“SEN KİMSİN “

“SEN KİMSİN “

Sevgili okurlarım öncelikle sizlere candan teşekkür ediyorum. Sizlerden  aldığım güzel eleştiriler sayesinde varım diyebilirim. Çarşamba günü  gazetemizin sıkı takipçisi olduğunu söyleyen bir okurumuz o kadar tatlı bir dille “ yahu sen kimsin dedi .“ Bu sorunun karşılığında bende çok şaşırdım .Çünkü beni çok iyi tanıyan biriydi. Meğer yaşadığım olumsuzluklar karşısında nasıl hala iyi düşünebildiğimmiş. İyilikten kim kaybetmiş dedim. Ben kaybedeyim.

Galiba ben de olmayan üç yetenek var.

O’da vaktinden önce ölmek. Ölmek dedimse kastim yaşarken ölmek.  Ruhumu ,bedenimi çerçeveleyen kalbimi öldürmek istemediğimdendir.  Yeteneksiz oluşum bu üç alandadır.

Hırs

Kin

Kıskançlık…

üçünün de açılımı çok göreceli kapsam içindedir.

sevgi anlayışım doğaçlamadır.. Olaylar kendiliğinden gelişir ..Az önce kilitli kalmış kutular da saklı duran fotoğraflarımı incelediğimde ruhumda değişen hiç bir şeyin olmadığını anladım. Yirmi yıl önce hatta otuz yıl önce neysem şimdide aynı olduğumu fark ettim .Yıllar öncede ,bugünde  bir fotoğraf karesinde ya ağacın tepesinde yada yüksek bir yerden atladığımı belgelemişim .Değişim bedenseldir.  Anladım ki ruh olarak değiştiğinde yok olurmuş insan…Onca mutlu karelerin içinden sıyrılıp acılarla yoğrulurken dahi gülmek kadar ,sevmek kadar güzel ne olabilir ki hayatta…

Ve sevmek;

Bazen bir şiirin  dizelerinde ,

Bazen dinlediğim bir şarkıda…

Bazen de yanık bir türküde saklanmıştır..

Ve insanın olmazsa olamaz saydığı para ise…

Hemen hemen her cepte var olmuştur.. kiminin az kiminin çok…

Tıpkı bir zamanlar benim de çok olduğu gibi ama şimdi yok. Karınca kararınca…

İşte olay burada..

Varken de ben benim yokken de benim…

Dilerim ki ömrümce gönlümde ki sevgi tohumları hep yeşil kalır ,yeni bir güne başladığımda umutlarım taze açan çiçekler gibi etrafa mutluluk verir…

Ve sizlerden isteğim;

Asla ömrünüzde ruhunuzu satın alacak bu üç şeye fırsat vermeyin…

Hırs

Kin

Kıskançlık

Her şeyin mutlaka tekrarı vardır ama insan ömrünün asla. olan bir çiçeğin yerine yenisini dikebilir, kırılan bardağın aynısından bulabilirsiniz hatta az para kazanıyorken çok fazla para kazanma şansını da yakalayabilirsiniz ama kırışan bir yüze estetik yaptırdığınızda genç göründüğünüzü zannedersiniz .O’ysa çok özelliklerinizi  kaybedersiniz.  aslı gibi olamazsınız. Mesela ;yüzünüzü gerdirebilirsiniz ama boynunuzda oluşan kırışıklıkları yok  edemezsiniz yada takvimde görünen seneleri . İşte bu yüzden her şeyi olduğu gibi yaşamak /bakmak gerek hayata…

Kasmayın kendinizi nasılsa gözler görmek istediğini görecektir. Ben insanlara bakarken gönül gözü ile bakmayı tercih ederim .Bazen çok güzel bulduğumuz bir insanın kalbinin kibirden öteye gitmeyen yada çirkin görünümlü bir insanın kalbinin çok güzel olduğunun farkına varırız…

İşte önemli olan da budur.. Tıpkı inanmak istemeyen birini inandırmaya zorlamak gibidir…Bırakın kendi bildiği gibi kalsın. Kabullenmek de erdemliktir. Hırslarınıza yenik düşmeyin…Ne diyor bir şarkıda. Sen nasıl olursan ol gözler insanı ele verir.. Eğrisi  ve doğrusu ile .Bu yüzden toplum da artık insanlar biri birileri ile konuşurken gözler ya tavanda yada yerde….

“gözler kalbin aynasıdır”

“yalan söylemez onlar”…

Ve i bu yüzden, sevenlerim olduğu kadar seviyor görünenler ve sevmeyenlerim de var. Seviyor görünenler ile sevmeyenlerin açık mazereti…

“sen oynuyorsun ,olduğundan farklı görünüyorsun  vs…”

Evet ;

hayatımın yönetmeni annem ve babam beni keşfettikleri günden beri…(hatta hayatımın anlamı aşkımız kısa sürse de acılarımın ustası da bana artistim derdi)…..başrol oynayan ben yıllar içerisinde hiç değişmediğimi gördüm….

Ah  o fotoğraflar ahhhh  nereden nereye geldim…

Ve son perde;

Ne diyor dizelerinde Mehmet Erdem….

“kalp alışır acı çekmelere ,can dayanmaz yeni sevmelere”…..

Dayanır dayanır yeter ki kalp sağlam olsun……

Yüreğimden  yüreğinize sevgi dolu hüzünle sarmalanmış mutluluklar gönderiyorum çevirin başınızı  gökyüzüne bir tutam yıldızda sizin avucunuza kaysın  ..

Sosyal Medyada Paylaşın:
Önceki Yazı

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?