“BU İLDE TÜM REKTÖRLER KÖTÜ, SADECE SİYASİLER Mİ İYİ?”

“BU İLDE TÜM REKTÖRLER KÖTÜ, SADECE SİYASİLER Mİ İYİ?”

Giresun Üniversitesi’nde görev yapan rektörlerin çoğunun yok yere devre dışı bırakılması hayal kırıklığı yaratırken,kamuoyunda “Tüm Rektörler kötü ve sadece 1-2 siyasetçi mi iyi ?”Sorusunu gündeme taşıdı..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu soruna kalıcı çözüm bulmasını isteyen bazı akademisyenler”Atanan Rektörlere ,bazı siyasiler nefes aldırmadı.7-8 Rektörün hepsi mi kötü?.Bir üniversitede her atanan Rektör niye görev süresini tamamlayamadı.Sadece Aygün Attar 5 yılı bitirebildi ve diğer profesörler dışlandı.Bu profesörler kolay mı yetişiyor?.Bir ülke kendi yetiştirdiği profesörleri bu kadar kolay harcarsa ,bilim nasıl gelişecek?.Üniversiteye alınan akademisyenlerin kaç tanesi yabancı dil biliyor?.Devletimiz bu işlere niye çare aramıyor.11 YILLIK Tıp Fakültesinde bina yok.Kanser bölümü ve doktoru yok.Üniversite açıldı ama 12 yıl da bir Fen lisesi kadar ilerleyemedi.Üniversite açmak mı çare,işletebilmek mi?”diye sordular.
ÇITLAKOĞLU SERT ÇIKTI
Milli Görüşün simge isimlerinden Köşe yazarımız Ahmed Çıtlakoğlu ise Rektörlük seçimleriyle ilgili şok mesajlar verdi
Çıtlakoğlu köşe yazısında ,”Rektör kim olmamalı?Rektör kim olursa olsun, yeter ki siyasî vesayet baskısı ile gelecek biri olmamalı!”diye yazdı
İşte Çıtlakoğlu’nun o tespitleri: “Giresun Üniversitesi Rektörünü ararken, atama sürecinde sona yaklaşılmışken; kamuoyunda endişelerde artıyor: Acaba yine rektör seçiminde siyasî vesayet baskısı olacak mı?
Sadece rektör atamalarında değil, bütün bürokrat atamalarında ve seçimlerde aday tespitlerinde siyasî vesayet baskısının nasıl olumsuz neticeler doğurduğu artık göz ardı edilmemeli.
Daha 31 Mart seçimlerinde “belediye başkanı benim adayım olacak!” diye baskı yapanların nasıl hezimete uğradıklarından ibret alınmayacak mı?
Milletimizin asli vasfıdır: baskıyı, dayatmayı kabul etmez. Tepkisi, cevabı çok sert olur.
Nitekim darbe lideri Kenan Evren’in 1983 seçimlerinde “benim partim MDP, adayım Turgut Sunalp” baskısına cevaben milletimizin Anavatan Partisi lideri Turgut Özalp’ı iktidara taşıdığı unutulmamalıdır.
Keza AK Parti iktidarının atadığı GÜ ikinci Rektörü Sn. Aygün Attar ile AK Parti milletvekillerinin daha ilk günlerde sürtüşmesi neticesinde AK Parti İl Başkanının Üniversite kapısından içeri dahi alınmadığı henüz hafızalardan silinmemiştir.
Kaldı ki siyasî baskı ile gelen yine baskı ile gider.
İşte GÜ üçüncü Rektörü Sn. Cevdet Coşkun hocanın gelişi ve gidişi!.. Siyasî iradeyle geldi ve aynı iradeyle gitti!
Şayet GÜ dördüncü Rektörü de siyasî iradeyle gelecek olursa, bilinmeli ki yine siyasî iradeyle gidecektir!..
Bırakınız, siyasetçiler siyasetini yapsın, bürokratlar da bürokratlığını yapsınlar.
Rektör nasıl olmalı?
Rektör; bir üniversitenin tüzel kişiliğini temsil eden, yönetimden, eğitim ve öğretimin düzenli yürütülmesinden sorumlu, profesör unvanına sahip akademik ve idarî en üst düzey yetkili idarecidir.
Kimin rektör olmasından ziyade kimlerin rektör olması gerektiğine özen gösterilmelidir.
Her yöneticide arandığı gibi haliyle rektörlerde de öncelikle ehliyet ve liyakat kriterleri aranmalıdır.
Bir ilim müessesesine atanacak yöneticide ehliyet ve liyakatin nasıl olması gerektiğini YÖK gibi akademisyenlerden müteşekkil bir kurula hatırlatmak abesle iştigal olur.
Ancak 25 aday arasında “en ehil ve liyakatli aday benim adayım” diye diretenler olursa, bu diretenlerin ehliyet ve liyakat vasıflarına da bakmak gerekir!..
Evet, Rektör kim olursa olsun, yeter ki siyasî vesayet baskısı ile gelecek biri olmasın!”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Mobil Sürüme Geç