığın için,  kendine mi kızgınsın?” (Hz. Mevlâna)

Sevilenin sözleri dinlenir, saygı duyulur, kusurları örtülür.

Sevgi; siyasette, bürokraside, ticarette, diyanette, ailede, velhasıl her sahada; mutluluğun ve başarının sırrıdır, anahtarıdır, motivasyonudur… Kusurların örtüsüdür.

Seven, sevdiği kişinin kusurlarını örter.

Sevmeyen, sevmediği kişinin kusurlarını ortaya döker.

***

Sevgi kaybolunca nefret hâkim olur.

Sevgi ışık gibidir. Işığın olmadığı yere karanlık çöker.

***

Bir hatip, bir din görevlisi, bir imam; sözlerinin dinlenebilmesi, cemaate faydalı olabilmesi için önce kendini cemaate sevdirmelidir.

İş hayatında bir işveren, işçilerin performansından, onların veriminden şikâyetçiyse, önce işçilerinin kendisini ne derece sevdiğine bakmalıdır.

Bürokraside, bir amir, bir idareci; personelin sevgisini kazanamamışsa başarılı olması mümkün değildir.

Siyasette de böyledir; hangi birimde olursa olsun, ister milletvekili, ister belediye başkanı ister teşkilatta yönetici; ister kendi partililerine, ister sair partililere kendini sevdirememişse, sevdiremiyorsa ne kendi şahsına ne de partisine faydalı olması mümkün değildir.

***

Sevilmek için sevmek gerekir. Sevemezseniz sevilemezsiniz.

Kendinizi dinletmek için, başkalarını dinlemesini bilmek gerekir.

Başkalarının sözlerine, düşüncelerine değer vermezseniz, sizin düşüncelerinizi, sözlerinizi de başkalarının değer vermesini bekleyemezsiniz.

Sözleriniz dinlenmiyorsa, sevilmiyor ve saygı duyulmuyorsanız; kendinize bakınız!

“Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati, ne güneşte, ne ay da ara… Gözlerindeki perdeyi arala!” (Hz. Mevlana)

***

“Ben Milletvekiliyim, ben Bakanım, ben başkanım, ben müdürüm” diyenler, kendilerinin vekili, bakanı, başkanı ve müdürüdür.

Önemli olan, bir milletvekiline, bakana, başkana, müdüre; halkın gönülden, isteyerek, aşkla “bizim milletvekilimiz, bakanımız, başkanımız, müdürümüz” diyebilmesidir.

Kişiliğini makamından alanlarmakamından sonra kişiliksiz kalırlar… 

***

“Bir okçu hedefini şaşırdığında dönüp kendisine bakar. Hedefin vurulamaması, hedefin suçu değildir. İsabetinizi artırmak için kendinizi geliştirmelisiniz.” (Girbert Arland)

Vesselam…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?