PROF. DR. AHMET TANER KIŞLALI SİZCE NİYE ORTADAN KALDIRILDI

PROF. DR. AHMET TANER KIŞLALI SİZCE NİYE ORTADAN KALDIRILDI

Yıl; 1999
Ve aylardan 21 Ekim’di…

Şairin dediği gibi;
Hava kurşun gibi ağırdı…
Ve o gün bir yurtsever daha bombalandı…
Bombalanarak öldürülen yurtseverin adı;
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’ydı..

1939 Zile doğumluydu…
Dar gelirli bir ailenin çocuğuydu…
Dişini tırnağına takıp, zor koşullarda okudu…
Ve akademik yolculuğunun sonunda profesör oldu…

Alanında; Siyaset Bilimcisiydi..
Yurtseverdi..
Daha çok Atatürkçü kimliği ve devrimciliği ile tanınırdı.
1978 yılı Bülent Ecevit hükümetinde Kültür bakanlığı yaptı.

Öldürüldüğü yıllarda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinde derslere giriyordu…
Ve aynı zamanda da Cumhuriyet gazetesinde düzenli olarak ‘makale’ ve ‘köşe yazıları’ yazıyordu…

Peki neden öldürülmek istendi?
Neden yaşaması istenmedi?
Atatürkçü bir yurtseverin yaşamasından kimler tedirgindi?
Yaşamasını istemeyenleri hangi konuşmalarıyla tedirgin etmişti?

Söyleyelim…
Ve rahatsız edici konuşmalarından birkaç örnek verelim…

Örneğin, ölümünden 4 gün önce Fetullah Gülen için şöyle diyordu;

“Son yıllarda, kamu önünde ağzından tek bir cumhuriyet karşıtı söz çıkmamıştır.
Devlet büyükleriyle iyi ilişkiler kurmuş, Ordu dışında hemen tüm önemli kurumlarda önemli ‘mevziler’ elde etmiştir.
ABD’nin “etkin” desteğini sağlamış.
Görünüşte Atatürk’e ve cumhuriyete saygılı, Ama tüm eğitim ağı ile cumhuriyetin temellerini ağır ağır kemiriyor.
Amacına ürkütmeden, acıtmadan ulaşma yöntemini seçmiş.”
(17 Ekim 1999 yazısından alıntı)

Eeeeee!
Koskoca bir profesör böyle konuşursa, kimler rahatsız olur bu sözlerden?
Kimlerin rahatsız olacağı gün gibi ortada öyle değil mi?

Peki, iyi bir Atatürk düşüncesine sahip olan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı “Atatürkçülük” konusundaki görüşlerini nasıl ifade ediyor?

Hiç zaman geçirmeden onu da söyleyelim;

“Atatürkçülük; her Allah’ın günü ve her vesile ile okutturularak gençler Atatürk’ten bıktırılmamalı!
Sadeleştirilmiş “Söylev” okutulmalı..
Ağaçlara bakmaktan ormanı görmemeyi engellemeyen bir “Devrim Tarihi” okutulmalı…
Atatürk’ü putlaştırmanın zararlı, ancak doğru anlatmanın yararlı olduğu ve de şeyi yapmamanın, yanlış ya da kötü yapmaya tercih edilmesi gerektiği unutulmamalı” diyor

Ve yine bu konuda bir başka konuşmasında da şöyle belirtiyor Atatürk konusundaki görüşlerini;

“Türkiye’yi etnik kökenlere göre parçalamak isteyenlerin önündeki en büyük engel Kemalizm…
Ve ‘yeni bir mandacı’ numaracı cumhuriyetçilerin önündeki en büyük engel Kemalizm…
Niçin Atatürk değil de Kemalizm?
Çünkü Atatürk’le baş edemeyeceklerini anlayanlar hedef olarak kendilerine “Kemalizmi” seçtiler…
Ve Türkiye’yi bu duruma “Atatürk’e evet ama Kemalizme hayır” diyenler getirdi diyor…

Ve bu konudaki görüşünü daha da özetleyerek şöyle diyor Prof. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI;

“Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür.”

Özetleyerek sonlandıracak olursak;
Bundan 20 yıl öncenin 21 Ekim günü, gerici faşistlerin kurduğu bombalı bir tuzakla aramızdan ayrılan Ahmet Taner Kışlalı, kendinden önce bombalanarak ortadan kaldırılanlar için şöyle diyordu bir konuşmasında;

“Hiçbir düşünce silahla yok edilemedi.
Edilemeyecek de…
Silah değil, kalem kullanıyoruz;
Hemde en yüreklisinden…”

Yıl: 1999
Aylardan: Ekim ayının 21’i…

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, yazdığı ‘köşe yazısını’ Cumhuriyet gazetesine faksladıktan sonra, derse yetişmek için Ankara İletişim Fakültesine gitmek için arabasının yanına yaklaştı…

Arabasının önüne bırakılmış bir poşet var…
Bir an önce hiçbir şey düşünmeden ve öğrencilerine vereceği derse vaktinde yetişmek için arabanın camındaki poşeti eline aldı…
Ve poşet birden bire infilak edip patladı…
Kısacası; bir başka yurtseverin canını orada aldı…
Ve ardından;
Bu çirkin cinayeti ise ‘İslami’ bir örgüt üslendi…
Ama failleri hala bulunamadı…
Yani bu çirkin cinayet; yapanın yanına kar kaldı..

Ve son sözü Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’ya bırakıyorum.
Bakın ne diyor bu karanlık cinayetler için o aydınlık yüz, o büyük yurtsever;

“SÖNEN HER MUMUN ARDINDAN ONLARCASINI YAKIN,
MUMLAR DEĞİL
KARANLIĞI İSTEYENLERİN NEFESİ TÜKENECEKTİR.”

Işıklar içinde uyu bu ülkenin aydınlık yüzü…
Yaktığınız mumlar sönmeyecek ve gittikçe daha da çoğalacak!
Işıklar içinde uyuyun..

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?