“HABER SPİKERLİĞİ HAYALİMİ SÜSLEYEN BİR MESLEKTİ!”

“HABER SPİKERLİĞİ HAYALİMİ SÜSLEYEN BİR MESLEKTİ!”

Kanal 28 Ana Haber’in başarılı haber spikeri ve gazeteci Sedat Karakaya ile söyleşi yaptık. O’nun özel hayatından, iş hayatına kadar her şeyi konuştuk. Karakaya, sorularımıza içtenlikle cevap verdi. 

RÖPORTAJ: FATMA BULDUK UĞURLU

KOLAJ: A. TOLGA TOZLU 

O, çocukluğunda hayallerini süsleyen bir mesleği icra ediyor. Ya da O’nun tabiriyle çocukluk yıllarında ne futbol, ne saklambaç, ne yakalamaca, ne kovboyculuk, ne başka oyunlar… Hiç birisini oynamamış. Aksine bu oyunları oynayanları gördükçe de kızıyormuş da bile. Ama siyah beyazlı tek kanallı yıllarda televizyonda gördüğü bir haber spikeri o kadar etkilermiş ki O’nu burada bunu kelimelere dökmek bile zor… Hiç sözü uzatmadan buradan ötesini kendisinden dinleyelim.

*UĞURLU: “Merhaba Sedat Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?”

“SERZENİŞ GİBİ OLMASIN AMA BABAM PEK OKUMAMIZ TARAFTARI DEĞİLDİ”

*KARAKAYA: “Bana böyle sorular sorulunca prosedürlü cevap veriyorum her nedense. (gülüyor…) 22 Mart 1983 yılında Giresun’un Espiye İlçesi’nde dünyaya geldim. Yağlıdereyim. İlköğrenimimi Yağlıdere İlçesi’ne bağlı Yeniakköy Köyü’nde tamamladıktan sonra maddi imkânsızlık mı diyeyim, yoksa ne diyeyim bilmiyorum eğitim hayatıma devam edemedim. Neden tereddüt yaşadım, çünkü aslında bizden ekonomik anlamda durumu daha kötü aileler varken bizim halimiz vaktimiz yerindeydi. Şimdi daha da iyiyiz tabiî ki ama o yıllarda da orta düzeyde bir durumdaydık. Şimdi serzeniş gibi olmasın ama babam pek okumamız taraftarı değildi. Şimdi o da pişman olduğu için o konulara girmek istemiyorum. Diğer okullara devam edemeyince köy imamımızın destekleriyle 2 yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Kuran Kursu’na yazıldım. Orada dini eğitimler aldım. Sonrasında 2002 yılında Giresun’da yayın yapan sırasıyla; Yeşil Giresun Gazetesi, Yöremiz Gazetesi, İleri Gazetesi’nde ardından da Trabzon Taka Gazetesi’nde haber muhabirliği yaptıktan sonra burada sizlerle birlikte Giresun Gündem Gazetesi’nde yazmaya devam ediyorum. Sonrasında çok az bir zaman Flash FM’de çalıştıktan sonra şu anda Giresun Fm’de de çalışmaya devam ediyorum. 5 kardeşiz ve erkeklerden en küçük olan benim.”

*UĞURLU: “Kaç yıldır gazetecilik ve televizyon spikerliği mesleğini yapıyorsunuz?”

 

*KARAKAYA: “Şimdi iki işi yani hem muhabirliği hem de spikerliği bir arada yapınca sorulara cevap da açıklamalı gerekiyor. 14 yıldır Giresun ve ilçelerinin haberlerini takip ederek muhabirlik görevimi yürütüyorum. Tabi ki bu gazetecilik için bir cevap. Televizyon olarak Kanal 28’de muhabirlik ve spikerlik ile ilgili çalışmam ise 1 yıl oldu. 14 yıldır gazetecilik kimliğime, 1 yıllık televizyonculuk deneyimim eklendi. 14 yıl üzerinden hesaplarsak yerel gazetelere ilk haberimi 2002 yılında yazdım ve bugüne kadar da aktif olarak yürütmeye devam ediyorum.”

