BENİM GİRESUN İÇİN BİR HAYALİM VAR, YA SİZİN?

BENİM GİRESUN İÇİN BİR HAYALİM VAR, YA SİZİN?

Siyasetin halkın baktığı yere bakması gerekirken, siyasetçi halkın kendi baktığı yere bakmasını dayatıyor. Yani seçmen oy vereceği partiyi kendisine benzeyen hatta kendisinin mülkü olmasını istiyor.

Halka soran değil emreden, öğrenen değil öğreten, önünü açan değil dayatan bir siyaset, daha işin başında başarısızlığa mahkûmdur.

Halk, kendisini (refahından huzuruna) bütünüyle ileriye taşıyacak bir proje, dünya görüşü ve yaklaşımı arzulamaktadır. Partinin başkanının kim olduğu, çok da önemli değil, artık bu sistem projeleri ülkeye, insana yapacaklarına inanandıranların iktidar olacağı dönemdir. Diğerleri fikir partisi olarak kalacaktır. Bu neden le partiler değil projeler, kadrolar yarışacaktır. Dedi- kodu artık prim yapmayacak. Halk inandırıcı olmayana oy da vermeyecek. İktidar olmak isteyenler, İktidarı çok iyi takip edip üstüne projeler koymalılar, çok çalışmalılar. Paralel hükümet gibi. Seçimden seçime sahaya inenler attık kaybedecekler. İktidar istiyorsan ben iktidarım gibi düşünüp çalışacaklar. Yoksa fikir partisi olmaktan öteye gidemezler. Bana yanlış yapıyorsun derken; doğrusu bu yapılmalı demelisin. Doğruyu ortaya koymamış olursan yanlış yapıyorsun söylemi artık halkta karşılık bulmuyor. Dede Korkut masallardaki ülke zorda, halk buhranda, yokluk hat Safa’da, bir kahraman çıkar, düşmanı yener, kralın kızıyla evlenir, beklentisi şu anda siyasi parti liderlerin den beklenir oldu. Artık o kahraman gelmeyecek. Başkan, bakan, belediye başkanı, meclis üyesi adaylarının bir hayali olacak bu hayali gerçekleştirmek için çaba gösterecek.

Bir mahalle temsilcisinin söyleminin genel başkan söylemi kadar sorumluluğu olduğu bilinmelidir. Liberal demokrat partisi Başkanı Besim Tibuk enteresan farklı fikirleri olan biriydi. Onu arıyoruz artık. Enteresan fikirler, projeler dillendiriyordu. Ülke için demek ki baya kafa yoruyordu. İktidar olursam vergileri kaldıracağım dediğinde, spiker gelir nerden olacak? Vergi olmadığı için bütün yatırımcılar T.C. ne yatırım yapacak, ülkede süper para dolaşacak devlet yerine halk zengin olacak demişti. Dinlerken gülmüştüm. Artık tüm dünya ülkeleri yatırımcıya sonsuz fırsatlar sunarak bu fikri uygulamıyor mu?Artık partiler değil fikirler, kadrolar, planlar ve dahası dünyayla entegre olmuş söylemler kazanacak. Akşener, İnce, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Erdoğan ‘nın iktidarı yerine, Türkiye, halkının ferahına, huzuruna, gelişmesine, kafa yoranların iktidarı olacaktır. Tramp; seçimi niçin kazandı biliyor musunuz? Ben bu projeleri bu ekibimle yapacağım sloganıyla ekibini seçim öncesi açıklayarak seçim sürecini götürdüğü için kazandı. İnce, Akşener tek başına sen ben üzerin den götürdüğü için kazanamadı. Yeni siyasi sürecin ilk deneyimini vereceğimiz mahalli seçimler de partilerin belediye başkan aday adayların dan, belediye meclis adayların dan, mahalle, köy temsilciliği görevine talip olanların iddiası olmalı, bu iddia da partinin il, ilçe, belde örgütlerince sahiplenilip halka indirgenmeli. Yaprağa soruyoruz; kendi kendine tamam mısın, yaprak cevap veriyor; hayır benim hayatım dallarda dır, dala soruyoruz ve dal diyor ki, hayır benim hayatım köktekidir. Köke soruyoruz, cevap veriyor; benim hayatım gövde de, dallar da ve yapraklardadır, dallar daki yaprakları koparırsanız ben ölürüm. Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.

Ben aday olursam varım, aday gösterilmesem ne haliniz varsa görün zihniyeti artık kabul görmeyecektir. Partiler artık ayak oyunlarıyla rakiplerini yok etme arenası değil, güzel fikirlerin halka hizmet için harman edildiği, birlik, beraberlik dayanışma ortamı olmalıdır. Aksi davranan partililer önce kendileri, sonra partilerine kaybettirecektir. Benim Giresun için bir hayalim var, siz aday olacaklar sizin Giresun için bir hayaliniz var mı ? Varsa lütfen adaylık gündeme gelme den finansmanını nerden bulacağınızı belirterek açıklar mısınız? Aday gösterilmezseniz, siz aday gösterilmişçesine partinizin adayına destek olur musunuz? Cevabınız evet se partiniz , siz başaracaksınız demektir. Adaylıklar kesinleşsin ben aday olursam sahaya iner milleti kucaklarım derseniz milleti kucaklarsınız, oyunu alabilirimsiniz? Yeni sistem beni reddediyor, biz diyenleri başarılı kılıyor. Artık başarı biz diyebilenlerindir.

Beden ile ruh gibi, münevver ile memleket de ancak birbirini tamamlayan, manasını birbirin de bulan bir bütün olabilirse vardır, siyasetçiler ; İnsanımızı, toprağımızı, memleketimizi ruhuyla birlikte tanımak mecburiyetindeyiz. Tanımadan attığımız her adım, sadece bilgisizliğe değil, sevgisizliğe güvensizliğe de neden olur.

“Tanımak, tanıtmak, sevmek, sevilmek demektir.” Bu durumda yeni düzenin olmazsa olmazıdır.

İnsan bugün ağacın gölgesinde oturabiliyor, çünkü birisi uzun zaman önce bir ağaç dikti.

Çinliler bambu ağacını nasıl yetiştirir bilir misiniz?

Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir, birinci yıl tohum da herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.

Akla gelen İlk soru şudur: Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı hafta da mı, yoksa beş yılda mı ulaşmıştır? Siyasi partilerin çalışmalarına en net örnek artık bu bambu ağacı yetiştirme tekniğidir.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?