“İleri demokrasi” değil mediyokrasi…

“İleri demokrasi” değil mediyokrasi…

Bizim toplum balık hafızalıdır. O nedenle tez unutur. Okuma-araştırma eksikliği nedeniyle de pek çok konudan, çoğumuzun hiç haberi olmaz.

Medyadan bize sunulan ile yetiniriz.

Bu huyumuz bilindiği için siyasal iktidar onlarca TV kanalı, onlarca gazete aracılığı ile kamuoyunu istediği gibi yönlendirmeye çalışmaktadır.

Bunda da başarılı olduğu söylenebilir.

Oysa halkımız birazcık detay araştırsa pek çok konunun kendisine sunulduğu gibi olmadığını anlayacaktır.

Oysa toplum Amerikanvari politikalar ile uyutulmaya alıştırılmıştır.

TRT veya Özel pek çok televizyon kanalı her gün bu amaçla program yapmaktadır. İktidar yetkilileri nerede bir konuşma yapacaklarsa derhal canlı bağlantı kurulmaktadır.

Bu uygulama dünyanın demokratik hiçbir ülkesinde yoktur.

Muhabir gider, çekim yapar ve haber programlarında da o görüntüler üzerinden haber yapılır. Bizde ise diğer programlar kesilir ve derhal canlı yayına geçilir.

Muhalefete ise bu olanak sunulmaz!

Muhabirin çektiği görüntüler, stüdyoda üzerinde çalışılarak en etkisiz kısımlar seçilir ve kısa olarak görüntülü şekilde verilir!

Akşam haber programlarında ise; özel seçilmiş konuşmacılar, bir akşam bir kanalda diğer akşam başka kanalda ekranlara çıkartılır.

Dikkat ediniz, hepsinin de konuşma sırası kendilerinde olmadığı zamanlarda gözü ‘akıllı telefon’dadır! Bu yolla ne konuşacakları dahi uzaktan kumanda ile belirlenir.

Muhalefet kanadına ise daha çok birkaç akademisyen vardır.

Sıkıysa sert eleştiriler getirsin! İşinden, ekmeğinden olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Zaten birkaç söz etmeye kalksa, akıllı telefon üzerinden uyarılan yandaş konuk derhal müdahale eder. O etmez ise program moderatörü müdahale eder!

Bütünlük bozulur…

Gazetelerde de durum pek farklı değildir. Manşetler neredeyse bir merkez tarafından düzenleniyormuş havası verircesine aynıdır.

Adeta televizyon programlarına akıllı telefonlar ile müdahale ederek yandaş katılımcıyı yönlendiren, gazete manşetlerini belirleyen bir birim vardır!

Manşetler üzerinden de kamuoyu bilinçli şekilde manipüle edilmektedir.

Gazetelerin iç sayfalarında, köşe yazarlarına baktığımızda da benzer durumu görürüz. Kimin ne yazacağı dahi adeta belirlenmiş bir görüntü vardır!

Amaç; çift cilalı, badem yağlı, allanmış, pullanmış, başarılı bir iktidar var havasını geniş halk kitlerine estirmektir.

Yıllardır bu yapılmaktadır!

Bir elin beş parmağını geçmeyen muhalif medya ne durumdadır?

Onların üzerine ise büyük baskılar vardır.

Siyasi baskılar vardır. Reklam baskısı vardır. Yazarları ve programcıları tutukludur. Mali baskılar vardır…

Bu nedenle tutuklu gazeteciler açısından ülkemiz dünyada ilk sıralardadır!

Siyasi iktidar bununla da yetinmiyor.

Müthiş bir sosyal medya takibi de yapılmaktadır. Facebook, Twitter üzerinden yandaş troller istediği gibi paylaşımlar yapma haklarını (!) kullanabiliyorlar.

Her türlü saldırıda bulunabiliyorlar.

İktidara yönelik eleştiri yapanlara, oluşturulan ekipler aracılığı ile takibat yapılmaktadır.

Şu an ülkemizde çok sayıda sosyal medya kullanıcısı hakkında, “iktidar eleştirisi” nedeniyle hukuki işlem başlatılmış durumdadır.

Bu sayının on binlere ulaştığı söylenmektedir…

***         ***

Böyle bir ülkede demokrasi gelişir mi?

Demokrasilerde ‘dördüncü güç’ olarak kabul edilen medyamız bu durumda ise demokrasinin düzeyi de ortadadır.

Yaygın medyada yaşanan bu durumun benzer örnekleri yerel medya içinde geçerlidir.

‘Dördüncü güç’ zor durumdadır.

Adeta yeni bir “İstibdat Dönemi” yaşamaktayız…

Kontrol edilen, baskılanan medya üzerinden kamuoyu, istenilen siyasal hedeflere yönelik olarak yönlendirilmeye çalışılıyor.

Bu sisteme medyokrasi adı verilebilir!

Yazılı ve görsel medyaya yerleştirilmiş elemanlar aracılığı ile toplum mühendisliği yapmak, oluşturulan ‘yandaş algılar’ yolu ile kamuoyunu etkilemek ve yönlendirmek amaçlı sistemin adı demokrasi değil medyokrasidir!

Bir de bu dönem için “ileri demokrasi” demiyorlar mı?

Hadi canım sende!

 

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?