AĞUSTOS 2016

AĞUSTOS 2016

Ağustos ayının son dönemine girdik. Bu ayın bu tarihe kadar geçen kısmı da,15 Temmuz 2016 tarihinde başımıza bela olan darbe girişimine uygun şekilde seyretmiştir.

Artık nişan ve düğünlerde, emniyet binaları yakınlarında, vatandaşın sosyal ihtiyaçlarını giderdiği toplu yerlerde bombalar patlamaya başlamıştır.

Karadeniz’in 10 km kadar olan köylerinde incir denilen şahane bir meyve yetişmektedir. Bu meyve 20 Ağustosta olgunlaşmaya başlar,Ekim sonuna kadar hasadına devam edilir.

En kalitelisi patlıcan inciri denilen,içi bal dolu,yapısı iri,rengi kahve rengine bakan, dış kabukları çatlamış ince çekirdekli incirler olur.

Üst üste bir hafta güneşli geçen havalarda,her sabah incir ağaçlarında oluşan meyvelerinin, dudak kısımlarının ucunda nohut tanesi kadar bir bal damlacığı ile sırlandığını görürsünüz.Koparılan incirlerde önce bu balı emer,incirleri de zıpçığına yakın yerden ısırır sanız değmeyin tadına.Artık bulabildiğin oranda ısır.

Ama olgunlaşan aynı incirlere her gün yağmur yağar,veya cise düşerse,ağızları açılır.İçine su kaçar.Cıvıklaşır salça haline gelir.Su içindeki şekeri eritir.İncirler çürür ve ekşimsi bir tadı,küflenmiş bir kokusu oluşur.Yiyen önce tuvalete,sonra hastaneye koşar.

Temmuz ayına kadar bölücülerin Doğu ve Güneydoğudaki hendek-duvar harekatı, bir de bir iki ay ara ile büyük kentlerde IŞİD ve PKK tarafından patlatılan intihar bombacıları hariç siyasi kanatta devlet işleri ağır aksak yürümeye çalışıyordu. Türkiye’nin yüzde 85 inde can ve mal güvenlik tehlikesi yoktu. Veyahut bize öyle geliyordu.

PKK eşkıyası doğudaki şehir merkezlerinde giriştiği isyanlarında; Türk askeri ve polisinden yediği darbelerle çok ağır kayıplar vererek yok olmaya başlamıştı.

Lakin 15 Temmuz gecesi FETÖ tarafından organize edilen kanlı darbe girişimi, bir sepet incire su sıktı. Artık TSK deki General ve Amiral kadrosunun yarısı, polisteki polislerin amirinden memuruna yüzde yetmişi, adalet sisteminin yüzde altmış beşi, eğitim camiasının yüzde altmışı,bakanlıkların idari kadrosunun ekserisi,vali ve kaymakamlar,TUBİTAK,TİM,MİT,gibi can damarlarımızda çalışanların tamamına yakını “Fetullahçı” olarak ya işlerinden oldular,veya açığa alındılar.

Aynı zamanda sivil hayatta iş âleminden bakkalına, şirketlerinden holdinglerine kadar tüm uzantıları da bir bir su yüzüne çıkmaya başladılar.

Amaçları kimine göre iç savaş çıkartmak, kimine göre devletimizi İran tipi Fetullah’a teslim etmek olarak nitelendirilen bu darbeden sonra, Türkiye halen düzeltilememiştir.

Yalnız şu an ekonomik göstergelerde endişe edilecek menfi bir olumsuzluk mevcut değildir.Bu yönümüz sevindiricidir.

Nasıl düzelsin ki:Sokaktaki vatandaşa;” iktidar partisi AKP’nin içinde FETÖ’cü Milletvekili var mıdır” diye soruyorsun.Adam “ohohooooh “diyor.”On “diyorsun,”çık çık” diyor.”Elli” diyorsun.”Biraz daha çık” diyor.Anlaşılan rakamın özü korkutucu seviyede olma ihtimali.

TSK de 15 Temmuzda görevden alınan adli müşavir albayın yerine atanan tuğgeneral de bugün FETÖ cü olarak tutuklanıyor.Halen içinde FETÖ ye bağlı yüzlerce ,binlerce ihtilalcı subay var.

Polis teşkilatında, hakim ve savcılarda, öğretmen ve diğer memurlarda görevden almalar binlerle ifade ediliyor. Bir ilde kadrolu 300 polisin 108 i bir günde açığa alınıp işten el çektiriliyor.

Hükümet şaşkın. Ne yapacağını bilmiyor.Yeni kadroları hazırlanmak için yıllarca beklemek gerekecek.Bunca “hain ve şerefsizler” in çoğu kendi zamanlarının mahsulleri.

AKP dahil her kurum ve kuruluş Ağustos ayında günlerce dalında yağmur yemiş incire dönmüş.

Bu çürük incirler yenilir mi. Kazara yense bile mide de rahat dururlar mı?

Hakeza bünyeyi muhafaza etmenin yegane formülü, üzerine yağmur yağmış,bu sebeple bozulmuş çürük incirleri yememektir.

Suçlusu kim.

Ağustos ayı mı,yoksa bu ayda düşen,yaklaşmakta olan güz ayları anımsatan yağmurlar da mı?

Sosyal Medyada Paylaşın:

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?