ANKARA DERNEKLERİNDEN OSMAN AĞA DUYARLILIĞI

ANKARA DERNEKLERİNDEN OSMAN AĞA DUYARLILIĞI

Osman Ağa anılıyor. Ankara’daki sivil toplum kuruluşları GİRSEV, Giresun ve İlçeleri Derneği, Şebinkarahisar Vakfı, Görele-Eynesil-Çanakçı Derneği (GEÇ), Alucra Derneği, Tirebolu Derneği ve Çalgan Derneği, ortak bir açıklama ile Osman Ağa’nın anma törenlerine tüm vatandaşları davet etti. Ortak açıklama şöyle:
“- 1883 yılında Giresun’da doğmuş bulunan Osman Ağa, askerlikle mükellef olmamasına rağmen, Ülkemizin ve Milletimizin çok büyük fâcialar yaşadığı Balkan Harbi’ne, 1912 yılında gönüllü olarak katıldı. Bu Harp sırasında ağır yaralandı; bir bacağını kullanamaz ve savaşamayacak hâle gelmesi sebebiyle Giresun’a dönmek zorunda kaldı.
– Bir bacağı bükülüp kullanamaz şekilde sakat kalmış olmasına rağmen, Giresun’dan ve çevreden topladığı gönüllüler ile birlikte, Çarlık Rusyası’nın Ülkemizi işgal teşebbüsünü önlemek üzere, Kasım 1915’te Doğu Cephesi’ne gidip Ruslara karşı, Millî Ordu ile birlikte savaştı. Bu sırada, Batum’un işgalden kurtarılmasına büyük katkılarda bulundu.
Bu yüzden, haklı olarak “Batum Fâtihi” olarak anıldı. Rus işgalinin devamı sırasında, Giresun’daki Harşit Çayı boyunda kahramanca verilen “Harşit Müdafaası”nı organize ve kumanda edip destanî mücadeleler sergilenmesinde en büyük rolü üstlendi.
-O, Teşkilât-ı Mahsûsa’nın bir mensubudur ve Karadeniz Bölgesi’nde bir “Pontos Devleti” kurulması plânlarını vaktinde farkederek, “imhamıza karar verilmiştir; silâha sarılma vaktidir!..” diyerek haykıran ve bu konuda üstüne düşenleri hakkıyla yapmış olan ilk Kuvvacı’dır.
– Osman Ağa, Devlet hâkimiyetinin büyük zaafa uğradığı o yıllarda, etnik ve dinî bahânelerle isyanlar çıkarıp Türklüğün son vatanında bağımsız devletler kurmak hayâline kapılmış bulunan gayri millî unsurların bastırılıp te’dip edilmesinde mühim roller üstlendi.
– 12 Kasım 1920’de “Maiyyet Müfrezesi” adı altında, sonradan “Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı” adını alan birliğin temelini atarak, Mustafa Kemâl Paşa’yı koruma görevini üstlenip başarı ile yürüttü.
– 5 Ağustos 1921’de, işgalci Yunan kuvvetlerinin Ankara’ya yaklaştıkları bir sırada, Giresunlu gönüllülerden teşkil ettiği Gönüllü 47. Alay ile birlikte Millî Mücadele’ye destek olmak üzere Ankara’ya geldi.
– Yine Giresunlu gönüllülerden teşkil edilen ve Hüseyin Avni (Alpaslan) Bey’in kumandası altında kurulmuş diğer bir gönüllü birlik olan Gönüllü 42. Alay yanında, Gönüllü 47. Alay’ı ile Sakarya Meydan Savaşı’nda bulundu. Kumandanı Hüseyin Avni Bey’in ve nerede ise Gönüllü 42. Alay efrâdının tamâmına yakınının Mangal Dağı’ndaki muharebe sırasında şehâdete ermesinden sonra, geri kalan gazileri Gönüllü 47. Alay’ının bünyesine alarak, Büyük taarruza iştirak eden Osman Ağa; Yunan kuvvetlerinin Yurdumuzdan süpürülüp atılması için tâ İzmir’e kadar düşmanı tâkibeden millî kuvvetlerin en ön saflarında savaştı.
