DALLAMA,ANGUT,YAVŞAK,LAVUK!…

DALLAMA,ANGUT,YAVŞAK,LAVUK!…

Durun duru hemen panik yapmayın! Başlıktaki  yazım sizi şok edip şaşırtmasın.Ne yazdığımı elbet biliyorum. Bana veya size böylesi cümleler yakışır mı? Asla. Gazetecilik mesleği araştırmayı seven bir branştır. Ama gezip araştırma ama masa başı araştırma ama şöyle ama böyle araştırma.

Günlük hayatta hakaret etmek için kullandığımız gerçek anlamlarını okuyunca epey şaşıracağınız kelimeleri derledim. Ondan yazdım. Türkçe bu her manaya gelse de literatürde bunların mutlaka bir karşılığı olmalı dedim ve araştırıp sizler için asıl anlamlarını buldum. Yani taşıdıkları anlamlar bunlar. Sinkaflı cümle yok içerisinde. Bakın argo olarak kullandığımız hakaret mahiyetindeki o sözler ve taşıdıkları mana neymiş birlikte göz atalım:

*YAVŞAK

Çoğu kişinin bildiği üzere yavşak bitin yavrusuna denir. Hakaret söylemi olarak nasıl kullanmaya başladık gerçekten merak konusu.

*ANGUT

Bunun bir kuş türü olduğunu bilmeyen pek fazla kişi yoktur sanırım. Bu kuşun özelliği ise eşi öldüğü zaman onun yanına gidip, kendisi de ölene kadar ondan gözlerini ayırmadan bakmasıymış. Bunu yaparken yanına yırtıcı bir hayvan dahi gelse umursamazmış.

*DALLAMA

Osmanlı zamanında, Müslüman olmayan çocukların ve bazı gelişmeye müsait Müslüman çocuklarının mermerlere tokat atmak suretiyle büyütüldüğü ve sonraları bu çocukların savaştaki atlılara karşı yaya olarak önde koşulan askerler olan cengâverlere dönüştükleri zamanda, onlara verilen isimmiş.

*DANGALAK

Akılsız, düşüncesiz kimse.’ Anlamındaki bu sözcüğün Türkçedeki ilk kullanımlarından biri 1871’de Evangelinos Misailidis’in Temaşa-i Dünyası’nda yer bulmuş.

“ . . . Yetişir artık cehalette uyuduğunuz, artık tevrat-ı şerifin varuhu ve yunan asrının giritli epimenidis feylozofu ve asr-ı iseviyenin agiasuluklu yedi nevcivanları tarzı uyanın cehalet gafletinden ve görün ki, dünya tebdil olmuş, asır başkalaşmış, dangalaklığın eseri kalmamış.”

*DEYYUS

Türk Dil Kurumu’nda tanımı ‘Karısının veya kendisine çok yakın bir kadının iffetsizliğine göz yuman (kimse)’ Günlük hayatta ise bu anlam bir tık ileriye taşınarak, ‘karısını, kızını pazarlayan kimse’ olarak kullanılır.

*DÜMBÜK

Gerçek anlamı, Osmanlı devrinde hadım edilerek ters ilişkiye girmek amacıyla pazarlanan erkek fahişe. Türk Dil Kurumu ise ‘pe…..k’ olarak tanımlamış.

 

*DÜRZÜ

Günlük kullanımdaki anlamı tam olarak ‘baldızını satan kişi’dir. Buna bile bir isim vermiş olmamız takdiri hak ediyor. TDK ise bu kelimeyi “ağır hakaret ve küfür sözü” olarak tanımlıyor. Dilimize Arapça’dan geçen bu kelime Suriye, Lübnan, İsrail ve Ürdün civarında yaşayan, inançları klasik İslamdan farklı olduğu için kafir sayılan, dolayısıyla isimleri bir hakaretmişçesine kullanılan bir topluluk.

LAVUK

Genel evlerde çıkışta kolonya tutan, iki film birden sinemacılarında konuklara peçete ikram eden kişiye verilen isimmiş.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?