Seçime sayılı günler kala, siyasetin kirli dili ve yüzü tüm çirkinliği ile sürmekte.
Kendinden olmayanı ayrıştırmaya yönelik nefret söylemi zirveye taşındı.
Vaatler yerine iftira, yalan, öfke, saçma-sapan demeçler bazılarının önceliği oldu.
Bugüne değin böyle düzeysiz bir seçim propagandası yaşandığını sanmıyorum.
Esenler belediye başkanının gündeme getirdiği, öncelikle Trabzon ve Doğu Karadeniz halkının tamamını içeren ‘Pontuslu’ tanımlaması tam bir zavallılık, çaresizlik olmalı.
Siyasi tercihleri AKP dışında olanlar için söylenen bu çirkin benzetmeyi sahiplenen ve daha ileri götüren AKP yöneticisi, ‘İmamoğlu Trabzon’da Pontus Rum Cemiyeti tarafından karşılandı..’ diğeri, ‘..Soylu’yu protesto edenlerin tamamı Pontus..’derken, Giresun milletvekili, ‘…Topal Osmanağa’nın Pontus’lulara karşı verdiği mücadelenin bir benzeri biz torunları tarafından verilmesi ile karşı karşıyayız…’ söyleminde bulunmakta.
Espiye Belediye tabelasına TC ibaresi konulmasını reddeden AKP’lilere ses vermeyen bu milletvekili, ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyenlere nasıl bir tepki vermişti?
‘Kutsal Savaş’ ve cumhuriyete giden yolun temel taşlarından, ülkesi için kendisini feda eden, çok farklı bir değer olan Topal Osmanağa üzerinden, İstanbul seçimleri ile ilgili siyaset yapma da neyin nesi?
AKP siyasetinin en etkili beş kişisinden biri olarak ‘torunlarıyız’ diye övündüğünüz Topal Osmanağa’nın itibarının iadesi, heykelinin dikilmesi ve üniversiteye adının verilmesi için hangi mücadeleyi verdiniz?
Bu yaklaşım ucuz, düzeysiz siyaset ve rant elde etmenin ta kendisi olsa gerek.
Siyaseten söylediğiniz, ‘Osmanağa’nın torunlarıyız’ sloganı ile bir yere varamazsınız.
Yaklaşık 560 yıl önce ortadan kaldırılmış ‘Pontus Devleti’ni günümüze taşıyacak, bu coğrafyada yaşayanlardan siyasi tercihlerini sizden yana kullanmayanlara ‘Pontus’lu diyerek aşağılamaya kalkışacaksınız.
Çıkarlarınıza göre Türkiye’de yaşayan etnik gruplar üzerinden kardeşlik mesajı verecek, yeri geldiğinde ise ırkçı, faşist, bölücü, ayrıştırıcı anlayışı öne çıkaracaksınız.
Kendileri dışındakilere yakıştırmaya çalıştıkları, ‘illet, zillet, terörist, FETÖ’cü, PKK’lı…’ tutturulamadı, ‘ülkenin beka sorunu’ unutuldu, ‘Pontus’ gündeme getirildi.
AKP tercihinde bulunmayan diğerleri Karadeniz’de, ‘Pontus, Rum’, doğuda, ‘PKK’lı, terörist’ sahilde, ‘AKP düşmanı, viski içen elit tabaka’ olarak tanımlanmakta, geriye kalan okumayan, eleştirmeyen, sorgulamayan, biat edenler ise ülkenin gerçek sahipleri öyle mi?
‘Beka’ endişesinden vazgeçip, ‘Pontus, Kürdistan, Lazistan, Pekeke’ söylemleriyle oy toplamaya Diyarbakır’a giden, Karadeniz’deki sevgi seli karşısında kimyaları bozulanların saçma, akla hayale sığmayacak ‘Pontus’ tartışmasını gündeme almaları düşündürücü.
‘Pontus’ yakıştırması yapanların çaresizliği karşısındakileri büyütür, kendilerini ise toz kadar küçük kılar.
Tarihi, ‘Cumhuriyet Tarihi Yalancıları’ Fesli Kadir gibilerden öğrenmeye çalışanlara önerimiz; Karadeniz’i yurt edinen Çepni Boyu’ndan başlayarak, ‘Kutsal İsyan’ ve Topal Osman’ın vatan uğruna verdiği mücadeleyi anlayarak okumanız, ya da gerçek tarihçilerden öğrenmeniz olacaktır. Tabi anlayabilirseniz.
Bir gencin İmamoğlu’nun aracı peşine düşerek ortaya attığı, ‘her şey çok güzel olacak Ekrem abi’ sloganında boğulan AKP’nin duyguları yıprandı, düşünce üretemez duruma geldi.
‘Gemi karaya oturdu, tulumbadaki suyu bitirdiler, etik değerler yerlerde sürünmekte..’
Üç dedesinin de vatan uğruna şahit olduğu kanıtlanan, kimliği, kişiliği, yedi göbek sülalesi belli olan kişiye ‘Pontus’ yakıştırması yapacaksın ha. Edep yahu!!!
Temizlenmesi mümkün olmayan, siyasetin kirli dili ve yüzü bu anlayış olsa gerek.
Atatürk’ü yok saymaya çalışan, ‘kurtuluş savaşı artıkları’na sorumuz;
Peki, sen kimsin?