OYLAMAYA DOĞRU GİDERKEN

OYLAMAYA DOĞRU GİDERKEN

Anayasa değişikliğine yönelik yapılacak halk oylamasına 47 gün kaldı. Bu seçim ile ülke yönetiminde sistem ve rejim değişikliği oylanacak.

Siyasiler alanlarda boy göstermeye başladı.

Genel görüntü, vatandaşlar arasında şimdilik heyecan yaratılamadığı yönünde.

‘Hayır’ ve ‘evet’ diyecek olanlar sosyal medya üzerinden paylaşım yapmaktalar.

Bazı TV haber kanalları tartışma programlarında, her zaman yaptıkları gibi ‘evet’ tarafı olarak, iktidar adına çaba gösterseler de başarılı olamıyorlar.

İktidarın yaptıklarının tamamını olumlu gören ve tüm gücüyle savunmaya çalışan, birileri tarafından oraya taşınan kadrolu konuşmacılar da inandırıcı değiller.

Onlar, ellerine tutuşturulan metinleri söylemekten ileri gidemiyorlar.

Aynı sözcüklerden oluşturdukları tümceleri farklı biçimde söylemekteler.

Meclis görüşmelerinde büyük bir çekişme, kavga, gürültü, hakaretlerle başlayan, sonuçta MHP’nin kayıtsız koşulsuz desteği ile kabul edilen anayasa değişikliği maddelerinin ne getirip neler götürdüğünü bilenlerin oranı çok az.

MHP içersinde karşı olanlar ivme kazanırken, CHP şimdilik edilgen görünümde.

Özellikle ‘evet’ yanlısı olanlar niçin, neden sorularına yanıt verememekte.

Sadece sayın cumhurbaşkanına olan sevgi ve bağlılıklarına sığınmaktalar.

‘Hayır’ diyecek olanlar seçim sonucunun yarınlara neler getireceğini bilmekte.

Başkanlık sistemine geçiş ne getirecek, toplumu nasıl bir gelecek beklemekte?

‘Hayır’ veya ‘evet’ diyenler ülkede yaşanacak siyasal, toplumsal ve diğer tüm alanlarda yapılacak dönüşümleri hedef kitlelerine anlatmak zorundalar.

Konuyu sayın cumhurbaşkanı ile değerlendirmek, O’nun üzerinden ‘evet ve hayır’a bağlamak tamamen yanlış bir strateji olacaktır.

Kampanyanın başlangıç dili vatandaşların hangi nedenlerle ‘evet’ demesi gerektiğine yönelik olmadı.

Yapılacak oylamada demokratik haklarını kullanarak ‘hayır’ tercihinde bulunacak olanlara ‘terörist, FETÖ yanlısı, PKK ile aynı safta, darbe taraftarı..’ gibi suçlamalarda bulunulması ters tepki görünce, bu söylemlerle bir yerlere varmak isteyenler her zaman olduğu gibi ‘biz öyle demek istemedik, yanlış anlaşıldık..’ diye geri çekildiler.

Bilinmesi gereken, oylamada ‘hayır’ tercihinde bulunacak olanların ülkesi, cumhuriyet değerleri,  yönetim biçimine karşı olan saygı, sevgi ve bağlılığının tartışılmaz olduğudur.

‘Hayır’ diyecek kesime bu tür söylemlerle yaklaşmak kamplaştırma, ötekileştirmeden öte bir işe yaramayacak, toplumsal barışa büyük sekte vuracaktır.

Toplumu ayrıştıracak söylemler yerine neden ‘evet’ denileceği anlatılmalı.

‘Hayır’ diyenler onlarca madde ile gerekçelerini sıralayıp anlatmakta.

Görünen, ülkemizin yeni bir yol ayrımında olduğu.

Oylama ile çocuk ve torunlarımızın nasıl bir ülkede yaşayacağına karar verilecek.

‘Evet’ çoğunluğunun ne getireceğinin belirsizliği devam etmekte.

Özellikle Azerbaycan devlet başkanının, eşini birinci yardımcısı olarak ataması hiç beklenmeyen bir örnek oldu.

‘Cumhuriyet reklam arası, 90 yıllık parantezi kapatacağız, referandumu kaybedersek iç savaş çıkar, bu işi bitireceğiz az kaldı, Atatürk belası ve parlamenter sistemden kurtulacağız..’ gibi düzeyden yoksun, pervasız, zavallı, aciz yaklaşımlar ‘evet’ oyu vereceklerin paylaştıkları söylemler.

‘Ayağımıza bağlanan prangaları söküp atacağız’ diyenlere ne demeli?

‘Devlet gücünün tek kişide toplandığı’ durumda bu anlayışta olanlarla baş etmek mümkün olmayacaktır.

Oylamanın sonucu ne çıkarsa çıksın, halen mecliste bulunan tüm siyasi partilerde yeniden yapılanmalar başlaması kaçınılmazdır.

Yıllardır siyaset adına üretim yapamayan, muhalefet görevinin gereğini yerine getiremeyen, iktidarın belirlediği gündemin dışına çıkamayan, onların değirmenine su taşıma görüntüsü veren, attığı her taş başına düşen ve bunun farkında bile olamayan CHP ile, kendilerine gönülden bağlanarak mücadele edenleri, üst yönetim tarafından tek başına bırakan MHP’de yapılacak köklü değişiklikler, ülkemiz adına kazanç olacaktır.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?