ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GİRESUN ŞUBESİ ÇOK GÜZEL BİR ETKİNLİĞİN ALTINA İMZA ATIYOR

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ GİRESUN ŞUBESİ ÇOK GÜZEL BİR ETKİNLİĞİN ALTINA İMZA ATIYOR

 

Nasıl bir etkinlik mi yapıyor?

Her dönem yaptığı ‘Geleneksel Pide Günü’ etkinliğine bu yıl aynı gün içerisinde birde ‘Konferans’ programı ilave ediyor ve Mustafa ÖNSEL’İ getiriyor.

Şimdi birçoğunuz da diyecek ki; “Mustafa Önsel’de kim?”

Bilenler biliyor da, ama ben bilmeyenler için biraz sonra dilimin döndüğü kadar tanıtmaya ve anlatmaya çalışacağım.

Ancak konuyu daha iyi anlatabilmem ve daha iyi konsantre olabilmem için yine sizlerin affına sığınarak, birkaç ünlü insanın otobiyografisini çok kısa bir şekilde özetlemek istiyor ve sözünü edeceğim ünlüler üzerinden de bir tespitimi sizlerle paylaştıktan sonra konuya girmek istiyorum.

Sizinde bu zamana kadar hiç dikkatinizi çekmiş midir bilmem; Cumhuriyet öncesi dahil, günümüze kadar Harp Okulu mezunu ve Subay kökenli şahıslardan ve kadrolardan birçok ünlü insan çıkmıştır.

Örneğin, Osmanlı döneminde yetişen ünlü yazar-çizer takımını bir tarafa bırakıp, ben örneğimi Mustafa Kemal Atatürk’ten bu yana örnek verecek olursam; Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ülkemizde ne kadar ünlü yazar-çizer, şair ve ünlü sanatçı varsa; birçoğunun kökeni Harp Okulu mezunu olup, subaylıktan veya Astsubaylıktan kovulanlar, daha sonra birdenbire; ya ünlü bir yazar, yada ünlü bir edebiyatçı, şair veya sanatçı oluyorlar…

Örnek mi istiyorsunuz?

Alın size bir Osmanlı Paşası torunu ve dünyaca ünlü Nazım HİKMET…

Deniz Kuvvetlerinde okurken, yazdığı bir şiir yüzünden Ordudan atılmıştır.

Uzun yıllar Hapishanelerde tutulmuştur!

“Kurtuluş Savaşımızın Destanını” en güzel o yazmıştır…

Ve bizim kayıtlarımızda hala “Vatan Haini” olsa da, bütün dünya milleti onun büyük şairliğini kabul edip, bağrına basmıştır.

Dünyaca ünlü mizah yazarımız; Aziz NESİN’de üsteğmen rütbesindeyken Ordudan atılmış ve daha sonra yazdıkları mizah öyküleriyle dünyanın en ünlü mizah yazarı olmuştur.

Yine ünlü şairlerimizden Bekir Sıtkı Erdoğan’da 1948 yılında Kara Harp Okulunda mezun olup ve daha sonra Subaylıktan ayrılan ve Edebiyat dünyasına atılıp; en ünlü şairlerimizin başında gelmektedir.

Ünlü Ozanımız; Mahsuni Şerif’te Astsubaylıktan tart edilmiş ve daha sonra da en ünlü ozanlarımız arasında yer almıştır.

Demem o ki; bir insanın ünlü bir yazar-çizer olabilmesi için mutlaka Askeri bir okulda mı okuması gerekir. Veya mahpus damlarından nasibini alması mı gerekiyor?

Ve bu kadar uzun örnekleme ve ‘giriş’ yaptıktan sonra şimdi sizlere Mustafa ÖNSEL’den söz edebilirim.

Çünkü şimdi sözünü etmeye çalışacağım Mustafa ÖNSEL de bu kadronun ardılı…

1962 Zonguldak-Karaelmas doğumlu.

Ancak Trabzon-Beşikdüzü Vardalı Köyünden…

Kendi ifadesiyle 1960 Devriminde doğmamış ama 10 yaşındayken 12 Mart Muhtırasını anımsıyor ve 12 Eylül Darbesini ise Kara Harp Okulu Birinci sınıftayken bizzat teneffüs ediyor!

28 Şubat’ta ise Yüzbaşı rütbesindedir.

1984 yılında Kara Harp Okulunu bitirir.

1985 yılında Jandarma Okulunu.

1986 yılında Komando Okulunu.

2002 yılında Kara Harp Akademisini

2004 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisini bitirir.

(Burada bir saptama da ben yapmak istiyorum)

Dört yıllık bir fakülteye denk; birde dört yıllık Mahpusluk Okulunu bitirmiştir!

Silahlı Kuvvetlerde 26 yıllık bir hizmeti olan Mustafa ÖNSEL’in 10 yıllık bir hizmet süresi terörün yaşandığı tehlikeli bölgelerde geçmiştir.

26 yıllık hizmet süresi içerisinde 16 yere tayin olmuş ve 16 farklı yerde hizmet yapmıştır ve görev şekilleri ise şöyledir;

Bursa Jandarma Bölge Komutanlığında Kurmay Başkan olarak…

Tokat il Jandarma Komutanı…

Jandarma Genel Komutanlığında Teknik İstihbarat Daire Başkanı…

Eğitim Daire Başkanı…

Bir süre de Kurslar Komutanı olarak görev yapmıştır.

Ünlü “BALYOZ” Davasından tutuklanan Mustafa ÖNSEL yaklaşık dört yıla yakın bir zaman ceza-evinde tutulmuş ve daha sonra “Pardon bir yanlışlık oldu” denilerek dışarı çıkarılan ‘Balyoz Davası’ tutuklularındandır.

Mustafa ÖNSEL, dönemin Genel Kurmay Başkanı; Necdet Özel’e yazdığı o ünlü mektubu ile tarihin sayfalarında şimdiden yer alan bir Türk Subayıdır…

Ve ayrıca…

Ve ayrıca…

Dört yıl karanlıklar içerisinde yatırılmasına karşın; asla umuda arkasını dönmemiş ve asla de-moralize olmamış ve dimdik ayakta kalabilmek ve kaldığı süre içinde ‘bilinmeyenleri’ anlatabilmek için ‘Belge’ niteliğinde kitaplar yazmış bir değerimizdir.

“Beşiktaş’ta Sırtlan Pususu”

“İstanbul’dan İzmir’e Casusluk Kumpası-Kim Bunlar?”

“Silivri’de Firavun Töreni”

“Ağacın Kurdu- Fetullahın Askerleri”

İşte size dört yıl “Pardon” denilerek içeride tutulan Mustafa ÖNSEL’in çok önemli ve her biri ‘Belge’ niteliğinde yazdığı kitaplar…

(Ben şahsen İstanbul’dan-İzmir’e Casusluk kitabı hariç diğerlerini büyük bir keyif alarak okudum ve bilmediğim ve merak ettiğim birçok bilgiyi inanın bu kitapların içinde buldum)

21.01. 2017 (Cumartesi) günü Giresun Atatürkçü Düşünce Derneği bu değerli subayı ve yazarı Giresun’a getirtip ve öğle öncesi (Kazancılar Sokağında) ARİPSAS CAFE’de saat: 11.00-13.00 arasında “Geleneksel Pide Gününde” sevenleriyle birlikte ve öğleden sonra ise saat; 13.30’da Belediye Şehir Tiyatrosu Vahit Sütlaş Sahnesinde bir Konferans verdiriyor…

Şahsen ben bu güzel düşünülmüş etkinliğe katılacağım…

Sizlerde kaçırmayın derim…

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?