*UĞURLU: “Herkes belirli bir zaman sonra gençlik yıllarında gelecek için bazı hayaller kurar. Bu dönemde sizin hayaliniz neydi? Ve hâlâ bu hayaliniz devam ediyor mu?”

MEDYACILIĞI OKUYAN GENÇLERE BİR TAVSİYEM VAR…”

 

*KARAKAYA: “Hayali olmayan insan bana göre boş insandır. Çok özür dilerim. Biraz sert oldu belki ama hayat felsefesinde hep hayal vardır. Örneğin; bir şeyi icat eden biri icat edecek olduğu şeyin önce kafasında taslağını oluşturur. Hep hayal dünyasındadır. Ben de o misal hep hayalini kurardım haber muhabirliği veya spikerliğinin. Şimdi bu mesleğin içerisindeyim hayal bitti mi? Aslında bitmedi, Neden? Çünkü hep iyinin daha iyisi olmak yönünde gayretlerimiz ön planda bu kez. Onun için her zaman dediğim bir söz vardır, ‘Hayaller derya deniz’ diye. O misal; insanın hayalinin önüne geçemezsiniz. Hayal dünyası çok geniş bir çocuktum ve çocukluğumu sadece spikerlik süslediği için çabalarım sonucu bu mesleğime ulaştım ham dolsun. Başka da isteğim yoktu.”

*UĞURLU: “Bu mesleği seçecek kişiler için tavsiyeleriniz nelerdir?”

*KARAKAYA: “Yüzyılların mesleği olan gazetecilik hâlâ da revaçta olan bir meslek. Veya genel olarak medya dediğimizde radyo, televizyon, gazetecilik meslekleri popüler olmasının yanı sıra topluma bir şeyler katan, gerekirse bulunduğu bölge veya ülkeye yön veren bir branş olunca tarafsızlığın korunmasını isterim. Bu yüzden de bu manada eğitim gören yeni nesil genç kalemlerimizden sadece ve sadece ilkelerinden ödün vermemelerini isterim. Hani deriz ya hep medya dilinde, sübjektif değil; objektif habercilik diye. Objektif olmaya özen göstersinler başka da bir şey istemiyorum.”

 *UĞURLU: “Peki, bu camia içersinde serzenişte bulunacağınız bir durum var mıdır? Neler ekleyebilirsiniz?”

“MUHABİR VE SPİKERLER; PATRONLARIN KUKLASI OLUYOR. BU ÇOK ACI BİR DURUM!”

*KARAKAYA: “Oooo aslında bir sürü konular var. Mesela günümüzde medyacılık artık meslek olmaktan çıkmış amaçlı bir sektöre dönüşmüş vaziyette. Tamamen ticaret amaçlı. Zaten sizler de görüyorsunuz mantar gibi çoğalmış kanallar, gazeteler, radyolar… Hal böyle olunca beraberinde bilgi kirlilikleri de hat safhaya çıkmış durumda. Benim serzenişte bulunacağım konular elbette ki var. Mesela kendinden olmayanı dışlayan medya patronlarından dönemin ülke yöneticilerine kadar eksikler görüyorum. Satılmış kalemler de var tabi bunların arasında. Ama ben bunlardan ziyade medya patronlarına sesleniyorum (bu arada gülüyor…) Giresun Gündem Gazetesi’nin sahibi Hatice Hanım olsun veya Kanal 28’de Cemal Bey üzerlerine alınmasınlar onları tenzih ediyorum. Ki onlarla ilgili sıkıntım olsa buradan size de söylerdim. Veya onlarla beraber olmazdım bile… Ama medya patronlarından biraz daha halkla bütünleşmelerini, biraz daha bölgelerine hizmet etmelerini, tepeden bakmamalarını istirham ediyorum. Bu manada zafiyet gördüğüm için bu kadar söyledim belki de…”

 *UĞURLU: “Zamanı geçmişe alma imkânınız olsa tekrardan gazeteci olur muydunuz?”

