Minarelerin Sessizliğinde Ezan-ı Muhammed.

Minarelerin Sessizliğinde Ezan-ı Muhammed.

EZAN İslamin sözlü manifestosudur.

İlk ezan 15 Haziran 622 günü okunmuştu Medine-i Münevver’de.

Bir tevafuk oldu yani denk geldi. Elbette bir denk getiren vardı. Yine bir 15 Haziran günü ezan

Anadolu’da aslına döndü.

Türkçe ezan.

Tanrı ULU’ dur dan ALLAH’Ü Ekber’e dönmek için bir BAŞBAKAN feda etti bu millet!

27 Mayıs darbesi sonucu cuntacı yapıya kurban verilen Başvekil Menderes’in ülkemiz ve milletimiz için yapmış olduğu en önemli icra atlardan birisi de Türkçe Ezan sorununu çözmesidir.!

Türkiye tek parti iktidarında büyük baskı ve dayatma uygulamalarına maruz kaldı. Bunlardan biriside ezanın Türkçeleştirmekti.

Arapça ezanın yeniden serbest bırakılmasının 67’ncı yıl dönümündeyiz.

Ezan-ı Muhammedinin asr-ı saadetten beri imanın esasını günde 5 defa dünyaya ilan etmek “İ’la-yı kelimetullah’ tır.

Dinimizin farzları kadar önemlidir. İslam’ın sözlü manifestosudur. Muazzam mesajlar taşır. Sadece vakit bildiren çağrı değildir. Aynı zamanda kâinatın en mühim hakikatini da ilan eder, bildirir.

 Öznesi Ezan. Özünden koparılan ezan.

15 Haziran 622 günüydü.

Hazreti Peygamber Medine’deydi. Sesi en güzel sahabesini davet etti yanına. Bilal-i Habeşi’ye seslendi. “İnsanları ezana çağır ya Bilal” dedi.

Bir kutsal çağrıydı bu. Günde 5 kez yinelenen. Ama bir gün gelecekti o ezan bu topraklarda yani Anadolu’da susacaktı.

16 Haziran 1950’de, Başbakan Adnan Menderes’in yoğun çabası ile sona eren Türkçe ezan işkencesi 18 yıl sürdü.

Arapça ezanın özgürlüğüne kavuştuğu gün, öyle büyük bir sevinç yaşandı ki, Bursa’da bir camide ikindi ezanı tam 7 kere okundu.

İlk Türkçe ezan ise, 30 Ocak 1932 tarihinde Hafız Rifat Bey tarafından Fatih Camii’nde okunmuştu.

“ARAPÇA EZÂN VE KAMETE CEZA”!

Peşinden yine tek parti döneminde 2 Haziran 1941 tarihinde çıkarılan 4055 sayılı kanunla,

“Arapça Ezân yasağı” resmen kanun kapsamına alınır. Ceza Kanununun 526’ncı maddesini tadil etmek suretiyle, bildiğiniz ‘Arapça Ezan ve Kamet okuyanlar’ terimini kullanarak bu suçu işleyenlerin cezalandırılması yasa kapsamına alınır. Ezânın ve kametin aslî/Arapça okunması “yasaklanır!”

1 Şubat 1933’te Bursa Ulu Camii’nin imamı nedense göreve gelmemiş.

Onun yerine cemaatten Topal Halil ezanı, Tatar İbrahim ise kameti (erkekler tarafından farz namazlarından önce okunan ezana benzer metin) Arapça okumuş, sivil polis Hamdi Efendi de durumu büyüklerine rapor edivermişti. Bu vatandaşlarımız daha sonra ceza almıştır.

Ezân-ı Muhammedî, 18 Temmuz 1932’ye kadar Anadolu semalarında “Allah-û Ekber” nidalarıyla aslına göre okunur. Böylece, on dört asırdır Müslümanları namaza çağıran İlâhî dâvet Ezân değiştirilir ve aslından uzaklaştırılıp bir başka hale sokulur.

Minarelerin sessizliği başlar.

O yıllarda camilerden zorla okutulan Türkçe ezanın tam metni:

Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur

Şüphesiz bilirim Tanrı’dan başka yoktur tapacak

Şüphesiz bilirim Tanrı’dan başka yoktur tapacak

Şüphesiz bilirim Tanrı’nın elçisidir Muhammed

Haydi namaza, Haydi namaza, Haydi namaza

Haydi felaha, Haydi felaha, Haydi felaha

Uykudan namaz daha hayırlıdır.

EZÂN; DEMOKRATLARIN İLK KANUNU VE İLK İCRAATI

Ezân-ı Muhammedî’nin aslına çevrilmesi, 14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidara gelen Demokrat Parti hükûmetinin ilk kararı ve Meclis’e sunduğu ilk tasarısı ve Demokrat iktidarın çıkardığı ilk kanun ve ilk temel icraatı

 “Demokrat misyon” un din ve vicdan hürriyeti ve hizmeti hususunda yaptığı hizmetlerin ilk numunesi olan Ezân-ı Muhammedî’nin üzerindeki yasağının kaldırılması için bizzat merhum Başvekil Menderes’in talimat ve teşebbüsüyle çalışmalara başlanır.

Tokat Milletvekili Ahmet Gürkan’ın 31 Mayıs 1950 ve Kayseri milletvekili İsmail Berkol Paşa ile 13 arkadaşının 2 Haziran 1950’de Ezanın aslına çevrilmesi hususunda iki teklif meclise vermelerinden sonra Başvekil Adnan Menderes’in 5 Haziran 1950’de Zafer Gazetesi’ndeki mülâkatıyla tartışmalar başlar.

İkindi ezanı Bursa, da bir camide 7 kere okundu

16 Haziran 1950 günü yapılan düzenlemenin sonucu, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a telsiz aracılığı bildirilmişti. Bayar’ın onaylaması ile  1932’de çıkarılan kanun Türkçe ezanın zorunluluğu tarihe karıştı. Arapça ezanın serbest bırakıldı.

Menderes’in Milletimizle kurduğu gönül köprüsü ebedidir.

Semalarımızda ‘Allahu Ekber’ yankılandıkça Menderes’e de rahmet okunacak, Fatiha’lar gönderilecektir.

Alimler O’nun için ‘İslam Kahramanı’ dediler. Evet devrin şartlarının şiddeti O’nu Kahraman kıldı. Halis bir Aydın Efesiydi O. Canı pahasına Milletinin değerlerini savundu. Şehit edilmeseydi büyük ihtimalle 4. Cumhurbaşkanımız olacaktı.

 Menderes’in aziz hatırasında bizlere bıraktığı, “16 Haziran’ın ‘Ezan-ı Muhammed’i Günü’ ilan edilmesini istirham ediyoruz”.

O dönemi yaşayan insanlar Menderes’i her zaman büyük bir minnet ve şükranla andılar.

16 Haziran 2017′ de Mübarek Ramazan ayını idrak ettiğimiz bu günlerde.

  1. yaşında hayatını kaybeden Merhum Başvekil Adnan Menderes ve arkadaşlarının Genel Başkanlığı altındaki siyasi iradenin Din Lisanında Ezan Okunmasına hizmetlerinin 67nci yıl dönümünde, Mübarek RAMAZAN Ayı Hürmetine Mekanlarını nur ile nurlandır YARABBİ.

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?