EZELDEN MECELLE’YE-/- MEDENİ HUKUK

EZELDEN MECELLE’YE-/- MEDENİ HUKUK

Türklerde eski devirlerden itibaren, yazılı olmamakla birlikte köklü bir hukuk ve adalet anlayışının varlığı tartışma götürmez bir ger­çektir. Türk hükümdarlarına devleti idare etme hakkı ve salahiyetinin kaynağı kut veren Tanrı’dır. Hâkimiyetin menşei ilahdır. Tanrı kut’u istediğine verir istediğinden geri alır. Göreve gelen Türk hakanı bütün yer yüzünün hükümdarı olarak kabul edilir. Türk hakimiyet anlayışı “siyasi iktidar”ın kaynağını Tanrı’ya bağlamakla, hükümdarı Tanrı huzurunda sorumlu tutmakla, bugün “milli irade” denilen yüksek otorite meselesini, kültürleri sayesinde halletmiş ve insanları hükümdarın insafına sığınmaktan kurtarmıştır. Bu hükümdarlar hâkimiyetlerini Tanrıdan alırlar.
“Tanrı hükümdarı doğruluk için bu mevkiye getirdi.halk iyi olursa hükümdar’da iyi olur.haydi doğru ol , adale ile yaşa , yaşat ki milletin’de sende huzur bulasın desturu adaletle hükmetmeyi mecbur kılmıştır. Yeni dini kitleler halinde kabul eden ,yeni bir kültür ve uygarlık çehresine giren milletin alt­ üst olan eski ve geleneksel değer yargılarını yeni dinin değerleri ile bütünleştirme çabaları taktire şayandır. Selçuklu , altın ordu, Gazneliler. Anadolu Selçuklu devleti ise adale ile hükmetmiş. Osmanlı devleti kuruluşundan itibaren şeri hükümlerle idare anlayışı ile 1850 yıllarına dek tebaasına fıkıh ve fetva kitaplarına bakarak her meseleyi müstakil inceleyip ona göre hüküm verilir bir sinsile hukuk sistemi hakimdir.. Zaman içinde çoğalan bu hükümler, mevzu bakımından tasnif edilmiş ve benzer meseleleri ortak hükümler altında birleştiren umumi prensipler tespit edilmiştir.
Zaman içinde eksikliklerin artması nedeniyle Ahmet Cevdet Paşa gözetiminde 1868-1876 yılları arasında komisyon tarafından derlenen İslami hukuk kuralları Mecelle’. devrin padişahına arz edilen Mecelle, kanun metni olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun son yarım yüz yılında şer’i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Atatürk’ü emriyle Osmanlı ümmet toplumundan millet ruhu oluşturacak toplum olma yolunda yeni bir medeni kanun yapılmasını devrin hukukçularından istemiş , şeri hüküm, Mecelle’nin etkisindeki hukukçuların yazdığı taslaklar Mecelle’nin benzerini öteye gecememesi üzerine gelişmiş Avrupa ülkelerinin yasaları alınarak çağdaş medeni toplum olma adına halen kullanmakta olduğumuz medeni kanun esaslarını oluşturan medeni kanun hayata geçirilmiştir. Yeni medeni kanunun esasları ceza hukuku ; Almanya , İtalya, İdare hukuku , Fransa,Medeni kanunu İsviçre’den alınan 17 Şubat 1926 yılında Türk Medeni Kanunu’nu kabul etmiştir . Devlet yapısı laikleştirilerek hukuk kuralları da medeni dünyaya uygun hale getirilmiştir.. T. C devletinin vatandaşı gelinen noktada Türk milleti İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalya ceza yasasına göre hüküm giyen, Alman ceza muhakemeleri yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen millet haline gelmiştir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?