KAVURMA KOYDUM TASA DOLDURDUM BASA BASA

KAVURMA KOYDUM TASA DOLDURDUM BASA BASA

Bu sözler elbette bir türkü sözü…
Ancak sözlerin söylenebilmesi için mutlaka yaşanmış vardır bir öyküsü…
Ki, hiç şüphesiz var…
Bu türkünün sözlerini öne çıkaranlar;
Bizzat ‘taslara ve tenekelere’ kavurma basa-basa yaşadılar…
Nereden biliyorum?
O ‘kavurma basıldığı’ yılları bire-bir bende yaşadım da ondan biliyorum…
Benim çocukluğumda, gençliğimde ve hatta öğretmenliğimin ilk yıllarında bizlerde bizzat kavurma basar ve en az haftada iki-üç kez kavurma yerdik de oradan biliyorum…
Biliyorum-bilmesine de…
Ancak sizlerde şimdi belki şöyle düşünüyorsunuzdur;
“Yahu hocam, şimdi durup-dururken bu kavurma konusunu da nereden çıkardın?” diye düşünenleriniz varsa eğer…
Yanıtını hemen vereyim;
Aslında böyle bir konuyu sohbet konusu yapmayı gerçekten istemezdim.
Ama sayın cumhurbaşkanımız; “Refah seviyemiz arttıkça, et tüketimi de çoğalıyor ve haliyle fiyatlarda artıyor” dediği içindir ki, benimde aklıma eskiyle-günümüzü mukayese etmek geliverdi…
1970’li yılların başında öğretmen olduğumuzda benim ilk görev yerim Dereli ilçesinin Meşeliyatak köyü olmuştu…
Ve üç bekar öğretmen arkadaş okulun küçücük ‘Beslenme Odası’ diye tanımlanan ‘odacıkta’ kalıyorduk…
Eh, haliyle kendi yemeğimizi de kendimiz pişirip yiyorduk…
Ve en kolay ve en hızlı bir şekilde yapılan ‘yemek şekli’de ‘et kavurması’ olacağı için; üç bekar öğretmen arkadaş köyden 43 liraya bir dana satın almıştık…
Ve kesip-doğradıktan sonra da büyük bir gaz tenekesinin içine ‘et kavurmayı’ bastık ve her sabah kahvaltımızda ‘soğanla-yumurta karışımıyla kavrulmuş’ kavurmalı kahvaltımızı yapardık…
Ve bazen ‘etli yemek’ yapılacaksa; yine tenekedeki kavurmadan katardık…
Şimdi burada matematiksel bir hesap yapacak olursak;
Benim sözünü ettiğim 1970’li yıllarda aldığımız maaş (yuvarlak hesap) 800 lira dolaylarındaydı…
Eh, bizde -kavurma yapmak için- satın aldığımız (kara sığır) danayı da 43 liraya aldığımıza göre…
Demek ki, o günkü aldığımız maaşla 20 dana satın alabiliyormuşuz…

E, şimdi birde bugünkü askeri ücretliler ve 1. dereceden emekli olmuş öğretmen emeklisi üzerinden hesap yapalım…
Bakalım (yerli-kara sığır cinsi) danadan ne kadar alabiliyorlar?

Bak gördünüz mü; benden önce hesap ettiniz…
Aynen öyle…
Aynen dediğiniz gibi…
Aynen düşündüğünüz gibi…
Bugün bir ve bir-buçuk yaşında olan -yerli kara sığır cinsi- dananın pazardaki fiyatı 2000 lirayla 3000 bin lira arasındaymış.
Yani bu da demek oluyor ki;
Son yapılan yenilemelerle askeri ücretlinin aldığı maaş 2 bin 69 lira…
25 yıllık hizmeti olan emekli öğretmenin aldığı maaş 2 bin 400 dolaylarında…
45 yıl eğitim hizmeti verdikten sonra emekli olan bir öğretmenin aldığı maaş 3 bin dolaylarında…
Eeeeeeeeee?
E’si hesap kabak gibi meydanda!
Yani bundan 50 yıl önce alınan maaşların karşılığında 20 dana satın alınırken…
Bugünkü öğretmen emeklisi maaşlarıyla şöyle etli-butlu bir dana bile alınamıyor.
Alsa-alsa; yoluna zor yürüyen bir dana ancak alabiliyor!
Ne dersini, yanlış mı hesap ettim yoksa?
Yoooooo!…
Al-baştan bir daha, yine hesap ettim aynı ‘hesap’ çıkıyor!
Bu da demek oluyor ki;
Birileri ya piyasayı bilmiyor!
Ya pazara çıkıp alış-veriş yapmıyor!
Ya geçmişle-günümüzü mukayese edemiyor!
Ya bizleri hafife alıp; toplumla iyiden-iyiye dalga geçiyor!
Veya da “nasıl olsa bu toplum bir gün önceyi çabuk unutuyor” diyerek, yoluna böyle devam etmek istiyor!
Amaaaaaannn!
Her neyse…
En iyisi konuları fazla depreştirip durmayalım!
Dururken altından ne çıkaaaaarr, ne çıkmaz!…
Bana ne!
En iyisi dertleri ötelemek için bir türkü tutturmak;
“Kavurma koydum tasa (kız annem)
Doldurdum basa basa (de gel gel)
(ben aradan çekiliyorum, siz devam edin türkünüzü söylemeye!)

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?