BAYRAM İLETİLERİ

BAYRAM İLETİLERİ

Dört gün süren bayram sona erdi.

Her bayramlarda olduğu gibi, ibadet olan binlerce yıllık geleneği yaşatmak için anlamına uygun çaba gösterilmekte.

İster dini, ister ulusal bayramlar olsun hepsinde ayrı bir içerik, değer ve anlam zenginliği, toplumu bütünleştirici yanları bulunmakta.

Sosyal medya üzerinden yapılan bayrama ait tüm iletilerin ortak paydası ‘İslam alemi ve ülkemize barış, kardeşlik, sevgi, saygı, hoşgörü, paylaşım…’ getirmesi isteği.

Farklı sözcük, tümce ve paragraflardan oluşturulan bayram dileklerinin hemen hemen tamamı aynı sonuca varmakta.

Bu dilekler,

“ …sevgi dolu olması, kardeşliğin ve barışın sağlanması, ülkemiz ve tüm İslam âlemine hayırlara vesile olması, sevgi, saygı, bereket, umut, mutluluk, sağlık, barış, huzur, kardeşlik getirmesi, savaş olmaması, barış olması, özgürce yaşanan ortam yaratılması, Allah’ın hepimize merhamet etmesi, Müslümanların içinde bulundukları zulüm ve katliamdan bir an önce kurtulmaları…”

Gibi sadece bireysel değil, ülkemiz ve öncelikle tüm Müslüman toplumların tamamına yönelik içten gelen dilek ve temenniler.

İsteklerimizin önceliği yakından uzağa ilkesine uygun olarak aile, akraba, dost, komşu, tanımadıklarımız kısaca, tüm ülkemiz insanları için.

Ardından da tüm İslam âlemine yönelik.

Hepsi de çok güzel, kulağa hoş gelen sözcüklerle bezenmiş, anlamlı cümleler.

Dileklerin içeriğine bakıldığında, neredeyse tamamı isteyip de yaşayamadıklarımız, gerçekleştiremediklerimiz.

Toplumsal barış, huzur, hoşgörü, paylaşım, kardeşlik, sevgi, saygı, eşitlik ve toplumu huzura götüren diğer kavramlardan söz edilmekte.

Bu sözcükler bayram günlerinin ruhu, maneviyatı ve anlamına uygun.

Bu günlerin de bir ruhu vardır.

Bu ruh, bayram iletilerinde kullanılan sözcüklerin içerisinde saklıdır.

Önemli olan bu günlere değer vermek, içselleştirerek yaşanması.

‘Allah’ım, bu değer ve kavramları yaşamamızı bize nasip et..’ diye yakarıyoruz.

Başarabilmek için hangi çabayı gösterebiliyor, mücadele ediyoruz?

O günlerdeki ruh halimizi aradan birkaç gün geçtikten sonra neden kaybediyoruz?

Her şeyi Allah’a havale etmeyi ustalıkla yapmaktayız.

Öncelikle içeriğini bil, içselleştir, yaşamında uygulayabilmek için çaba göster.

Dini ve ulusal bayramlar çok özel olup, toplumun tamamını doğrudan ilgilendirmekte.

Gerçek anlamları mutlaka bilinmeli, sahiplenilmeli, yaşanılmalı, yaşatılmalı, gereken değer en üst düzeyde verilmeli.

Bayram iletileri içtenlikle yazılmakta, ifade edilmekte.

Ancak, temenniden öte, sadece Allah’a havale etmekle iş bitmemeli.

Aksi takdirde bu durum, ‘olmayacak duaya âmin’ demeye benzer.

Dilek ve temennilerin neredeyse tamamı Müslümanlara yönelik.

Yaklaşık 1.6 milyon nüfusa sahip 56 ülkede yaşayan Müslümanlar için, cümle ya da paragraf içersinde geçen sözcükler ne anlam taşımakta?

Hukuk, barış, huzur, sevgi, saygı….gibi kavramlar hangilerinde bulunmakta?

Ülkemizde, Cumhuriyet yönetiminin getirdiği kazanımlarla elde edilen değerler, diğer İslam ülkeleriyle aramızda kesin çizgilerle ayrılmış idi.

Çağdaş yaşama dair uygulanması gereken evrensel değerler bizler için de anlamını hızla yitirmeye başlamadı mı?

Dünyanın en zengini olarak bilinen petrol ülkelerini yönetenler ve yönetilenler çağdaş yaşama dair sözcüklerden ne anlıyorlar ki?

Myannar, Arakan’da sadece inançlarından dolayı soykırıma uğrayan, açlıktan ölen, topraklarını terk etmek zorunda bırakılanların onlar için ne değeri var?

İnancın içi boşaltılarak gerçek anlamı yok edilmeye çalışılmakta.

Dilekler kâğıt üzerinde, güzel cümlelerle süslenildiğinde değer kazanabilir mi?

Uygulamaya koymadan gerçekleşmesi olası değil.

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?