*KARAKAYA: “Zamanı geri alırken bazılarını geri almasak. Mesela birilerinin kuklası olmayacak bir medyacılık olacaksa olur. Başka türlü katiyen olmaz (gülüyor…) Çünkü günümüzde haber spikerleri veya gazeteciler patronlar tarafından oynatılıyor. Bu da çok acı verici bir olay. O şekil olmayacaksa yeniden gazetecilik veya spikerlik mesleği içerisinde olmak isterdim.”

*UĞURLU: “Meslek hayatınızda unutamadığınız bir anınız var mı?”

KARAKAYA, CANLI YAYINDA YAŞADIĞI KAZA VE GAZETECİLİKTEN ANILAR PAYLAŞTI

 

*KARAKAYA: “14 yıl içerisinde gazetede çok oldu. Mesela Espiye Adliyesi’nden çıkan hırsızların haberini yaparken bana saldırmaları mı dersiniz, silah zoruyla araca bindirilmemi mi dersiniz? Keşap’ta yürüyen ev yapan Telat Aydın adlı vatandaşın sıra dışı haberi mi dersiniz, derede kaybolan kadını aramada dereye benim de düşme olayımı mı dersiniz? Bir evin içinde 4 ayrı hasta ve bunlara bakmaya çalışan hurdacı bir vatandaşın haberini yaparken ağlamaktan röportaj yapamama mı dersiniz, Giresun’lu bir sanatçı tarafından ölümle tehdit edilme mi dersiniz? Bunlar gibi bir sürü konular var ancak şimdilik hatırıma gelmiyor. Ancak televizyonda haber sunarken unutamadığım bir anım var ki bu benim için ayrı ve özel bir anı olarak kalacaktır. Haber sunmak için stüdyoda haber masasında bekliyorum. Ve geri sayım başlattı sevgili rejide görevli arkadaşlar. Yayın bana dönecek diye beklerken saniyeler bitmiş. Her nedense arkadaşlar bana bunu bildirmedi. Haber jenerik yayına girmiş de ekran beni gösteriyor. Ve ben bu arada canlı yayında olduğumu bilmediğim için rejiye sesleniyorum: “Arkadaşlar yayına giriyor muyuz?” Tabi bana bir şeyler söylüyorlar. Meğerse yayındaymışız da farkında değilim. Tabi aramızdaki samimiyetten benden rejiye giden cevap aynen şöyle: “Az valla dalga geçmeyin yaa… Yayında mıyız? (kahkaha atıyor…) Yani bu rejiye dediğim cümleyi milyonlar izlemiş oldu. Bir defasında da canlı yayında Türkiye’nin ünlü doktorunun beni yayında kızdırıp çileden çıkarması var ve ben yayını terk ettim.”

*UĞURLU: “Örnek aldığınız bir spiker veya gazeteci var mıdır?”

*KARAKAYA: “Şu an için sadece ses ve tonlama açısından takdir ettiğim isimler var. Bu ismi şimdilik açıklamak istemiyorum. Çünkü farlı algı doğabiliyor. Bu yüzden beni mazur görün Fatma Hanım. Ama sadece medya ile bağı koptuğu için bir ismi verebilirim. Kadınlardan sesine, haber sunumuna hayran kaldığım manken ve sunucu Defne Samyeli ve TRT’nin yeni haber spikeri Erhan Çelik’i (Gülben Ergan’in eşi) başarılı buluyorum. Sunumlarını yaşatarak yapıyorlar.”

*UĞURLU: “Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?”

*KARAKAYA: “Çok keyifli muhabbet oldu. Emin olun ben sizlerle olmaktan çok mutlu oldum. Özellikle bu kez kendimize dönerek, haberciyi habercinin konuk etmesi kadar onur ve gurur veren ne olabilir? Ben başta sizler olmak üzere, Giresun Gündem Gazetesi’nin emekçilerine, bu gazetenin okurlarına, Kanal 28’de Haberler’de beni takip eden izleyicilerime ve benimle çalışan tüm ekip arkadaşlarıma çok çok teşekkür ediyorum.”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?