– 2 Nisan 1923 tarihinde, sebebi ve nasıl meydana geldiği muammâlı bir hâdise sırasında Ankara’da katledilerek şehid oldu. Giresun’da defnedildi. Daha sonra kabri, Giresun Kalesi’nin yamacında aziz ruhunun ebedî istirahatgâhı olarak tesis edilen Anıt Mezar’a nakledildi.
Osman Ağa, Atatürk’ümüzün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasını takiben başlatılan Millî Mücadele faaliyetleri sırasında, 29 Mayıs 1919 günü Havza’da Atatürk ile buluştu. Bu buluşmadan sonra O’ndan bir daha ayrılmadı. Atatürk ile birlikte millî hâkimiyet temeline dayanan kayıtsız-şartsız bağımsız yeni bir Türk Devleti ihyâ etmek mefkûresine inanmış olan Osman Ağa, ancak 40 yıl sürebilen hayatı boyunca, Ülke’nin ve Millet’in en zor ânlarında gerçek bir önderlikte bulunarak her türlü zor görevi pervâsızca ve fedakârca üstlenen kararlı ve yılmaz bir kahraman oldu ve tarihteki müstesnâ yerini aldı. O’nun bu ferâgat ve fedakârlık dolu gayretleri, insaf ve iz’an sahibi olan herkesçe kabûl edilmektedir. Giresunlu hemşehrîleri olan bizler de buna böylece ve tereddüdsüzce inanmaktayız.a
Topal Osman Ağa ve Hüseyin Avni Bey başta olmak üzere, Giresunlu kahramanlardan Gülpembe Hanım, Çakıroğlu Hüseyin Çavuş, Yılancıoğlu İsmail, Uzunoğlu Mustafa, Tomoğlu İsmail, Türkmenoğlu Ali Osman, Aladanoğlu İsmail Ağa’lar ve sayıları (2) ayrı Gönüllü Alay teşkil edecek kadar olan daha nice gönüllüleri ile Harşit Müdafaası’nda, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Vatan’ın ve Millet’in halâsı, selâmeti, nâmûsu uğruna, Türklüğün kurulmakta olan yeni Devlet’inin ve TBMM’nin emrinde canları bahasına çarpışan, canlarını fedâ eyleyiş besâleti gösteren muazzez millet ve vatan evlâdını unutmamız asla söz konusu değildir.
Gazi Milis Yarbay Osman Ağa’mızı, sonsuzluğa göç eyleyişinin 96. yıl dönümünde, aziz ruhuna saygı ve şükran duyarak ve rahmet dileyerek anıyoruz.
Bu vesîle ile belirtilmelidir ki: Çok yakın bir zaman önce,Osman Ağa’mızın aziz ruhunu rencîde etmeye mâtuf saygısız ve haddini bilmez beyanlar vâki olmuştur. Osman Ağa’mızı, nasıl vâki olduğu açıklığa kavuşturulmayan, bizler için de üzüntü kaynağı olan “fâili meçhul” bir öldürme hâdisesi bahane edilerek karalama gayretleri, hemşehrîlerinin gönlündeki “Osma Ağa Sevgisi”ne bir nebze bile asla halel getirmemiştir, getirmeyecektir. Biliyoruz ki: Osman Ağa’ya dil uzatmak isteyenler, O’nun, bazıları yukarıda belirtilmiş bulunan Vatan ve Millet mücadelesi faaliyetlerinden gocunan ve o ulvî mücadele sebebiyle zarar görmüş zihniyetin mensuplarıdır. Pontosçu zihniyetin bakıyyeleri ile Türklük ve Atatürk karşıtlarının Osman Ağa’yı sevmelerini hiç beklemedik; bugün de bekliyor değiliz. O bedbahtları ve onlara âlet olan kişileri ve kurumları kınıyoruz!
Atatürk’ümüzün, Osman Ağa’mızın, Hüseyin Avni Bey’imizin ve millî ve ulvî değerlerimiz uğruna fedâ-i cân eyleyen bütün şehidlerimizin azîz ruhları şâd ola…”

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?