EVLİLİK PROGRAMLARI

EVLİLİK PROGRAMLARI

Tam bir çadır tiyatrosu.

İlkel, rezalet görüntü ve konuşmalar.

Basit, düzeysiz, içi boş, toplumun genelinin yaşam ve değer yargılarına tamamen aykırı.

Ancak izlenme oranı, “reyting”i ve reklam gelirleri en yüksek program.

Üstelik çocuk, genç, yaşlı herkesin evde olduğu saatlerde canlı olarak yayınlanmakta.

Günün en çok izlendiği saatler özellikle seçilerek, öncelikle ev kadınları ve yaş itibariyle “kartlaşmışların” ilgi merkezi durumunda.

18-35 yaş aralığındaki genç kız ve erkekler stüdyodaki yerlerini almışlar.

Sayıları az da olsa kırklı, ellili yaş ve üzerinde bulunanlar var.

Öncelikle kadınlara derin makyaj yapılmış, evlenmek için taliplilerini beklemekteler.

Belli ki senaryo önceden yazılmış, uygulanmakta.

Programın sunucusu profesyonel. İki, üç saat süren zamanı ustaca ve çok iyi kullanmakta.

Adayların birbirlerini tanıma süreleri üç beş dakika arasında.

Bu dilim içersinde paravan arkasından sorular sorulmakta, yüz yüze geldiklerinde birkaç dakika içersinde evliliğe karar vermeleri istenilmekte.

Böylece, sözde tanışmış olmakta ve “elektrik” alıp almadıkları belirlenmekte.

Birbirlerini tanımak için kullandıkları cümleler, sorular çok basit, seviyeden yoksun ve alabildiğine cahilce.

Toplam beş dakika içersinde tanışan ucuz figüranlar, bildiği kadarıyla güzel cümleler kurmaya çalışarak  “pazara kadar değil, mezara kadar sürecek” evlilik yapacaklar.

Amacın asla evlilik olmadığı, sadece şov yapıldığı açıkça anlaşılmakta.

Paravan arkasında bulunan ve ilk kez karşılaşacağı görücüsü erkeğe, TV’de olmanın havası ile “..benim neremi beğendin, nasıl hoşlandın, evin, araban var mı?…” diye soruyor.

Taliplisi genç, “ ..oturuşun, duruşun, konuşman, güzelliğin…beni etkiledi, aşık oldum..” gibi sözlerle sevgisini, hatta aşkını ilan etmekte.

Evlilikten beklenenler, “..evi, iyi bir geliri, arabası olsun…” yarın diye bir düşünce yok.

Birkaç dakikaya sığdırılmaya çalışılan tanışma ve evliliğe giden yol.

Evliliğin bilinen yüce değerleri ayaklar altında, ticarileşmiş, toplumun manevi değerleri yok sayılmış, basite alınmış durumda.

Yaşamları süresince ilk kez karşılaşan kadın ve erkeklerin konuşmaları basit, birbirlerine sordukları soru ve yanıtları seviyeden, ahlaktan tamamen yoksun.

Orada bulunanların neredeyse tamamı cahil, ukala, bilgiç, belli ki yaşamı süresince bir kitap dahi okumamış tipler.

Basit tartışmalarla konu bazen uzatılmakta, suçlama, hakaret ve kavgaya kadar varmakta.

Program bu senaryo üzerine kurgulanmış.

İnsan onuru, özel hayat gizliliği kalmamış.

Yapılan konuşma ve davranışlar patavatsız, kişiler aşağılanmakta, küçük düşürülmekte kimsenin umurunda değil.

Ancak görünen o ki, bu programlarda toplumun etik değerleri, terbiye kuralları, gelenek ve görenekler hiçe sayılmakta.

Aile kurumunun asilliği mi? O da neymiş ki? Geçiniz.

İzlenme oranı yüksek. Anlaşılan hem alan, hem de satan memnun.

Program yapımcılarının ekibi ile birlikte çok büyük ücretler aldıkları basına yansımakta.

Konu mankeni olan figüranlarına da belirli bir ücret ödendiği belirtilmekte.

Bu ve benzeri programlar hangi amaçla izlenmekte anlamak olası değil.

Gerçeklerden uzak, elle tutulmayan, tamamen görüntü kirliliğinden ibaret.

İnsan onuru, toplumsal değer ve kavramlar hiçe sayılmakta.

Bu düzeysiz programları vatandaşlara sorsan sözde karşılar.

Buna karşın en çok izlenenler arasında ilk sırada.

Bu tür programları denetleyen hiç sesi çıkmayan RTÜK diye bir kurum var.

İşin garip tarafı onlar da şikâyetçiler. Denetimleri sınırlı imiş.

Toplumun genel ahlak yapısı, gelenek ve göreneklerine aykırı olduğunu bilmiyorlar mı?

İşlerine geldiğinde bazı kanallara ağır para cezaları verirlerken gerekçe bulabiliyorlar.

Bu kurumların görevi şikayetçi olmak değil, çözüm bulmak.

Meraklısı olana belirlenen bir format üzerinden gece saat 24’den sonra yayınlansın.

Devlet, toplumun gelenek, göreneklerini, inanç ve ahlaki değerlerini kısaca, kültürünü eğitim aracılığı ile, olmuyorsa hukuk sınırları içersinde kalarak yaptırımlarla korumak, kollamak zorundadır.

Kendi kültürüne sahip çıkmayan, duyarsız kalan, sosyal çarpıklıklara ses çıkarmayan, yaşam biçimimizle hiçbir bağlantısı bulunmayan, ahlaki olmayan değerlerimize saygısız, kişi onurunu yok sayan, benliği yitirmeye hizmet eden bu tür programlara karşı olamadığımızda, oluşacak kültürel yozlaşma sonucundan şikayetçi olmaya hakkımız da olamaz.

Sizler, Ali Ağaoğlu’nun torunu yaşındaki üçüncü hanımı ile basına yansıyan görüntülerini, Acun’un SURVİVOR’unu, hiçbir özelliği olmayan ucuz ünlülerin gece yaşamlarını, tüm TV kanallarında her gün saatlerce süren seviyesiz dizileri seyretmeye devam ediniz.

Açıklama: Ne kadar işe yarar bilemiyorum. RTÜK şikâyet hattı TELEFON: 444 1 178

 

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?