‘ÇOCUK HAKLARI’ İÇİN İMZA ATILIYOR İHLAL VE ÖLÜM DAHA DA ÇOĞALIYOR

‘ÇOCUK HAKLARI’ İÇİN İMZA ATILIYOR İHLAL VE ÖLÜM DAHA DA ÇOĞALIYOR

Sevgili sayfa arkadaşlarım,
Sizlerinde bildiği gibi bir yıl; 365 gün…
Ve bu 365 günün içinde kutlanmayan boş bir gün yok…
Cumartesi-pazar dahil, hepsi ful dolu…
20 Kasım tarihide “Çocuk Hakları Gününe” ayrılmış..
Daha doğrusu 197 ülke Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bir araya gelerek; 20 Kasıl 1989 yılında ‘Çocuk haklarını Savunmak’ için hep birlikte imza atmışlar…
Sonrada her bir maddesi ayakta alkışlanacak kadar güzel maddeleri kaleme almışlar…
Örneğin özet olarak ifade edecek olursak, şöyle demişler;
Taraf Devletler, çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma özgürlüklerine ilişkin haklarını kabul ederler.
1. Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz.
2. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.
Taraf Devletler bu durumdaki bir çocuk için kendi ulusal yasalarına göre, uygun olan bakımı sağlayacaklardır.
Vesaire, vesaire…
Kısacası imza altına alınan Çocuk Hakları Sözleşmesine; tüm dünya çocuklarını kapsayan ve dil, din, cins ırk ayrımı yapmadan bütün çocukların 18 yaşına gelene kadar haklarını korumayı karar altına alınmış…
Ve bizim ülkemde 1994 yılında bu kararın altına imza atarak 197 ülkenin içerisinde -gecikmelide olsa- yer almış…
Tamam…
Buraya kadar her şey güzel, her şey tamam olmasına tamam da!
Fakat ne düşündürücü bir olaydır ki;
Bu ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’ imza altına alındıktan sonra her nedense ‘çocuk hakları’ daha da çok ihlal edilmeye başlanmış…
Çocuk ölüm oranları daha da fazlalaşmaya başlamış…
Ve bunu rakamsal verilerle söyleyecek olursak;
Dünya Gıda Programı İcra Direktörü Beasley’in ifadesine göre “saniyede bir çocuk açlıktan ölüyormuş”
İcra direktörü haklı olarak şunu da ilave ediyor;
“Dünyada 300 trilyon dolarlık bir varlık bulunuyorken, bu durum kabul edilemez ve affedilemez” diyor…
Ve bendeniz de bu görüşe aynen katılıyorum…
Ve bir başka hesaplamalara göre dünyada saate 300 çocuk açlıktan ölüyormuş…
2000 yılı ve UNİCEF verilerine göre son on yılda 2 milyon 325 bin çocuk açlıktan ölmüş…
Ve burada dünya ülkelerini bir tarafa bırakıp, kendi ülkemizdeki durum nedir, buna da bir bakacak olursak;
Ülkemizde 19 milyon 205 bin çocuktan (inanılacak gibi değil ama) 4 milyon 330 bin çocuğun okula gitmediği saptanmış.
Ve bunların 2 milyon 486 bini de na yazık ki kız çocuklarıymış.
Bugün ülkemizde -resmi rakamlara göre- 42 bin ve gayri resmi rakamlara göre ise 200 bin çocuk sokaklarda yaşarmış…
Yine 2017 yılı ‘bakanlık’ verilerine göre ceza evlerinde 847’si tutuklu, 731’i hükümlü toplam 2 bin 578 çocuğumuz mahpushane damlarında yaşıyormuş…
Yine aynı verilere göre 17 çocuğumuz mahpus damlarında ölüvermiş…
Övünülecek gibi değil ama ülkemizde Türk Üniversiteleri Kadınlar Derneği (TÜİK) verilerine göre son on yılda 181 bin ‘Çocuk Gelin’ dünya evine girmiş…
Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan çocuk sayısı 400 binmiş!
Sanayi işçisi olarak emeği sömürülen çocuk sayısı 2 milyonmuş!
Son 10 yılda 8 bin dolayında çocuk cinsel istismar ve tecavüze uğramış…
Ve sözün özü;
20 Kasım “Çocuk Hakları Günü” olarak kutlanıyormuş…
Ne demeli bilmem ki!…
Üzülmeli mi?
Az önce vermeye çalıştığım rakamların üzerinde düşünmeli mi?
Varın siz karar verin…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?