BETONA BAKA-BAKA YORULUYORUM DİNLENMEK İÇİN KALEYE ÇIKIYORUM

BETONA BAKA-BAKA YORULUYORUM DİNLENMEK İÇİN KALEYE ÇIKIYORUM

Her yerin ayrı bir güzelliği vardır…
Bülbülü altın kafese koysanız da para etmez.
Onun bütün sevdası; bir gül dalına konmak…
Gökyüzünün derinliklerinde kanat çırpıp,
Yeryüzündeki manzaralara özgürce bakmaktır…

Kısacası şu kentte yaşama konusuna değinmek istiyorum da, inanın nereden başlayacağımı bilemiyorum…

Yanımız-yöremiz taş duvar…
Taş duvarlara baka-baka duygularımızı bir tarafa bırakıp adeta duvarın bir parçası oluverdik…

Her yanımız beton…
Yatay betonlaşmayı tamamladık, gökyüzünün boyluğuna beton yükseltiler yapıyoruz…
Gökyüzüne bakmaz istediğimizde, şapkamızı arkadan yere düşürmeden bakamıyoruz…
Yani güzelim doğamızı betonlaşmadan kurtaramıyoruz…
Ve bizlerin her birisi birer kentli olup, güya kentte yaşıyoruz…

Trafik gürültüsü ve karmaşası bir yandan…
Kaldırım da yürüme kültürü dibe vurmuş öte yandan…
O eskiden küçük bir kasaba esnafının bile müşterisiyle diyalog kurduğu;
“Buyurun beyefendi”
Veya; “Buyurun ağabeyi”
“Ne arzu etmiştiniz?”
“Nasıl yardımcı olabilirim? gibi diyalogların yerinde yeller esiyor ve onun yerine bugün -alışveriş yapmak için-nereye gitseniz;

“Ne istedin hacı dayı?”
Veya “Hayırlı işler emmi”
“Selamünaleykim dayı”
“Hadi ne alacaksan çabuk söyle hacı dayı namaza gideceğim”
Bu ve buna benzer diyaloglar açıkçası beni en az betonlaşmanın yorduğu kadar yormaya başladı…
Sinir sistemimi iyiden iyiye örselemeye başladı!

Eskiden okuma-yazma yüzdesi daha düşükken köylüsünden kentlisine kadar eğer -gündüz ise- birbirimize “günaydın” derdik.

Bir bakkala veya devlet dairesine girdiğimizde; “İyi günler” diye hitap ederdik…

Akşam birbirimizden ayrılırken “iyi akşamlar” ve eğen geceleyin vedalaşıyor isek; “İyi geceler ve tatlı rüyalar” temennisinde bulunurduk…

Şimdi ben bunları söyledikten sonra birçoğunuz da haklı olarak diyorsunuzdur ki; “Yahu konuya nasıl girdin ve şimdi ne anlatıp duruyorsun?” diye düşünenleriniz varsa, hemen yanıtlayayım;

Bu düşündüklerimi Giresun Kalesinde bulanan Dr.Hakan Güvenç parkında ve karşımda duran o güzelim manzaraları yudumlayıp içime doldururken gelişigüzel ve spontane bir şekildi düşünmeye başladım…
Hatta böyle düşündüğümün de sonradan farkına vardım…

Öyle ya…
Demek ki o da yorgunluğumun bir parçasıymış…
Yani manzaralı içime doldurup çekerken ve yorgunluğumu dışarı atarken, bunları da dışarı çıkarmam gerekiyormuş!

Sevgili dostlar,
Değerli canlar,

İster inanın, ister inanmayın…
Giresun Kalesinden manzara izlemenin tadı bir başka oluyor…
Üstünüzde ne kadar yorgunluk olursa olsun; Şöyle tepeden kuş bakışı Giresun’un merkez ve uzak manzaralarına bir bakmanız, üstünüzdeki bütün yorgunlukları atıyor…

Kafanızı Trabzon tarafına çevirirseniz; Batum üzerinden gelen küme küme bulutları görüyorsunuz…

Başınızı Samsun tarafına çevirseniz; Dikmen tepesine doğru kanat açmış bembeyaz martıları izliyorsunuz…

Biraz serinlemek için yönünüzü dağlardan tarafa doğru çevirip baksanız; Yaylalardan gelen rüzgarların serinliğini yüzünüzde hissediyorsunuz…

Kısacası bir yandan çayınızı yudumluyorsunuz…
Bir yandan da bedava bir şekilde gözünüzün önünde sere-serpe uzanmış manzaraları bedavadan izliyorsunuz…
Ve üzerinizdeki bütün yorgunluğu anında atıyorsunuz…

Eh, söz madem Giresun Kalesi ve Dr.Hakan Güvenç Parkından açıldı…
Kısaca ulaşım biçiminden de söz edeyi;
Arabasıyla gelmek isteyenler, Deniz tarafındaki yoldan gelecek ve arabalarını yol güzergahında park edecekler…
Yürüyerek çıkmak isteyenler ise; Çınarla mahallesi yokuşundan 300 metre yürüyerek Dr. Hakan Güvenç Çay bahçesine çıkacak.

Yani Çınarlar Mahallesinden çıkış yapmak isteyenler biraz ‘bayır’ çıkacaklar…
Hani bilenler bilir bu ‘bayır’ sözcüğü bir türkümüzde şöyle dile getiriliyordu;
(…)
“Kale bayırın düzü,
Devriyeler sardı bizi
Hep beraber olalım,
Vermeyelim şu kızı”
—————–
Son söz;
Ben yorgunluklarımı atmak için Dr. Hakan Güvenç Parkına veya diğer adıyla Çay Bahçesine çıkıyorum…
Bundan sonra yaz-boyu arkadaşlarla buluşmak için randevumu burada buluşmak için veriyorum…

Çünkü çayı-kahvesi güzel,,
Manzara seyrinde sohbet etmesi daha da güzel…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?