BİZ,  SİZ,  ONLAR (1)

BİZ,  SİZ,  ONLAR (1)

Biz ve sizler hep çoğunlukta idik.

Onlar ise, bizlerin onda biri kadar bile değillerdi.

Ancak, sizlerin yardımı, koruma ve kollaması sonucunda en üst düzeye tırmandılar.

Öyle hızla çoğalıp güçlendiler ki, önlerine çıkanları ezme noktasına geldiler.

Önceleri güler yüzlü,  inanç sömürüsüne yönelik maskelerini taktılar.

Biz hariç, sizler dâhil herkesi “Allah ile aldattılar”, kandırdılar, inandırdılar.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası itirafçı olanlar, pişmanlık duyanlar, aldatıldım, tahmin edemedim, kandırıldım diyenler kendilerini aklama uğraşına girdiler.

Doğruları gördük, dile getirdik ama sizlerin gözü o kadar körelmişti ki, anlamadınız.

Biz ne söyledik, siz ve onlar neler söyleyip, yaptınız?

Biz; O, ilkokul dördüncü sınıfa kadar giden, dışarıdan okulu bitiren cahil biridir dedik.

Siz; Önemli olan okul bitirmek değil, kendini yetiştirmek dediniz.

Onlar; Cehaletlerini ustaca gizlediler ve size âlim diye inandırdılar.

Biz; O cahil adama inanmayın, kanmayın, aldanmayın dedik.

Siz; Muhterem Hoca Efendi diye iltifatlar yağdırdınız, şimdi terörist diyorsunuz.

Onlar; Sizleri tamamen tahakküm altına aldılar.

Biz; ‘Biat edip, önünde diz çökerek ilah olarak kabul ediyorsunuz’ dedik.

Siz;  O bir ilah, saygı duyulacak, eli ve eteği öpülecek kişi dediniz.

Onlar; Sizin bu davranışlarınızdan çok memnun oldular.

Biz; Gerçekleri gördük, kanmadık, kandırılmadık, inanmadık, aldanmadık.

Siz; Geçeklerden kaçtınız, kandınız, kandırıldınız, inandırıldınız, aldatıldınız.

Onlar; Sizden gizledikleri hedeflerine ulaşmak için “kuzu postuna giren kurt” oldular.

Biz; Amaçlarının ülkeyi yıkmaya yönelik olduğunu anlatmaya çabaladık.

Siz;  Asla değil, olamaz, siz inançsızsınız diyerek üzerimize geldiniz.

Onlar; Sizleri öyle inandırdılar ki, bu saflığa kendileri bile hayret ettiler.

Biz; Işık evi adı altında orta ve yüksek öğretim öğrencilerine yönelik yapılan çalışmayı kendilerine biat edecek gençleri geleceğe hazırlıyor diyerek tehlikeyi sezip dillendirdik.

Siz; Bunda ne var, Allah rızası için ihtiyaç sahiplerine destek vermekte dediniz.

Onlar; Bu sayede hedeflerine bir adım daha yaklaştılar.

Biz; Devlet makamları ışık evlerinde yetişen, liyakatsiz kişilerle dolduruluyor dedik.

Siz; Sınavla giriyorlar, o çocuklar iyi eğitim aldı dediniz.

Onlar; Ordu, yargı, milli eğitim ve diğer kurumlara adamlarını yerleştirdiler.

Biz; TEOG, KPSS, LYS ve diğer tüm sınavlarda sorular çalınıyor dedik.

Siz; İftira deyip sesiniz çıkmadı, görmediniz, duymazlıktan geldiniz.

Onlar; Yıllarca aynı oyunu oynayıp, hırsızlığı yapmaya devam ettiler.

Biz; Demokrasi, kuvvetler ayırımı, hak, hukuk, adalet, eşitlik … dedik.

Siz; Bu değer ve kavramlar beni ilgilendirmiyor dediniz.

Onlar; Demokrasiyi “amaca götüren araç” olarak gördüler.

Biz; “…ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz…” diyen Yüce Önder’in düşünce ve felsefesine inandık.

Siz; Önceleri kabul ettiğiniz bu sözü, ilah olarak görüp müridi olmaktan mutlu olduğunuz şahsa hakaret olarak kabul ederek, bu hizmet hareketidir dediniz.

Onlar; Sizlerden aldıkları destek ile acele etmeden, sindire sindire hedeflerine ulaşmanın mutluluğunu yaşadılar.

Biz; O, hedef kitlesini diri tutmak için, timsah gözyaşları döküp ağlayarak duygu sömürüsü yapmakta, tamamen kurgu ve yalan dedik.

Siz; O değerli insanın, ülkesi için akıttığı gözyaşını bile çekemiyorsunuz dediniz.

Onlar; Her alanda olduğu gibi, duygu sömürüsünü de öyle kullandılar ki, “Hoca Efendi” salya sümük ağlarken, sizleri de duygulandırarak ağlattılar.

Biz; Cemaat, tarikat gibi inanç sömürüsüne dayalı yapılanmaların, ülke yönetim sisteminin yıkılmasına yönelik bir hareket olduğunu, kabul görmemesi gerektiğini söyledik.

Siz; Müfteri ve yalancısınız. O, “Muhterem Hoca Efendi”dir dediniz.

Onlar: Gerçekleri öyle sakladılar ki, sizleri görmez, duymaz duruma getirdiler.

Sizlerin de doğruları, gerçekleri görerek geçmişten ders almış olmanız gerek.

Söz konusu vatan olunca ben, sen değil, biz ve siz birlikte olalım.

Bir araya gelip bizler olabilirsek, o ve onlar seslerini çıkaramayacaklardır.

Bizler, beraberlik içersinde ülkemiz, demokrasi, belirli değer ve kavramları korumak adına, onlara karşı mücadele ederek geleceğimize katkı sunmak için çaba göstermeliyiz.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?