BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARININ ŞİFRELERİ..

BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARININ ŞİFRELERİ..

Ülkede o kadar iç ve dış sorun var. Suriye sorunu var. Musul sorunu var. El bizi Musul’da düğüne davet etmiyor, biz tüfeğimizi asmaya yer arıyoruz.

Ülke içinde terör sorunu var. İşsizlik almış başını gidiyor. Ekonomi S.O.S veriyor. Dolar ve altın yükselişte…

Eğitim sistemi sorun yumağı…

Varsın olsun kimin umurunda? Kimilerine göre ülkemizin tek derdi başkanlık.

Sanki başkanlık olursa tüm sorunlar çözülecek.

15 yıldır elindeki tüm yetkilere rağmen, TBMM’deki gücüne rağmen sorunları çözemeyenlerin eline, başkanlık sisteminde sihirli değnek mi olacak?

Elbette olmayacak.

O halde başkanlık sistemi için neden inatla mücadele ediliyor?

Neden olacak sistem değişikliği için. Aslında işin özeti budur. “Hedef 2023” bu amaçla söylenmiş bir slogandır.

Aslında bir süredir başkanlık tartışmaları unutulmuştu. MHP lideri Bahçeli son iki grup toplantısı konuşmaları ile konuyu yeniden gündeme taşıdı.

Bayram değil seyran değil Bahçeli neden konuyu gündeme getirdi?

Vardır elbette onunda kendince bir gerekçesi…

Ancak kamuoyunda dile getirilen gerekçe, Bahçeli’nin gerekçesinden başkadır. Kamuoyu, ‘Bahçeli diyet ödüyor’ diye düşünüyor.

Olağanüstü Kongre sürecinin engellenmesi ve koltuğunu koruması sırasında, iktidarın verdiği destek için, ‘diyet ödüyor’ diyenler oldukça fazla…

Aslında iktidarın Bahçeli’ye diyet borcu vardı.

3 Kasım 2002’de erken seçim yapılmasını ve AKP’nin iktidar olmasını kim sağladı? Bursa Kocayayla Türkmen Şenliğinde Devlet Bahçeli erken seçim fitilini ateşledi. Hem de tarihini vererek.

Bu iktidarın ilk diyet borcunu oluşturdu. Son diyet borcu ise 7 Haziran seçimleri sonrasında MHP’nin tavrı ile oluştu.

İktidarda bu iyiliklerin altında kalacak değildi elbette.

Olağanüstü kongrenin engellenmesi ve koltuğun korunması için elden gelen desteği verdi.

Siyasette vefa önemlidir!

AKP ile MHP arasında vefa örneklerini çokça görüyoruz…

***          ***

MHP Lideri Bahçeli, en son desteğini önceki Salı günü grup toplantısında verdi. Son grup toplantısında da desteğini devam ettirdi.

Yani karşılıklı paslaşmalar devam ediyor…

Muhtarlar toplantısında ‘teşekkür’ alması nın nedeni de son attığı gollük pastan dolayıdır. Adeta “alda at” pasını verdi başkanlık sistemi için…

Diyor ki MHP Lideri grup konuşmasında; “Hükümet sistemi üzerinde yapılan tehlikeli oynamalar, hukuki temeli olmayan siyasi ve hamasi uygulamalar rejim krizine dönüşebilecektir. Ya fiili durum düzelsin, evli evine, köylü köyüne dönsün. Ya da fiili durum hukuki boyut kazanarak Türkiye derin bir nefes alsın, hukuksuzluk ve Anayasa ihlalleri son bulsun. Biz millete gitmekten korkmayız. Bunda da mahsur görmeyiz. Ve de Türk milleti ne derse, neye karar verirse baş göz üstüne diyerek gereği neyse seve seve yaparız”

Bir süre önce Cumhurbaşkanı “fiili durum oluştu. Anayasa bu duruma uydurulsun” demişti. O günden bugüne MHP lideri hiçbir zaman bu açıklamaya tepki göstermedi. Adeta oluşan “fili durumu” sessiz kalarak onayladı.

Oysa yapması gereken ‘ anayasaya uymak görevinizdir’ demesi gerekirdi…

Devlet Bahçeli, “Millet ne derse ne karar verirse baş göz üstüne” diyor. Bu demokrasi anlayışı adına tehlikeli bir tutumdur.

Demokrasi sadece sandık değildir.

Her konuda sandık konularak vatandaşa sorulmaz.

O zaman millete sorsak ve millet, ‘padişahlık istiyoruz’ veya ‘halifelik geri gelsin istiyoruz’ dese ne olacak?

Yine ‘baş göz üstüne’ mi diyeceksiniz? Bu referandum yolu ile ‘harakiri yapmak’ olmaz mı?

Bir gerçek daha var.

Ülkemizde uzunca bir süre daha OHAL devam edeceğe benziyor.

OHAL yönetiminde yapılacak bir referandumda seçmen hangi etkiler altında sandığa gidecektir?

Özgür iradesi ile karar verebilecek midir?

Yaşadıklarımız bunun olanaksızlığını ortaya koymaktadır.

***          ***

MHP liderinin “Millet ne derse ne karar verirse baş göz üstüne” sözü üzerine kendisine şu soru sorulmalıdır.

Neden milletin içinden çıkan partili delegelerinizin vereceği karara ‘ baş göz üstüne’ demediniz?

Söylediğiniz söz ile kendi kongreniz için takındığınız tavır arasında ciddi bir çelişki yok mudur?

Vardır. Hem de çoook…

Ülkemizin şu an derdi başkanlık değildir.

Birikmiş iç ve dış sorunların çözümü için güçlü bir parlamenter sistemdir.

Her konuda millete sorulmaz.

TBMM ne güne var?

Çalıştırın TBMM’ni ve çözün ülkenin iç ve dış sorunlarını…

Millet bunu bekliyor!

Herkese düşen görev de “fiili durum” yaratmak değil, anayasaya uymaktır.

İ

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?