CENNETE DAVET

CENNETE DAVET

İslâm, toplumda insanlar arası ilişkilerin sağlıklı yürümesi, birlik ve beraberliğin pekişmesi adına bir takım prensipler getirmiştir. İşte bunlardan bir tanesi de selamdır. Selam barış ve esenlik demektir. Selam Müslümanların parolasıdır. Birisine “selamün aleyküm” dediğinizde ne demiş oluyorsunuz biliyor musunuz? Şunu demiş oluyorsunuz: Dünyada ve ahirette selamette, sıhhat ve afiyet içinde ol, dünya ve ahiret meşakkatlerinden uzak ol. Esenlik, barış ve huzur içinde ol. Benden sana zarar gelmez. Ben barış ve huzur adamıyım. “Ve aleyküm selam” diyerek selamı alan kimse de şunu demiş oluyor: Bana yapmış olduğun bütün bu dua ve iltifatlar seninle olsun.
Türkçede kullanılan; merhaba, iyi günler, günaydın…vs. ifadeler, el işareti, korna çalma ile selamlama yapılmış olmaz. Bunlar günah değil. Lâkin islâmî manada selam da sayılmaz, selamın yerini tutmaz. Bu gibi ifadelerle dinin bize tavsiye ettiği selamlaşma yerine getirilmiş olmaz.
Selam Allah’ın esma-i hüsnâsındandır. (Haşr59/23) Allah selametin kaynağıdır, esenlik verendir, yaratıklarını selamete çıkarandır. Selam veren ve alan kişi aslında Allah’ın ismi ile konuşmuş oluyor. Günaydın ne oluyor o vakit? Olsa olsa hava durumu olur. Günaydın: Günün aydın olsun, güneşli olsun! Bize batılılaşma aşkıyla yanıp tutuştuğumuz yıllarda batıdan geçmiş olmalı. “Good morning -guten morgen” in Türkçesi olsa gerek.
“Selamı aranızda yayınız” der Efendimiz(as). Selamı yayan kişi aynı zamanda Allah’ın ismini yaymış oluyor. Allah’ı zikretmiş oluyor. Bu manada “selam aslında bir zikirdir”. Allah Kur’an’da “Beni anın ki ben de sizi anayım” (Bakara 2/152) der. Allah’ın kulunu anması demek kuluna merhamet etmesi demektir.
“İslam” ile “selam” aynı kökten gelir. “Allah katında din islâmdır” (Âl-i İmran 3/19).İslam; barış, selâmet, kurtuluş, esenlik, huzur demektir. Selam islâm toplumunun anahtar kelimesidir. Selam toplumda yayılmalı ki toplumda huzur hâkim olsun.
İnsan aynı zamanda es-selam ism-i şerifinin tecelligâhıdır. “O gün ne mal ne de evlat fayda sağlamaz. Ancak selîm bir kalb ile gelirsen başka.” (Şuara26/88-89) Kalbi temiz olan kişidir kurtulacak olan. Kalbin selamette olacak ki kurtulasın. Kalbi günah kirlerinden temizlenerek selamete ulaşanlar kurtulur o gün. Namaz kılmadığıma bakma kalbim temiz diyenlere ne demeli? Zira “kul günah işleyince tevbe etmez de günaha devam ederse kalbine bir siyah nokta konulur…” diyen bir Peygambere iman ediyoruz. Kalb beden ülkesinin başkentidir. Başkente hâkim olan taşraya da hakim olur. Kalb islâmi manada temiz ise diğer azalarımız da temiz olur. Selim bir kalbe sahip isek diğer azalarımız da selamette olacaktır. Kalbi bozuk adamın önüne sıfır dijital terazi koysanız dahi o terazi yanlış tartacaktır. Zira başkenti işgal altındadır.
Selam tıpkı ezan gibi müslümanların evrensel dilidir. Nasıl ki tâ Japonya’daki bir Müslüman “Allahü Ekber”in ne ifade ettiğini biliyorsa aynı şekilde “selamün aleyküm” dediğinizde ister Arap, ister Türk, ister Rus bir Müslüman ne dediğinizi bilir. Bir Alman, Almanca bilmeyen bir müslümana “grüß gott” dese ne hisseder o müslüman? Demek ki selamın orijinali ile iletişim kuracağız: “selamün aleyküm”
Selam hem cennetin parolasıdır. (Ahzab 33/44)hem de cennet yurdunun adıdır. “selamün aleyküm-ve aleyküm selam” diyenler aynı zamanda cennete de taliplidir. “Allah kullarını selam yurduna çağırıyor” (Yunus 10/25) Allah bizi cennete davet ediyor.
Selam veren kişi aslında “gel seni cennete davet ediyorum”, alan da “kabul ettim cennete beraber gidelim” demiş oluyor. Bu manada “selamün aleyküm CENNETE DAVETTİR.”
O halde birbirimizden cenneti esirgemeyelim olur mu. Toplum selam toplumuysa o toplumun dünyası da zaten cennet olur. Zira selam barış, esenlik huzuru ifade eder. Böyle bir toplum cenneti dünyada da yaşayacak demektir. Bu evsafta olan toplumun fertlerinin ahireti de cennet olacaktır.
Selam Müslümanlığın da alametidir. (Nisa 4/94) Bir adam sana “selamün aleyküm” diyorsa anla ki bu adam müslümadır. Niyeti bizi alaka etmez. Niyet okuma diye bir vazifemiz yok. Kimsenin kalbini yarıp bakamayız.
Cennete girmenin birinci şartı iman iken imanın sahih olması için de sevgi gerekir. “Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız” diyen bir peygambere iman ediyoruz el-hamdülillâh. İşte selam aynı zamanda fertler arasında sevgi tohumlarını da yeşertmiş oluyor. Böylece iman kemale eriyor.
Dolayısıyla cennete doğru yol alınmış oluyor.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?