MESLEKLERE GÜVEN ANKETİ YAPILIYOR BİLİN BAKALIM KİMLERE GÜVENİLMİYOR

MESLEKLERE GÜVEN ANKETİ YAPILIYOR BİLİN BAKALIM KİMLERE GÜVENİLMİYOR

Siyasetçilere..
Ve Din Görevlilerine…

Evet, evet…
Yanlış okumadınız…
Dünyanın en büyük araştırma şirketlerinden birisi olarak kabul edilen IPSOS isimli bir ‘Araştırma Şirketi’ 23 ülkede ‘Mesleklere Güven’ araştırması yapıyor…
Ve bizim ülkemizde;

Siyaset erbabı en son sırada…
Ve Din Görevlileri de en arkadan 5. sırada yer alıyor…
Yani futbol deyimi ile ifade edecek olursak;
Her ikisi de küme düşüyor!

Güven duyulacak meslekler arasında ise ilk üç sırayı ise şu meslekler alıyor;
1. sırada; Bilim İnsanları…
2. sırada: Doktorlar
3. Sırada: Öğretmen mesleği bu ilk üç sırayı paylaşıyor…

Yapılan bu araştırmanın, anketin ‘doğruluk’ payı nedir bilemem…
Anketçi olmadığım için ‘yanılgı’ ve ‘sapma payı’ nedir onu hiç mi hiç bilemem..

Ama ‘araştırma anketleri’ doğruyu söylese de, söylemese de…
Aziz Nesin’in yazdığı…
Kemal Sunal’ın başarıyla oynadığı ‘Zübük’ karakterine uygun siyasetçilerin hala var olduğu, yapılan araştırmalardan da belli oluyor!

Yani ‘Zübük’ yine aynı Zübük!…
Zübük’lük hiç mi; hiç değişmiyor…
Biri gidiyor, öteki Zübük geliyor!
Kısacası ‘Zübüklük’ devam ediyor!

Din görevlilerinin de çok gerilerde kalmasına da çok şaşırmadım doğrusu…
Neden şaşırmadım?

Siz nasıl düşünürsünüz onu bilemem ama benim gerekçem şu; Bir din görevlisi; kutsal kitabın doğrularını değilde, salt geçici bir makam uğruna siyasi muktedirlerinin yalanlarını, dolanlarını ve çıkarsal konuşmalarını caminin içerisinde ‘hutbe’ olarak cemaate vermeye kalkarsa;

‘Güven’ konusunda siyaset erbabının yeri neredeyse, elbet onun yeri de ona yakın bir yerde olacaktır…
Onun için bunda ‘şaşılacak’ bir şey yoktur diyorum…

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

Dinlenme gününüz olan bir ‘Pazar’ gününü sizlere daha fazla zehir etmeden, bugünkü sohbetimizi -birazda güncelliği olan- ve günümüze uyarlanmış bir fıkra ile bitirmek isterim…

Fıkra bu ya;
Üç Amerikan askeri Iraklı bir amcanın bakkalına girerler ve alış veriş yaparken;
‘Kahrolsun Amerika’ diye ses duyarlar… Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler.

Bunun üzerine Iraklı bakkal amcaya;
“Bu papağanı buradan yok et yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz” derler…

Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar, çünkü papağan kuşunu çok sevmektedir… Derken aklına cami imamlarının papağanı gelir… Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve;
“Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değişelim” der.

Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir… Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak :
“Biz sana bunu yok edeceksin demedik mi?” derler…
Amca “bu papağan o değil” dese de inandıramaz…

Sivri zekalı askerin biri ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
“Kahrolsun Amerika!!”
Ses çıkmayınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
(ses yok)
-Kahrolsun Amerika!
papağan dile gelir
-Amin evlatlarım…..

Hoş kalın,
Hoşça kalın,
Sağlıkla kalın,…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?