EĞİTİMDEN ELİNİZİ ÇEKİN

EĞİTİMDEN ELİNİZİ ÇEKİN

Son yıllarda eğitim ve toplumsal yaşamın inanç kurallarına göre biçimlendirilmesine yönelik görüş ve uygulamalar hızla artmaya başladı.

‘Dindar nesil yetiştirme’, toplumun buna uygun yaşam sürdürmelerine ilişkin çabalar, ilgisi olsun ya da olmasın bazı vakıf, cemaat ve tarikatların önceliği olmaya başladı.

Geleceğe yönelik başarabilmenin tek yeri eğitim kurumları, yani okullar.

Bilinen gerçek, ‘ağaç yaş iken eğilir’ sözüne uygun hareket edildiği.

Konya’da bir okulun (Konevi And. Lis.) web sitesinden, ‘…2017-18 öğretim yılından itibaren kız ve erkek öğrenciler ayrı sınıflarda eğitim görecek..’ duyurusu yapılmakta.

Okul Müdürü, ‘velilerden gelen talep üzerine karar aldıklarını, siyasi, ideolojik ve dini boyutlu olmadığını, başarıyı artırmak istediklerini..’ ileri sürmekte.

Kız ve erkek öğrenciler ayrı sınıflarda okuyunca başarı artacakmış!

  1. yüz yıldaki yönetici mantığı, yaklaşımına bakar mısınız?

Edirne 80. Yıl Anadolu Lisesi, yaz tatilinde iki İslami örgütün kuran kursu açmalarına yönelik tahsis edilmekte.

Malum Ensar Vakfı, Esenyurt, Sultanbeyli Belediyeleri ile birlikte, yılsonu çalışmaları kapsamında öğretmenlere seminer düzenlemekte.

İşin trajik komik yanı, ‘Ensar Vakfı öğretmenleri eğitecek’ diye ilan verilmesi.

16 Nisan oylaması ile ülkemizin doğusunda parlatılan Hüda Par, ‘..eğitimde tek dil dayatmasından vazgeçilmeli ve herkes kendi ana diliyle eğitim almalı, karma eğitime son verilmeli, kız ve erkek öğrenciler ayrı okullarda okumalı..’ demekte.

Söylem ve eylemler farklı şeritler gibi görünse de, aynı hedefe doğru yol alınmakta.

El üzerinde tutulan Ensar Vakfı ve diğerlerinin eğitimle ne işi olabilir ki?

‘Dindar ve ‘kindar’ nesil yetiştirme görevleri onlara mı verildi?

Skandallarıyla gündeme gelen vakıf bu yolla mı aklanmak istenmekte?

Eğitim fakültelerini yok say, Ensar Vakfı’na öğretmenleri eğitme görevi ver.

‘..kız ve erkek öğrenciler ayrı sınıflarda okuyacak..böylece başarı artacak..’ diyerek, ilgili yasa ve yönetmeliklere aykırı ilan verebilen yönetici gücünü kimlerden almakta?

Eğitim bilimi ile bağdaşmayan, çarpık ve çağdışı bir anlayışa sahip olanlar yönetici yapıldığında sonuç bu olacaktır.

Eğitimin dini kurallara göre düzenlenmesini isteyenler, çocukların sağlıklı gelişmeleri, eleştirel düşünceye sahip, sorgulayan, düşünen, çağdaş dünya ile eşit koşullarda yarışabilen, sosyalleşmiş bireyler olmalarından, kısaca eğitim biliminden ne anlarlar ki?

‘Anadilde eğitim’ diyenlere, ‘bu da nereden çıktı, sırası mı? ‘ diye soran yok.

Hangi amaca hizmet ettiği bilinen vakıf, cemaat, tarikatların eğitim alanından uzak tutulması ülke yararına olacaktır.

Bir dönemler ‘ülkemizin medarı iftiharı, aydınlık yüzü, muhterem hoca efendisi ..’  FETÖ çete örgütünün başındaki hain aynı anlayış ve yaklaşımla devleti ele geçirmedi mi?

Hedef, FETÖ’den boşalan boşluğu doldurma savaşı mı yoksa?

Okulların fiziki durumu, materyalleri, programların çağdaşlıktan uzaklaştırılması, öğretmen yetiştirme, yönetici yeterlilikleri ve benzeri konularda, okul öncesinden üniversiteye değin her alanda eğitim adına yığınla sorun bulunurken bizim uğraşlarımız bunlar.

Öğretimin öğeleri arasında kasıtlı olarak yaratılan çatışmadan söz eden yok.

Ülkemizin çözülmesi gereken en önemli sorunlarının ilk sırasında eğitim gelmekte.

Bilinmesi gereken, eğitimin sadece devlete bırakılmayacak kadar önemli olduğudur.

Ancak, eğitimi aracı kılarak kendilerine ait çağdışı görüşlerinin yayılması adına ortaya çıkanlar hariç olması koşuluyla.

Çağdaş ülkeler düzeyini yakalama, hak, hukuk, adalet, demokrasi ve toplumsal barış içersinde yaşama, darbelerin önlenmesinin tek çözümü çağdaş normlarla bezenmiş eğitimdir.

Yakaladıkları her fırsatta karma, çağdaş, laik, bilimsel ve demokratik eğitim sistemine karşı çıkan, eğitimi hedefe giden yolda araç olarak kullanmaya çalışan vakıf, dernek ve yöneticiler eğitim üzerinden kirli ellerini çekmelidirler.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?