“GÜZELMİŞ ÇİRKİNMİŞ NE FARKEDERKİ”

“GÜZELMİŞ ÇİRKİNMİŞ NE FARKEDERKİ”

Merhaba Sevgili Okurlar;
Hala ruhumda sevgi kırıntıları kaldı. Ben yine eski şarkıları dinliyorum diyenler.
Günün şarkısı sahneye çıktığında kendine has yorumu ile dinleyicilerini kendinden geçiren Müslüm babadan gelsin…
“Deli gibi sevmek ruhumuzda var.”
Güne kısa kısa akıl alan ve almayan notlarla başlayıp konuyu sevdaya bağlamak gerek.
Derken ;içinizden birileri “nerede o eski sevdalar “ diyebilir.
Bu iç geçirme büyük bir haklılıkla yerine cuk diye oturabilir.
Mübarek Ramazanın ortasına geldik gelmesine de hala suları durulmayan siyaset ile ekonomimiz var.
Sabırla beklediğimiz.
Her ramazan olduğu gibi bu ramazanda hiç kaçırmadan izlemeye çalıştığım sahur programlarına baktığımda ;
Soru/ cevap şeklinde gidenlere bakılırsa bu yılda sınıfta kaldık.
Anlaşılan o ki “Elhamdülillah Müslüman ım” demek yetmiyor.
Çünkü;
Hala gusul abdestini anlatıyorsak ve hala orucu neler bozar sorularına yöneliyorsak,
Karı koca ilişkilerinde yol alamamış ,aldatan yada aldanan cennetlik mi ?
Yoksa cehennemlik mi ?
Soruyorsak ,ekran karşısında söylenen repli tarzlı ilahilerle kendimizden geçiyorsak ,eskiden müzik aletleri şöyle dursun şarkı dinlemeyi günah sayanlar vardı. Şimdi keman eşliğinde ilahiler.
Verilen iftar sofralarının açılış ve kapanış notlarını siyasi sözlerimizle mesaj veriyorsak
Çoğu zaman sözlerimize ağır ithamları ekleyip hoşgörüyü rafa kaldırmışsak,
Daha gidilecek ve aşılacak çok yolumuz var demektir.
Her günümüze çoğumuzun gözden kaçırdığı ulusal gazetelerin kenar köşesine sıkışan ve insanın içini oyan haberler varsa ,
Daha çok kanımız donacak demektir.
Ulusal bir gazetenin köşeye sıkışmış bir haberini sizlerle paylaşıp köşemin sonunu “sevdaya” bağlamak istiyorum.
Ve çocuklarınızın sosyal medya hesaplarını mercek altına alın diyorum.
Bir an önce Çocuklarımız ve ahlaki konular içeren yasanın gözden geçirilip cezalarının ağırlaşması gerekmeli.
Elini kolunu sallayarak dolaşan kirli eller çocuklara uzanmamalı. Çocuklara uzanan eller hasır altı kalmamalı. Zina denilen olay ise artık suç olmalı.
“Olay yeri İstanbul /Beylikdüzü . 10 mayıs günü polisler park halinde bir araçtan şüphelenir. Fener ile baktıklarına göre gece saati olmalı. Polis el feneri ile yaklaştığı aracın içersinde yarı çıplak iki kişiyi tespit eder. Kişilerden biri “ÇOCUK” daha 13 yaşında dır. Yanında ki ise 27 yaşında. 27 yaşında ki kişi 13 yaşında ki erkek çocuğunu sosyal medya üzerinden 15 önce tanışır ve evlerinin önünden alıp ; bulundukları noktaya getirir. Çocuğun tek cümlesi kan dondurmaya yeter. “15 gün önce benimle iletişime geçti. Sonra evimin önünden aldı. Araçta öptü.Sonra polisler geldi.”
Sonuç….
Adliye sevk edilen kişi serbest bırakılmış. Mahkemenin kişiyi neden serbest bıraktığını haberi yazan muhabirde öğrenememiş.
Aklıma takılan; çocuğun ailesi araştırıldı mı ?
Tacizci kimdi ?
Yoksa hatırı sayılı kişilerden mi ?
Bunu bilemeyeceğiz.
Bizim şehir de dahil olmak üzere her gün bir yerlerde “erkek çocuklarımız” tecavüze uğradıklarında sesler kısılacak. İçsel sessiz çığlıklara dönüşecek.
Neyse;
Elbet bir yerlerde güzel şeylerde oluyordur.
SEVDA ÇİÇEĞİM
Ey kardan sonra bahara merhaba diyen
Sol yanımın nazlı sevda çiçeği
Alıştım ben yokluğuna
Gecenin ayazında buz tutan yüreğimi
Yağmurla sırılsıklam çözülürken
Güneşe serdim de kuruttum
Gelsen de bir gelmesen de
Sen nazlı nazlı salınırken toprağın üstünde
Gökyüzünün mavi bulutları sergen oldu gönlüme
Her bir yaprağın umut fışkırırken düşlerime
Varlığını hissetmek ilaç gibi geldi tenime
Sen yüreğimin ayazında nazlı nazlı salınırken
Açsan da bir açmasan da
Sensiz gecelere gebe kalan düşlerimde
Rengarenk süslerken gönül penceremi
Uzatsam ellerimi bir o kadar yakın ,bir o kadar uzak
Korkarım dokunmaya dallarına “ya donarsa” yaprakların
Ey kardan sonra bahara merhaba diyen
Sol yanımın nazlı sevda çiçeği
Alıştım ben yokluğuna….

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?