KÜRESEL MÜHENDİSLİK

KÜRESEL MÜHENDİSLİK

Geçtiğimiz günlerde yakın tarihimizin iki önemli gelişmesinin yıldönümü yaşandı.

Teki 28 Şubat post modern darbesinin,

Diğeri de 1 Mart tezkeresinin…

28 Şubat 1997 tarihinde gerçekleştirilen post modern darbenin arka planında CİA’ nın var olduğu pek çok kişi tarafından dile getiriliyor.

Ülke içinde ise en büyük destekçisinin FETÖ olduğu bilinen bir gerçektir.

Peki, nedeni nedir?

Soğuk Savaş sonrası ABD, “Yeşil Kuşak” projesi yerine “Ilımlı İslam” projesini uygulamak ister.

12 Eylül sonrası bu projeye uygun olarak ülke içinde adımlar atmaya başlanır. Eğitim yolu ile adımlar atılır. Tarikat ve cemaatler üzerinden adımlar atılır.

ANAP, bu amaca yönelik çalışmalar yaptı.

Ülkemizde muhafazakâr, mütedeyyin bir seçmen tabanı yaratıldı.

Refah Partisi bu taban üzerinden iktidara gelir.

Ancak RP “Ilımlı İslam” konusunda ABD ile ‘uyumlu’ şekilde iktidarını sürdürmedi!

***

Özal sonrası ANAP zayıflamış, RP güçlenmektedir. Bu nedenle muhafazakâr seçmenin yeni adresi olan RP lideri Erbakan ile ABD temaslara başlar.

CİA elemanları Harry Cole ve Eugene Zajac ‘diplomat’ kimlikleri ile ABD adına Erbakan ile görüşürler. Partinin dış ilişkilerinden sorumlu olan Abdullah Gül, Erbakan’ı 1992 de ve 1994 yıllarında iki defa ABD’ye götürür ve çeşitli çevrelerle görüştürür.

1994 yılında CIA Başkanı John Deutch Ankara ziyareti yapar ve Erbakan ile de görüşür.

Bu görüşmelerin ana amacı “Ilımlı İslam” amaçlı planda RP ile misyon üstlenmek konusudur.

1995 seçimlerinde RP %21,4 oy ile TBMM’de 1. Parti olur ve RP-DYP koalisyon hükümeti kurulur. ABD ziyaretleri devam eder.

Bu görüşmelerden umutlu sonuçlar alamayan ABD’liler, bir yandan da RP içine el atmaya başlar.

ABD için, “milli görüş” yerine küreselleşmeci, AB yanlısı ve BOP için işbirliği yapacağı “Ilımlı İslam” planına uygun muhafazakâr yapılı isimlere ihtiyaç vardı.

Erbakan, “milli görüş” diyor. D-8 diyor. İslam ortak Pazarı diyordu.

Ayrıca İsrail ile de dostane ilişkiler kurmaya yönelmiyordu…

Önemli bir ayrıntı daha vardı. O da Erbakan, Almanya ile iyi ilişkiler içinde idi. Zaten bir süre orada yaşamıştı. Milli Görüş hareketi Almanya’da oldukça örgütlü idi…

Bu durum, ABD ve küresel elitlerin(Güçlü Yahudi lobilerinin) işine gelmiyordu…

O zaman Erbakan’ın siyasetten tasfiyesi gerekiyordu! İlahlar buna karar verdiler.

CİA-FETÖ işbirliği içinde önce kamuoyunu hazırladılar.

Aczmendiler, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı, Fadime Şahin olaylarını yaşadık…

Medya bu ‘olayları’ kamuoyuna ‘laiklik’ ve iktidar karşıtlığı temelinde sunmaya başladı.

Erbakan’a da hatalar yaptırıldı.

Ülkede at izi it izine karışmaya başlamıştı.

Öte yandan RP içinden bazı isimler ile “İstanbul Toplantıları” hız kesmeden devam ediyordu! Hafta sonları Büyükada yemekleri yeniyordu. (ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz bu sürecin ilk mimarıdır.)

Otel toplantıları yapılıyordu.

Erbakan’ın dediği gibi bazı öğrencileri “arka kapıdan kaçmaya” hazırlanıyordu!

Bu ortamda 28 Şubat 1997 MGK Bildirisi yayınlandı. RP-DYP Koalisyonu bozuldu. RP için kapatma davası açıldı.

28 Şubat bildirisinin laik içerikli olması kimi çevrelerin bu post modern darbenin arka planında, CİA-FETÖ bağlantısını görmesine engel oldu.

Zaten bu bilinçli yapılmış ve yaratılan ‘mağduriyet’ üzerinden ‘ılımlı İslam’ politikasına “evet” diyeceklere siyasi malzeme verilmiş olacaktı…

RP içinden “yenilikçiler” diye bir yeni kadro kuruldu.

O kadrolar, yapılan görüşmeler sonarsında AKP’yi kurdular. 3 Kasım 2002 seçimlerinde de iktidara taşındılar. (İktidara yakın gazeteci Nasuhi Güngör, “Yenilikçi Hareket” adlı kitabında bu süreci anlatmaktadır.)

“Milli Görüş gömleğini çıkardım” sözü bu süreçte çok önemli bir açıklamadır.

“BOP eşbaşkanıyım” sözü de…

28 Şubat’ta rol oynayan ve iktidar olmalarına yol açan FETÖ ile uzun süre adeta parti içi koalisyon gibi iktidarı paylaşmaları da bu nedenledir.

“Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” şarkıları da bu nedenle söylenmiştir.

Bu nedenle mevcut iktidar 28 Şubat mağduru değildir.

28 Şubat ürünüdür. Doğum tarihi 28 Şubat’tır

Mağdur olan, 28 Şubat ile siyaseten tasfiye edilen Erbakan’dır ve ona sadık kalarak ‘milli görüş gömleğini çıkarmayanlardır…’

Gerçek laik cumhuriyet yanlılarıdır.

Not: 1 Mart tezkeresi ve günümüze yansımalarını da bir sonraki (Pazartesi) yazımda okuyabilirsiniz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?