İklimsel Yalnızlık

İklimsel Yalnızlık

Karanlıkta gölgeme yaslanmış pusum daha kaç mevsim yükümü omuzlayacaksın?

İklimsel yalnızlığım beni daha ne kadar ümitsiz, sonu bucağı olmayan biçare avuntularla avutacaksın?

 

Yepyeni bir güne açarken gözümü içine düştüğüm feryatlarımdan, avunmaya mecbur kıldığım avuntularımla başbaşayım.

Dünümün gölgesinde yürürken ben aslında yaşayamadığım tadına varamadığım bir günüme yanarım.

Ve geçmiş günün yoksunluğunu karanlığa batmış her saniyesini sanki benim seçimim değilmiş gibi hayıflanarak hatırlarım…

 

Sevinçlerim gün be gün azalmaya yüz tuttu, eski sevincim aynadaki aksi yüzüme ağlıyor şimdiler de…

Ne kadar değiştiğimi günler haftalar biliyor, ilerleyen zaman sırtımı sıvazlıyor,

Olgunlaşmış meyveyim daha ne yaşım, ne de eğilip bükülüyorum.

Artık kanmıyorum hiç bir yalana dolana, gerçek acıtsada yürüdüğüm yol puslu değil.

Mutlu sandığım geçmişimde beni bir bir yüz üstü bırakıp gidenlere güle güle demiyorum,

Öylece bırakıp onları kendi yönüme aşina oluyorum, bana yaptıkları gibi..

 

Aynada kalan gölgeme sarılacağım, kapım çalınacak ben kim o demeden açacağım kapımı gölgeme,

Beni sen koru, iyileştir, omuzlarımdaki yükü boşalt ve iklimsel yalnızlığımı avut diyeceğim…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?