Montaj ve kumpas

Montaj ve kumpas

Montaj ve kumpas sözcükleri akla FETÖ’ cülerin yaptıklarını getiriyor. 2002 yılında iktidara gelen AKP, o yıllarda adı ‘cemaat’ olan, ‘hizmet hareketi’ olan Fetullahçılar ile birlikte hareket ediyordu.
Adeta koalisyon kurmuş gibiydiler.
Başta yargı, emniyet, askeriye, mülkiye ve eğitim olmak üzere devletin en önemli kurumları ‘koalisyon ortağına’ bırakılmış idi.
Medyada da güçlendirilmişlerdi…
Sırtı sıvazlanan, en kritik yerlere yerleştirilen, adeta yıllardır yetiştirdiği ‘altın nesil’ ile devleti işgal etmesi sağlanan ‘cemaat’, AKP döneminde gücüne güç kattı.
Bunları ülke gündemini takip eden herkes az çok biliyor.
Ve kritik noktaları ele geçirmek içinde pek çok kişiye kumpaslar kurdu.
Montaj kasetler servis edildi.
Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının kumpas olduğu yıllar sonra ortaya çıktı.
Bu kumpaslarda ‘The Taraf’ kullanıldı.
Bürokrasinin kilit noktalarına yerleştirilen ‘cemaat’ militanları kullanıldı.
Kiminin görevi savcı idi…
Kiminin görevi hâkimlik, savcılık idi…
Kiminin görevi istihbarat idi…
Kimi kaymakam, kimi vali, kimi vekil idi… Ya da başka görevlere getirilmiş idiler.
Hepsi de ‘cemaatin’ , ‘bizim adamımız’ referansı ile o görevlere getirilmişlerdi.
İktidar onlara, onlar iktidara yaslanmış birlikte yol alıyorlardı. O nedenle “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını söylüyorlardı.
Sonra araya ‘kara kedi’ girdi. Ortaklık bozuldu…
‘Altın nesil’, adeta altın vuruşu yapmak istedi. 15 Temmuz yaşandı. Ortaklık yerini düşmanlığa bıraktı.
Geldik bugünlere…
***
31 Mart günü gerçekleştirilen İBB seçimleri siyasi baskı ile YSK tarafından iptal edildi. İptale şerh koyan dört hâkimin gerekçeli kararda yazdıkları her şeyi ortaya koyuyor.
Karar hukuki değil siyasi olarak verilmişti…
Şimdi 23 Haziran günü İBB seçimleri yeniden yapılacak.
Hukuk bir yana bırakıldı. Ekonomiye maliyeti bir kenara bırakıldı. İktidar elindeki tüm devlet gücü ile seçimlere asılıyor.
Pelikan medyası bütün gücü ile çalışıyor.
İBB üzerinden beslenen Nakşi vakıflar ‘elimizdeki yağlı-ballı ekmek’ gitmesin diye çalışıyor.
İBB’den ihale alan medya patronları da gazeteleri ile çalışıyor. Yandaş medya çalışıyor.
‘Ak’ troller çalışıyor.
Ve bu çalışmada her yol mubahtır anlayışı geçerlidir.
Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım sürekli “çaldılar” diyor. Bu konuda somut bir kanıt yok. YSK gerekçeli kararında da ‘çalma’ ile ilgili bir ifade yok.
Bu ‘çaldılar’ ifadesini neden söylediği Binali Yıldırım’a sorulunca verdiği yanıt siyasal etik açısından sorgulanmalıdır.
Diyor ki Binali Yıldırım ; “Buna mecburdum, sesimi duyurmak için ‘çaldılar’ dedim.”
Bu sözler aslında kumpasın ilk işaretleri idi…
Sonra Ekrem İmamoğlu’na katıldığı TV programlarında kumpas kurulmaya çalışıldı.
Önce CNN Türk’ de adı “Tarafsız Bölge” olan fakat ‘taraflı’ olduğu anlaşılan programda ilk kumpas yaşandı.
Tam İBB’de yaşanan yolsuzluklara sıra gelmişti ki , “süre bitti” denilerek program erkenden sona erdirildi.
İBB yolsuzluklarını anlatması istenmedi.
Habertürk TV ‘de bir soruya verdiği cevap, hemen montajlanarak ‘ak’ troller tarafından servise sokuldu.
Başka algı amaçlı çalışmalar yapılıyor.
Arnavutköy’de pizzacı ile yaşanan diyalog da bu çalışmalardandır.
Geçmişte bu tür çalışmaları, o günlerde iktidar ortağı oldukları ‘cemaat’ yani FETÖ yapıyordu.
Şimdi FETÖ yok.
Fakat montaj-kumpas işleri var.
Demek ki ‘beraber yürüdükleri’ dönemde staj görmüşler ve montaj-kumpas işlerini iyi öğrenmişler.
Yapılanlar bunu gösteriyor.
Komplo kurmak, kumpas yapmak, montaj işleri FETÖ’ nün çalışma yöntemleri idi.
Geçmişte örneklerini çok gördük.
Şimdi İBB rantını kaybetmemek için iktidar yandaşlarınca uygulanıyor.
Siyasi etik yerle bir ediliyor.
Demokrasi bir kenara itiliyor.
Her yol mubah anlayışı olan ‘Makyavelist siyaset’ devreye sokuluyor.
Yazık!..
Gerçekten yazık.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?