“Vay seni Cerrahpaşa

İçmem suyundan içmem

Bi’dahaki seneye

Yolcu da gelip geçmem”

Kaç Giresunlu bırakmadı canının yarısını zalım gurbette?

Çağımızın belası kanser hastalığı her 10 yılda katlayarak çoğalıyor; Sebebi ne olursa olsun istatistiklere göre 4 evden birinde, 10 yıl sonra 2 evden birinde ve sonraki 10 yıl diliminde de her evde olacağı söylenen kanserin kapımızı çalması an meselesi.

Bu kaçınılmaz korkunç gerçek karşısında Giresun’un sahipleri hangi tedbirleri alıyor?

Bundan 3 yıl önce Almançeşmesi’ndeki eski petrol dolum tesisi yerine yapılacak olan 3 Özel Hastane Giresun gündemine gelmişti ve yetkililerimiz İTİNA İLE ENGELLEMİŞTİ.

Evet, yanlış okumadınız, itina ile engellenmişti.

Engellenen hastane değil, Giresunluydu.

Bu hastanede bulunacak poliklinik servisler ilimizdeki mevcut hastanelerde bulunmayan servislerdi, dolayısıyla özellere rakip de değildi ama birilerinin kirli İŞBİRLİĞİ sayesinde engellendi.

Bu hastanede ONKOLOJİ SERVİSİ olacaktı, Fizik tedavi, İmplant servisi vs.

Üstelik 75 yatak kapasiteli bu hastanenin 50 yatağı da YOĞUN BAKIM olacaktı.

Olamıyor, yapılamıyor lanet GÖTÜRME sevdası yüzünden.

Birileri trilyonlar götürecek diye Giresunlu perişan ediliyor gurbet ellerde.

O zalım Cerrahpaşa türküsünü nicelerimiz gözü yaşlı dinlemeye devam edecek duyarsız yetkililerimiz yüzünden.

Samsun OMÜ otoparkında hiç arabada uyudunuz mu?

Ya Trabzon’da?

Sabah kalkınca 2 saatte doğrulamamanın ne olduğunu Giresun’u yönetenler nerden bilecek?

Hastane içinde betonun üzerinde sabahlamanın ne olduğunu bilmezler ki.

Trabzon’da arabasının camlarını koli kartonları ile kapatarak ev yapanların çektiğini nerden bilecek.

Onlar GÖTÜRECEKLERİ trilyona bakar.

İş işten geçmedi!

31 Aralık tarihine kadar başlanamazsa ruhsat yanıyor; Son 40 gün.

Başta milletvekillerimize ve Belediye Başkanı Kerim Aksu’ya 444 bin Giresunlu adına çağrıda bulunuyorum;

Şehir planında ‘Sağlık Alanı’ olarak gösterilen bu alana başka bir şey yapılamayacağı mahkemece de onandığına göre ‘peysaj bahanesi’ ile durdur(t)ulan bu hizmetin önünü açın!

Gizli kapaklı ifade etmeye de gerek yok, gelin siz de ortak olun ve şu hastane izni yanmasın!

Ortaklıksa ortaklık, alacağınız dua da cabası.

Trabzon’da, Samsun’da ve Ankara, İstanbul gibi zalım gurbette Giresunlu’ların çektiği perişanlığı bitirin.

İnsanın hastası olduğu için duygusal oluyor ama sizde de insanlık var, sizde de vijdan var gidin fakülte çevresinde dolaşın.

Giresunluların çektiğini görünce gözünüzden akacak yaşı durduramazsınız.

Belki şanınıza yakışmaz Trabzon ve Samsun fakültelerine gitmek çünkü; siz halk değilsiniz, siz elitsiniz!

Hiç olmazsa her sabah saat 04’lerde liman kavşağına ve meydan camisinin önündeki durağa bakın, Fakültelere giden hasta ve hasta yakınlarını görün.

Fakültelerde çekecekleri çileyi söylemeye gerek yok.

Taşeron işçilerine bile baba deniliyor baba!

Ben öğretmen olduğum halde fakültede kayboldum, elinde tahlil 80 yere gönderiyorlar sizi.

Yakınınızın hastalığını öğrenince duvarı kapı, kapıyı da duvar görmeye başlamanın ne olduğunu bilir misiniz?

Siz bunları bilemezsiniz, siz bunları yaşamazsınız hatta yakınlarınız bile yaşamaz;

Sizler Amerikan hastanelerine gider gerekirse yurtdışından proflar getirtirsiniz ama biliyorum ki içinizdeki insan sevgisi henüz ölmedi…